Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

    Davacı vekilinin tazminat yönünden tefrik kararı verilmesine yönelik istinaf talebi bakımından yapılan incelemede, HMK 132 maddesi gereğince karşı davanın aynı taraflar arasında açılmış olması gerektiği ve ayrıca karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürelen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması, yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması gerektiği, eldeki davanın Orman İdaresi tarafından açılan tapu iptal davası olduğu, davalının açtığı davanın ise TMK 1007'den kaynaklanan tazminat davası olduğu, TMK 1007'ye göre açılacak davada davalının Hazine olması gerektiği, Orman İdaresinin taraf sıfatının bulunmadığı ve TMK 1007'ye göre dava açılabilmesi için zararın doğmuş olması gerektiği, bunun ise ancak tapu iptal kararı verilip kesinleşmesiyle oluşabileceği, bu nedenle mahkemece verilen tefrik kararının Yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir....

    , bu dava ile 550 m² olan parselin 281,87 m²'sinin iptal edilerek tapu sicilinden terkin edildiğini, parselin kalan kısmı için müvekkili ile 06/08/2013 tarih 32027 sayı ile pazarlık görüşmelerine başlandığını, düşük bedel teklifinden dolayı anlaşmazlık tutanağı imzalandığını, taşınmazın 281,87 m²'sinin iptali nedeniyle TMK’nın 1007. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00.TL tazminatın tapu iptal kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiş, 23/02/2016 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile talep ettiği tazminat miktarını 68.035,32 TL'ye artırmıştır....

      . -1999/135 K.sayılı kararı ile 10.267.32 m2 miktarlı bölümü 175 ada 24 parsel olarak müvekkili üzerinde bıraktığı, 20.270.06 m2 miktarlı bölümü ise taşlık ve kayalık olduğundan bahisle 175 ada 136 parsel numarası ile ... adına tesciline karar verildiği, 15.03.2006 tarihinde de davalı Hazine adına tescil edildiğini, TMK 1007. maddeye göre tapu kütüğünün doğruluğuna güvenerek bu taşınmazı satın alan, fakat bu mülkiyetin sakat oluşu nedeniyle malı elinden çıkan, Anayasanın 129/5. fıkrası ile ve TMK 1007. maddeye göre sorumlu olan, bu sorumluluğu da BK 55. maddeye göre kusursuz sorumluluk esasına dayalı olan devlet aleyhine fazlaya ilişkin alacak ve tazminat hakkı saklı kalmak üzere metrekaresi en az 20.00.-TL olan bu taşınmaz için 20.270 m2x20.00=405.400.00 - (Dörtyüzbeş bin dörtyüz) Türk Lirasının dava tarihinden başlamak üzere yasal faizi ile birlikte davalıdan tazminine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle : Dava konusu taşınmazlar kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından tarıma elverişli olmadıklarını, sulu arazilerde yetişen ürünlerin münavebeye alınmasının eksik ve hatalı olduğunu, Yargıtay ve AİHM kararlarında belirtildiği gibi taşınmazın tam değerinin değil hak dengesinin yerine getirilmesi için uygun ve adil bir tazminat belirlenmesi yoluna gidilmesi gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE : Dava, TMK'nun 1007. Maddesine istinaden açılmış tazminat davasıdır. Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....

        Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; Sakarya ili Karasu ilçesi, Denizköy köyünde bulunan 3313 parsel sayılı taşınmazın 5414 metrekarelik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle, Hazine tarafından Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinde açılıp, 1988/250 Esas sayılı dosya üzerinden görülen davada tapu kaydının iptaline karar verilip, söz konusu kararın 1994 yılında kesinleştiği, ancak ilam tapuda infaz edilmeden davacının taşınmazı 40506 metrekare yüz ölçümlü olarak 1999 yılında satın aldığı, taşınmaz davacı ... kayıtlı iken, Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/250 Esas sayılı kararı uyarınca 5414 metrekarelik kısmının 2008 yılında tapudan terkin edildiği anlaşılmış olup, davacının taşınmazı tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra fakat ilamın infazından önce tapu kayıtlarına güvenerek satın aldığı gözetildiğinde, davacı açısından tazminat davası açılmasına ilişkin zamanaşımı süresinin terkin tarihi olan 2008 yılından başlayacağı ve 6098 sayılı Borçlar...

          Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; ... ili ... ilçesi ,...köyünde bulunan 416 parsel sayılı taşınmazın 4012 metrekarelik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle, Hazine tarafından Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinde açılıp, 1988/250 Esas sayılı dosya üzerinden görülen davada tapu kaydının iptaline karar verilerek, söz konusu kararın 1994 yılında kesinleştiği , ancak ilam tapuda infaz edilmeden davacıların taşınmazı 35812 metrekare yüz ölçümlü olarak 1997 ve 1998 yıllarında satın aldığı , taşınmaz davacılar adına kayıtlı iken, ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/250 Esas sayılı kararı uyarınca 4012 metrekarelik kısmının tapudan terkin edildiği anlaşılmış olup, davacıların taşınmazı tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra fakat ilamın infazından önce tapu kayıtlarına güvenerek satın aldığı gözetildiğinde ,davacılar açısından tazminat davası açılmasına ilişkin zamanaşımı süresinin terkin tarihi olan 2008 yılından başlayacağı ve 6098 sayılı Borçlar...

            Asliye Hukuk Mahkemesinde açılıp, 1988/250 Esas sayılı dosya üzerinden görülen davada tapu kaydının iptaline karar verilip, söz konusu kararın 1994 yılında kesinleştiği , ancak ilam tapuda infaz edilmeden davacının taşınmazı 101.812 metrekare yüz ölçümlü olarak 1995 yılında satın aldığı, taşınmaz davacı ... kayıtlı iken, Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/250 Esas sayılı kararı uyarınca 13350 metrekarelik kısmının tapudan terkin edildiği anlaşılmış olup, davacının taşınmazı tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra fakat ilamın infazından önce tapu kayıtlarına güvenerek satın aldığı gözetildiğinde ,davacı açısından tazminat davası açılmasına ilişkin zamanaşımı süresinin terkin tarihi olan 2008 yılından başlayacağı ve 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesinde yazılı on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı açıktır....

              Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....

                Davalı vekili cevabında özetle, zamanaşımı def’i ve husumet itirazında bulunarak davanın Orman Genel Müdürlüğü aleyhine açılması gerektiğini, orman kadastrosunun itirazsız kesinleştiğinden davacıların TMK.1007 maddesine dayalı olarak tazminat talep edemeyeceklerinden bahisle davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince taşınmazın m2 birim değeri 43,62 TL üzerinden davayı kabul ederek 20.000 TL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına ilişkin hüküm tesis etmiştir. İstinaf Kanun Yoluna Başvuran; Davalı tarafından başvurulmuştur....

                UYAP Entegrasyonu