Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 1007.maddesine dayalı olarak açılan hazinenin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan kusursuz sorumluluğuna ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 20.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 20.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 17.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Tapu sicilinin tutulmasında kişi çıkarlarının korunması bakımından uyulması gereken kurallar tapu mevzuatı ile sınırlı olmayıp, bu mevzuat dışındaki hukuk kurallarına ve hukukun genel ilkelerine de uyulması gerekmektedir. Tapu müdür ya da memurlarının ihlal ettikleri hukuk kuralları ister genel olsun ister salt sicilin tutulmasıyla ilgili olsun her iki halde de ortaya çıkan sonuç tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmuş olmasıdır (Dr.Lale Sirmen, Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan Zararlardan Devletin Sorumluluğu, ... ,1976 Sh. 63 vd). Bu nedenle sicilin hukuka uygun tutulması kavramı tapu mevzuatına uygunlukla sınırlı bir kavram olmayıp, hukukun genel ilkelerine uygunluk da gerekmektedir. Bunun dışına çıkan her hukuka aykırı davranıştan Devletin sorumluluğu asıldır....

      Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından dava konusu taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle Medeni Kanun madde 1007'ye göre tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tüm zararlardan devletin sorumlu olacağı, Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi ve anayasanın mülkiyet hakkını koruyan maddeleri gereğince mülkiyet hakkında sınırlama yapılamayacağı, verilmiş olan tapu kaydının iptalinden doğan zararlardan devletin sorumlu bulunacağı belirtilmiştir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

      Dava tapu sicilinin tutulmasından dolayı uğranılan zararın Devletin sorumluluğuna ilişkin Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi gereğince ödetilmesi istemine ilişkindir. Davacı, sahibi olduğu taşınmazın, kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürerek, davalının maddi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından Türk Medeni Kanunun 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir. Bu sorumluluk asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan, zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. Sicil tutma işleminden ya da bir işlemin yerine getirilmemiş olmasından kaynaklanan uyuşmazlıklarda Türk Borçlar Kanunu'nun haksız eylemden doğan sorumluluğa ilişkin kurallarının uygulanacağı da kuşkusuzdur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın tazmini için TMK'nın 1007. maddesine göre açılmış tazminat istemine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıdaki gün ve sayısı yazılı hükmün, Dairemizin 04/05/2016 gün ve 2015/2503 Esas, 2016/5079 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü. KARAR Karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürülmüştür. Dairemiz kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usûl ve kanuna da uygundur....

        İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılarak, ıslah dilekçesinde davacı vekili tarafından 624.331,54 TL değer üzerinden ıslah edildiği ve harcının bu değer üzerinden ikmal edildiği anlaşılmakla, dağıtılan arazinin 23.000 m² olması nedeniyle bu miktar üzerinden tazminat hesaplaması yapılarak, davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 1- Davanın KISMEN KABULÜ ile, 584.913,460 TL tazminat bedelinin 2.000,00 TL'sinin dava tarihi 18/01/2022 tarihinden, bakiye 582.913,460 TL'sinin ıslah tarihi olan 26/09/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KAMULAŞTIRMASIZ EL KOYMADAN KAYNAKLANAN YRG.GELİŞ TARİHİ: -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; ... Sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 5.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 5.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,29.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          İleri Sürülen İstinaf Sebepleri : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; objektif değer artış oranı uygulanmamasının hatalı olduğunu, bu miktar üzerinden davayı ıslah ettiklerini belirterek davanın tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faiz oranının hatalı uygulandığını, belirlenen bedelin fahiş olduğunu, adil bir tazminat belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava TMK 1007. Maddede düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davasıdır....

          Tapu sicilinin tutulmasında kişi çıkarlarının korunması bakımından uyulması gereken kurallar tapu mevzuatı ile sınırlı olmayıp, bu mevzuat dışındaki hukuk kurallarına ve hukukun genel ilkelerine de uyulması gerekmektedir. Tapu müdür ya da memurlarının ihlal ettikleri hukuk kuralları ister genel olsun ister salt sicilin tutulmasıyla ilgili olsun her iki halde de ortaya çıkan sonuç tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmuş olmasıdır (Dr.Lale Sirmen, Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan Zararlardan Devletin Sorumluluğu, Ankara, 1976 Sh. 63 vd). Bu nedenle sicilin hukuka uygun tutulması kavramı tapu mevzuatına uygunlukla sınırlı bir kavram olmayıp, hukukun genel ilkelerine uygunlukta gerekmektedir. Bunun dışına çıkan her hukuka aykırı davranıştan Devletin sorumluluğu asıldır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmi; hüküm, davacılar vekilince temiz edilmiştir. Dosyada bulanan kanıt ve belgelerden; ... ili ... köyünde bulunan kayden 1.838.000 m2 yüzölçümlü taşınmazla ilgili olarak, 1926 yılında ......

              UYAP Entegrasyonu