Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Bozma kapsam ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. 3-İncelemeye konu kararın, karar başlığında başkan, üyeler ve zabıt katibinin ad, soyad ile sicillerinin yer almaması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/a-b-g maddesine aykırı ise de bu eksiklik mahallinde düzeltilebilir hatadan kaynaklı olup bozma sebebi yapılmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nun 371/1-a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA ve dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Ancak 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi hükmüne göre, tazminata hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanı sıra, tapu sicilinin tutulması nedeniyle bir zarar doğmuş olmalıdır. Somut olayda ise davacı taşınmazın tapuda 15.936 m² yüzölçümü ile kayıtlı olmasına karşın taşınmazının aslında 5.936 m² olduğunu belirterek tazminat istemişse de; çekişmeli 169 ada 38 parsel sayılı taşınmaz dava ve karar tarihleri itibariyle tapuda hala 15.936 m² yüzölçümü ile kayıtlı olup davacının iddia ettiği gibi bir miktar azalmasının tapu kaydına yansıması söz konusu değildir....

      Mahkemece, davacının tutunduğu değişir sınırlı tapu kaydının yüzölçümünün izaleyi şüyu davasında verilen kararla usulsüz olarak artırıldığı, kadastro mahkemesince tekrar tapunun ilk yüzölçümüne itibar edilerek verilen kararın doğru olduğu, Hazinenin sorumluluğunu gerektiren bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/06/2021 NUMARASI : 2019/452 ESAS - 2021/176 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin Samsun İli Atakum İlçesi Alanlı Köyü 1066 (yeni 2827) parsel sayılı taşınmaza malik iken, Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22/05/2014 gün ve 2012/699 E ve 2014/122 K sayılı kararı ile taşınmazın bir kısmının tapu kaydının iptal edilerek orman vasfı ile hazine adına tapuya tesciline karar verildiğini, kararın 11/07/2014 tarihinde kesinleştiğini, bu durumun TMK'nun 1007. maddesi gereğince devletin sorumluluğunu doğurduğunu belirtip fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutmak sureti ile 1.000,00 TL maddi tazminatın, tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Mahkemece; davanın kabulüne, dava konusu 2409 parselde bulunan cinsi ve yüz ölçümüyle krokisi 09.03.2011 tarihli bilirkişi raporu ve ekinde gösterilen evin davacı tarafından yapıldığının tapunun beyanlar hanesine tesciline karar verilmiştir. Hüküm; süresi içinde, davalılardan ..., ..., ....,.... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Tapu sicilinin doğru esaslara dayanması ve düzgün tutulması Devletin sorumluluğu altındadır ve kamu düzeni gereğidir. Diğer bir deyişle tapu sicilinin düzenli tutulmasına dair kararlar kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle kendiliğinden gözönünde tutulması gereken hususlardandır. HUMK'un 74-76. maddeleri ve HMK'nın 26. maddesi uyarınca da, Hakim taleple bağlı olup talepten fazlasına hüküm veremez....

          Buna bağlı olarak ölü kişi adına tescil kararı verilmesi doğru olmadığı gibi tapu sicillerinin tutulması prensiplerine de aykırılık teşkil eder. O halde, miras bırakan...'ya ait veraset ilamına göre murisin tüm mirasçıları adına payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değilse de, anılan bu yanılgı yargılamanın yenilenmesini gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının ilk paragrafında;"... muris ... oğlu 1916 doğumlu... ibaresinden sonra (veraset ilamında belirtilen payları oranında tüm mirasçıları adına) tapuya kayıt ve tesciline..." tümcesinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            ın diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 5. maddesi gereğince, araçların trafiğe tescil edilmesi ve sicillerinin 2012/8152-16653 tutulması Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı olarak kurulan Trafik Hizmetleri Başkanlığı bünyesindeki Trafik Tescil Şube veya Bürolarının görevi ve yetkisindedir. Bu bağlamda araç tescili idari mahiyette hukuki işlemlerdendir. Tescil idari işlem olup, mahkemece, kaydın ve satış sözleşmesinin iptali ile yetinilmesi gerekirken tescil hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma gerektirir. SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'ın 2. bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 26.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Tapu müdürlükleri, Türk Medeni Kanununun 997 ve devamı maddeleri uyarınca tapu sicilinin tutulması ve bu sicillerinin yasalara uygun oluşması konularında görevli ve sorumludur. Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre dava konusu haciz ve ipoteğin hak sahibinin bulunması mümkün olmadığından davanın tapu sicilini tutmakla görevli ve sorumlu tapu müdürlüğüne yöneltilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18.09.2013 tarihli, 2013/14-93-1364 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Bu nedenle mahkemece devamında hukuki yararı kalmayan haciz ve ipotek şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken husumet yönünden davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.2.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2019 NUMARASI : 2019/34 ESAS, 2019/486 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (tapunun Haksız Ele Geçirilmesi Nedenli) KARAR : T.C. BURSA BAM 8. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/337- 2022/759 T.C. BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİ Dosya No : 2020/337 Karar No : 2022/759 Karar Tarihi : 31/03/2022 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I İncelenen Kararın Tarihi : 24/09/2019 Numarası : 2019/34 Esas, 2019/486 Karar Davacı : T1 Vekili : Av. T2 Davalı : T3 Vekili : Av. T4 Dava : Tazminat (tapunun Haksız Ele Geçirilmesi Nedenli) Yalova 2....

                UYAP Entegrasyonu