Bilindiği üzere, eski Türk Kanunu Medenisi'nin 917. ve bu kuralı aynen benimseyen yeni Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesinde, tapu sicillerinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin birinci derecede ve objektif sorumluluğu bulunduğu esası kabul edilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, anılan maddeler ile öngörülen sorumluluk kusursuz sorumluluk olup, tapu sicilinin tutulması görevi ile yükümlü bulunan memurun yaptığı yanlış işlem ve kayıtta kusursuz olması bile, Devleti sorumluluktan kurtarmaz. Tapuda yapılan işlem sonucu bir zararın oluşması, bu işlem ile zarar arasında illiyet bağının bulunması Devletin sorumlu tutulması için yeterlidir. Nitekim, tapu siciline güven ilkesine verilen önemi vurgulayan 15.3.1944 gün ve 13/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da, Medeni Kanunun yürürluğe girmesinden önceki sicillerin tutulmasından dahi Devletin objektif sorumluluğu benimsenip vurgulamıştır....
Yalova 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/144 E. 2019/42 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacısı aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Çiftlikköy İlçesi, Laledere köyü, 147 ada 28 parsel sayılı taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 04/02/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....
Kumluk Mevkii 4 pafta 186 parsel sayılı gayrimenkul için 250,00 TL, Bursa İli Karacabey İlçesi Boğazköy Mahallesi Fındıkaltı mevkii 7 pafta 931 parsel sayılı taşınmaz için 750,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00TL tutarındaki belirsiz maddi tazminat alacağının 186 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı tazminat alacağı bakımından tapu iptal ve terkin kararının kesinleştiği 10/04/2017, 931 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı tazminat alacağı bakımından tapu iptal ve terkin kararının kesinleştiği 08/06/2016 tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek olan kanuni faizi ile birlikte davalı Maliye Hazinesinden alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; TMK 1007....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve TMK'nun 1007. maddesi uyarınca açılan davalarda, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle zarar oluşması gerektiği, davacının satın aldığı tarih itibariyle ilgili şerhin tapu sicilinin beyanlar hanesinde bulunduğu ve davacının zararının bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK'nun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nun 388/4....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 4. Hukuk Dairesi iş bölümünün 26. maddesinde; "Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davaları (TMK m. 1007) sonucu verilen hüküm ve kararlar,", 27. maddesinde; "Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptalinden kaynaklanan ve Devlet aleyhine açılan tazminat davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar,," şeklindeki düzenlemeler yer almıştır. Bu düzenlemeler karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2553 KARAR NO : 2022/383 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2021 NUMARASI : 2020/121 2021/372 DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Gaziosmanpaya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/121 Esas ve 2021/372 Karar sayılı kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla tüm dosya incelendi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm dosya kapsamına göre açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, müvekkilinin tapu kütüğünü incelemesinin mümkün olmadığı gibi kendisine bu konuda özenli davranma yükümlülüğünün de yüklenemeyeceğini beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davacının davası TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....
, satın aldığı sıradaki yüz ölçümünün yanlış hesaplanarak, tapu senedine işlediğini, haliyle önceki alıcıdan kaynaklanmayan ancak tapu kayıtlarından kaynaklı zararının olduğunun tespit edildiğini, murisin iyiniyetli olarak ve tapu kaydına güvenerek bu yeri 8120 m2 üzerinden satın aldığını, ancak yapılan 3402/22- a uygulama neticesinde, tapu kaydının gerçeği yansıtmadığının anlaşıldığını, TMK'nın 1007. maddesi gereği tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devletin sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa'nın 40 ncı maddesinin 3.fıkrasında "kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir." hükmü öngörülmüş, 129 ncu maddenin 5 nci fıkrasında ise; " memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği..." açıklanmıştır.M.K.nun 1007 nci maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır.Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmez.Zira devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/491 ESAS, 2021/26 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu sicillerinin tutulması kaynaklı rücuen) KARAR : Osmaniye 1....