Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların murisinden intikal eden ve hissedarı bulundukları, İzmir İli, Güzelbahçe İlçesi, Merkez Mahallesi, 2526 parsel sayılı taşınmazın, Orman İdaresi tarafından açılan dava üzerine, tapu kaydının iptali ile, Orman vasfı ile T11 adına 2526 parsel numarası ile tescil gördüğünü belirtilerek tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı davada, İzmir İli, Güzelbahçe İlçesi, Köycivarı Sokağı, Büyükkaya Mevkii, 2526 parsel, 04/05/1995 tarih ve 449 sıra nolu tapu kaydına dayanmaktadır. Dava konusu İzmir İli, Güzelbahçe İlçesi, Merkez Mahallesi, 2526 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verildiği, Hazine adına tapuya tescil hükmü kurulduğu, bu kararın 05/12/2021 tarihinde kesinleştiği dosyadaki hükümden anlaşılmaktadır. TMK'nun 1007. madde gereğince devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir. 4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır....
Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu halinde, iç ilişkide etkisi söz konusu olmaktadır. Bu sorumluluk türünün, Borçlar Kanununun haksız fiil sorumluluğu, adam çalıştıranın sorumluluğu ve diğer objektif sorumluluk halleri, sebepsiz mal iktisap edenlerin sorumluluğu ile karıştırılmamalıdır. Bu nedenle, Devletin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan sorumluluğuna dayanılarak açılan davalarda, bu sorumluluk hallerine ilişkin olarak düzenlenen zamanaşımı, munzam zarar ve hakkaniyet indirimi ya da makul indirim kurallarının uygulanma imkanı yoktur. T.M.K.nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için ayrıca zamanaşımı öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 146....
Mahkemece, davanın yapılan imar uygulaması işleminden davacıların zarar gördükleri iddiası ile açılmış tazminat istemine ilişkin olduğu, imar uygulaması işleminin bir idari işlem olması nedeniyle 2577 sayılı İYUK'nin 2/1-b maddesi uyarınca bu işlemden zarar görenlerin ilgili idare aleyhine tam yargı davası açabilecekleri, bu nedenle davanın niteliği itibariyle idari yargının görev alanında kaldığı, ayrıca husumetin işlemi yapan belediyeye yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın HMK'nın 114/1-b ve d, 115. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Tapu Sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile güven duymalarını sağlamak bakımından Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir....
Şu durumda, tazminat isteğine dayanak taşınmazın yüzölçümü kadastro sırasında hatalı olarak tespit edilmiş ise de, davacının bu işlem nedeniyle zararının olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Ancak TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin sorumluluğu için salt tapu sicilinin hatalı tutulması yeterli olmayıp, öncelikle bir zararın ve bu zararın tapu sicilinin tutulmasından doğması veya kaynaklanması gereklidir....
Bunlardan "tehlike sorumluluğu" terminolojide “ağırlaştırılmış sebep sorumluluğu” ya da “ağırlaştırılmış objektif sorumluluk” olarak yer almaktadır. Bu tür sorumluluk halinde, diğer sorumluluk türlerinden farklı olarak ... beyyinesi (kanıtı) getirme olanağı yoktur. Bu halde, nedensellik bağının kesilmesi halinde sorumluluktan söz edilemeyecektir. İşte Devletin “tapu sicilinin tutulmasından ... sorumluluğunda" kusursuz sorumluluk, ağırlaştırılmış sebep, ağırlaştırılmış objektif sorumluluk ve tehlike sorumluluğuna ilişkin kurallar uygulanır. Görüldüğü üzere, tapu sicilinin tutulmasını üzerine alan Devlet, tapu siciline tanınan güvenden ötürü, hak durumuna aykırı kayıtlardan ... tehlikeyi de üstlenmektedir. Tapu sicil müdürü ya da memurunun kusuru olsun olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir....
Davaya konu Mersin ili, Mut İlçesi, Geçimli Mahallesi, 101 ada, 824 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tescil edilmiş iken Mut Orman İşletme Müdürlüğünce Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/168 E- 2013/338 K sayılı dosyası ile açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek18.11.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla taşınmazın kadastro tespitinin yapılması ile buna göre tapu sicilinin oluşturulması ve tutulmasından doğan zararlardan TMK 1007 maddesi uyarınca devletin sorumluluğu bulunmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/261 esas 2014/16 karar sayılı ilamı ile tapusunun iptal edilerek orman olarak hazine adına tesiciline karar verildiği, Medeni Yasanın 1007 maddesinde tapu sicilin tutulmasından doğan tüm zararlardan devletin sorumlu olduğu belirtilerek devletin kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince sorumlu olduğunun açıklandığı, tapu sicilin tutulmasından dolayı devletin sorumlu tutulabilmesi için taşınmaz sahibinin zarara uğraması zararın tapu sicilin tutulmasından doğmuş olması ve zarar ile tapu sicilin tutulması arasındaki illiyet bağının kesilmemiş olması gerektiği, davacının gerçek zararının Dairemizce yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında oluştuğu, davacının davayı istinaf etmemiş olması ve davalı yararına oluşan kazanılmış hak gerekçesiyle asıl ve birleşen davalar da hüküm altına alınan miktar ile hazineyi sorumlu tutmak gerekmiş ve başvurucu davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıların da hissedarı olduğu taşınmaz tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı TMK 1007 dayalı Devletin sorumluluğuna dayanılarak açılan tazminat davasıdır. Mahkemece, davanın zamanaaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilinin zamanaşımının dolmadığına ilişkin yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde; Medeni Kanunun 1007. maddesine göre; ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.'' TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan dolayı açılacak davalar için kanunda özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir....