Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalar, hatalı tapu sicili oluşmasına sebebiyet verdiği için, kadastro tespitinde yapılan hatalar da, TMK'nın 1007. maddesi anlamında tapu sicili kavramı içindedir. Hatalı yapılan kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde, tapu malikinin bu nedenle doğan zararından TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalar, hatalı tapu sicili oluşmasına sebebiyet verdiği için, kadastro tespitinde yapılan hatalar da, TMK'nın 1007. maddesi anlamında tapu sicili kavramı içindedir. Hatalı yapılan kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde, tapu malikinin bu nedenle doğan zararından TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur....
a 06.07.1979 tarihli akitle satış suretiyle temlik edildiği, bu satış işlemlerinden sonra tapu idaresinin 5579 payın ipkaen tescilini yaptığı, ancak temlike konu 30859 payın terkinin unutulduğu ardından 1979, 1980 ve sonraki yıllarda davalılara da pay satışlarının anılan pay üzerinden yapıldığı kayden sabittir. Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa’nın 40 ncı maddesinin 3.fıkrasında “ kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir.” hükmü öngörülmüş, 129. ncu maddenin 5. nci fıkrasında “ memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği” açıklanmıştır. M.K.nun 1007 nci maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır....
Davalı hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, MK. 1007 maddesine göre Hazinenin sorumlu olabilmesi için tapu sicilinin tutulmasından zarar doğmuş bulunması, memurun hukuka aykırı eylemi olması, zarar ile eylem arasında illiyet bağı bulunması ve zararın tapu sicilinin hukuka aykırı biçimde tutulmasından doğması hususlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiğini, Kadastro Müdürlüğü açısından ise dava konusu olan zarara neden olan işlem kadastro çalışmaları sırasında gerçekleşmiş idari bir işlem olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekilince istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 01.11.2022 günü aleyhine temyiz olunan Hazine vekilinin yüzüne karşı, usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davacı vekili ve aleyhine temyiz olunan bir kısım davalıların yokluğunda duruşmaya başlanarak gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü; - K A R A R - Dava, tapu iptali ve tescil, 4721 sayılı TMK'nın 1007 nci maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak taleplerine ilişkindir....
Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; MK'nın 1007. maddesi gereği tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 20. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Gerçekten de, Anayasanın 40 ncı maddesinin 3. fıkrasında “kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir.” hükmü öngörülmüş, keza Anayasanın 129 ncu maddesinin 5. fıkrasında “memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği” açıklanmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Knunu'nun(TMK) 1007. maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır. Devletin sorumluluğunda, tapu sicilinin tutulması sırasında sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de, eylem ya da işlemin kusura dayanması gerekmez. Zira, Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 13/06/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, davacı vekili Av. ... ... ve temyiz eden davalı ... vekili Av. ...geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
revizyon görmeyen ve işleme tabi olma niteliğini kaybetmiş tapu kaydına dayanılarak 4721 sayılı Kanun'nun 1007 nci maddesi gereğince tazminat talep edilemeyeceğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verimesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Somut olayda, tazminat isteğine dayanak taşınmazın yüzölçümü hatalı olarak tespit edilmiş ise de davacının Kadastro Müdürlüğü'nün hatalı işleminden kaynaklanan bir zararı bulunmamaktadır. Taşınmaz davacının elinden, devir aldığı miktar ile çıkmıştır. Bir başka anlatımla davacı taşınmazı devir aldığı tarihte tapuda hangi yüzölçümü miktarıyla kayıtlı ise, mülkiyetini kaybettiği tarihte de aynı miktarla kayıtlıdır. Şu durumda, tazminat isteğine dayanak taşınmazın yüzölçümü kadastro sırasında hatalı olarak tespit edilmiş ise de, davacının bu işlem nedeniyle zararının olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur....