Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; davacının dava konusu taşınmazı satın aldığı ....ınmazda ½ oranında hisse sahibi olduğu halde Tapu Sicil Müdürlüğünce düzenlenen resmi senette davacıya taşınmazın tamamının satıldığı, daha sonra yapılan imar uygulamaları sırasında bu durumun ortaya çıktığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK.nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007.maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.'' hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır....

    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğundan bahisle istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, davacılara ait tapu kaydının bir kısmının revizyon imar planı ile kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bahisle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Tapu sicilinin tutulmasını üzerine alan Devlet, tapu siciline tanınan güvenden ötürü, hak durumuna aykırı kayıtlardan doğan tehlikeyi de üstlenmektedir. Tapu müdürü ya da memurunun kusuru olsun olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu halinde, iç ilişkide etkisi söz konusu olmaktadır....

    Somut olayda, davacılar vekili her ne kadar tapu iptali ve tescil istemi yönüyle iddialarının yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğunu açıklayarak dava açmış ise de, davacının dava dilekçesinde anlattığı olayların tarihleri, dayanak olarak bildirdiği tapu kayıtları ile mahkeme kararlarının tarihi, yine dava dilekçesinde aynen " taşınmazın bulunduğu mahalde 1975 ve 1976 yıllarında kadastro çalışması yapıldığını, yapılan yanlış kadastro soruşturması, mevcut tapu kayıtlarının göz ardı edilmesi ve yanlış tapulama çalışmaları sonucunda, davacıların murisi Şuayip Tarkan adına kayıtlı olan 74.616,00 metrekarelik tarlanın tutanaklara geçmediği ve T6 adına yeni bir taşınmaz kaydı oluşturulduğunu" öne sürmesi hususları birlikte gözetildiğinde tapu iptali ve tescil istemi yönünden dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile birlikte tazminat istemlerine ilişkindir....

    Dava; tapu kaydının yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur'' hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır....

      Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir....

      tan satın aldığını, ancak Tapu Müdürlüğüne müracaat ettiğinde 1995 yılında cebri satışa dayanarak yapılan tescil sırasında payların yanlış hesaplanması nedeniyle payının satın aldığını düşündüğü paydan daha az olduğunu iddia ederek, payının gerçeğe uygun şekilde düzeltilmesini ve kayden payında meydana gelen eksilme nedeniyle uğradığı zararın TMK'nın 1007. maddesi uyarınca ...den tahsilini istemiştir. Mahkemece davaların reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Sayın çoğunluk ile tapu kaydının düzeltilmesine ilişkin davanın reddinin doğru olmadığı konusunda aramızda bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır. Aramızdaki uyuşmazlık, tazminat davasına ilişkindir. Mahkemece, sicilin düzeltilmesi mümkün olduğu sürece tazminat istenemeyeceği gerekçesiyle dava esastan reddedilmiştir. Davacının tapu sicilinin yanlış tutulmasından dolayı payının azalması nedeniyle uğradığı zararın TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Devlet tarafından tazmini gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali, Tescil ve Tazminat ... ve müşterekleri ile ... ve Hazine aralarındaki tapu iptali tescil ve tazminat davasının reddine dair İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.09.2010 gün ve 102/304 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.03.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü Hazine vekili Avukat ...geldi. Başka kimse gelmedi....

          Bu nedenle, Devletin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan sorumluluğuna dayanılarak açılan davalarda, bu sorumluluk hallerine ilişkin olarak düzenlenen zamanaşımı, munzam zarar ve hakkaniyet indirimi ya da makul indirim kurallarının uygulanma imkanı yoktur. T.M.K.nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için ayrıca zamanaşımı öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 146. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesindeki) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu olacaktır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığı, davalı idarenin husumet ehliyeti olmadığı, orman vasfında olduğu için taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağı, zararla tazminat miktarı arasında illiyet bağı bulunmadığı, faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Tapu sicilinin tutulmasını üzerine alan Devlet, tapu siciline tanınan güvenden ötürü, hak durumuna aykırı kayıtlardan doğan tehlikeyi de üstlenmektedir. Tapu müdürü ya da memurunun kusuru olsun olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir....

          Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğunun kapsamı, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hataları da kapsamaktadır. Bir başka deyişle, kadastro işlemleri, tapu kütüğünün oluşumuna dayanak oluşturduğundan, bu işlemler nedeniyle tapu kütüğünde oluşacak yanlışlıklar nedeniyle doğacak zararlar da TMK'nın 1007. maddesi kapsamındadır. Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (aynî) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü, sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....

            UYAP Entegrasyonu