Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini hükme esas rapordaki verilerin hatalı olduğunu emsal mukayesesinin usulüne uygun bir şekilde yapılmadığını beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacının da hissedarı olduğu taşınmaz tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

Bu değerlendirmeler ışığında yapılan incelemede; keşfen sabit olduğu üzere, eski tarihli dayanak tapu kaydının dava konusu taşınmazı da muhtevi şekilde geniş bir alanı kapsadığı, dayanak tapu kaydının, taşınmazın davacılara ait olduğunu belgelediği, nitekim aynı çalışma alanında bulunan ve aynı kök tapu kaydından hareketle açılan ve kabul edilen başka bir kısım davaların daha Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği (bkz. Y. 5....

Bu nedenle, Devletin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan sorumluluğuna dayanılarak açılan davalarda, bu sorumluluk hallerine ilişkin olarak düzenlenen zamanaşımı, munzam zarar ve hakkaniyet indirimi ya da makul indirim kurallarının uygulanma imkanı yoktur. T.M.K.nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için ayrıca zamanaşımı öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 146. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesindeki) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu olacaktır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (5.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, Tapu Sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 5.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 5.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,13.7.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, inceleme görevi Ya.... Kurulu'nun 26.07.2016 tarihli 263 sayılı kararının 2. Maddesi gereğince ..... Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli ... Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.09.2016 (Pzt.)...

        Davacı vekili tarafından, davacının tapuda resmi senetle satın aldığı taşınmazla ilgili, gerçek malik tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu, sahte evraklarla satış yapıldığının anlaşılması nedeniyle davacı adına olan tapu kaydının iptal edildiği, tapu memurlarının kusuru nedeniyle sahte evrakla satışın gerçekleştiği, taşımazın tapusunun iptali ve aleyhine açılan davanın kaybedilmesi nedeni ile ödenmek zorunda kalınan yargılama giderlerinden dolayı davacının zarar gördüğü belirtilerek 326.757,73 TL maddi ve 5000,00 TL manevi tazminat istemli dava açılmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, toplam 309.625,73 TL’nin 291.600,00 TL’sine dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmiş ancak reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden, kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir....

          nun 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, tapu sicilinin tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle, kayıt malikinin malvarlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin malvarlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktar olmalıdır....

            Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle, Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince açılan tazminata ilişkindir. Mahkemece kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı için değerini yitirmiş eski tarihli tapu kayıtları esas alınarak kadastro yoluyla oluşan tapu kayıtlarının hukuki değerinin bulunmadığı, uyuşmazlığın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanmayıp, hatalı kadastro işlemlerinden kaynaklandığı, bu nedenle Medeni Yasanın 1007. maddesindeki tapu kaydının tutulmasından kaynaklanmadığı için 1007 madde hükümlerin uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiştir. Ne var ki; mülkiyet hakkı Anayasanın 35. maddesi ve bu maddeye uygun olarak çıkarılan yasalarla korunduğu gibi, 5170 sayılı Yasa ile değişik Anayasanın 90. maddesi ile kanun hükmünde olduğu kabul edilen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Numaralı Protokolün 1. maddesiyle de güvence altına alınmıştır....

              Bir yıl içinde bu ödevi yerine getirmeyenler Devletleştirilen ormanın karşılığını alma hakkını kaybeder" hükmünün bulunduğu, bu hüküm uyarınca dayanak Nisan 335 tarihli tapudan dolayı tazminat talep hakkının da bulunmadığı; tapu kaydının taşınmaza uymaması halinde ise kadastroca oluşmuş ve daha sonra mahkemelerce iptal edilmiş geçerli bir tapu kaydı bulunmadığından zaten tazminata hak kazanılamayacağı gözönünde bulundurularak, davacıların tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu