Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK'nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda "...hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez... bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması..." hükme bağlanmıştır. İhtiyati tedbirin uygulanması sonucu, karşı tarafın zarar görme tehlikesi bulunduğundan HMK’nın 392. maddesinde tedbire karar verilirken talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. İhtiyati tedbir kararı verilirken tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde, ihtiyati tedbirden dolayı karşı tarafın uğrayacağı zarar için bir teminat alınmasına da karar verilir....

Somut olayda; zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. Somut uyuşmazlıkta, zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Haksız fiil (ölüm-yaralanma) tarihi itibarıyla davacının tazminat alacağı muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edilen davanın açıldığı aşamada, zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ARA KARAR TARİHİ: 29/09/2021 NUMARASI: 2015/39 Esas - (Derdest) DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 15/12/2021 Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK'nın 53/3. ve 56/2. maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacılar vekili dava dilekçesinde, kazaya karışan ... plakalı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 29/09/2021 tarihli ara kararıyla; "Davalıların malvarlığı dava konusu olmadığından ve yalnızca dava konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinden davacı vekilinin davalıların mal varlığına tedbir konulması talebinin reddine," karar verilmiştir....

      Her ne kadar Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin numaraları ile aralarındaki iş bölümünün belirlenmesine dair Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun 21/06/2019 tarih ve 678 sayılı kararının dairemizin iş bölümüne ait 10. maddesinde " Tarafların sıfatına bakılmaksızın (tacirler dahil), haksız eylemden kaynaklanan (suç teşkil eden eylemler, haksız haciz, haksız ihtiyati tedbir, haksız şikayet vb. Dahil) davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar, " düzenlenmiş ise de yine 10. maddesinin Hatırlatma: b) Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunup, bu sözleşmeden kaynaklanan haksız eylem nedeniyle açılan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların istinaf inceleme görevi 6. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır." denildiği ayrıca 6....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul alım satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....

      İlk derece mahkemesince 8/9/2022 tarihli ara kararıyla; davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; davanın konusunun maddi ve manevi tazminat olduğunun, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğünün olay tarihi itibarıyla muaccel hale geldiğini, mahkemenin kararının hakkaniyete aykırı olduğunu, olaya davalının %100 kusuruyla neden olduğunu belirterek ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355'inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir....

      Somut uyuşmazlıkta zarar haksız eylemden kaynaklandığından, tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Bu itibarla dosyada bulunan bilgi ve belgeler de dikkate alındığında haksız fiil (ölüm) tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacaklarının muaccel hale geldiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Diğer yandan manevi tazminat miktarının takdiri hâkime aittir. Hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceğinden bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi de doğru olmayacaktır....

        Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK'nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda "...hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez... bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması..." hükme bağlanmıştır. İhtiyati tedbirin uygulanması sonucu, karşı tarafın zarar görme tehlikesi bulunduğundan HMK’nın 392. maddesinde tedbire karar verilirken talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. İhtiyati tedbir kararı verilirken tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde, ihtiyati tedbirden dolayı karşı tarafın uğrayacağı zarar için bir teminat alınmasına da karar verilir....

        İlk Derece Mahkemesince;"....Davanın niteliği itibariyle haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası olduğu, Mahkememizin davaya bakmakta görevli olmadığı , Asliye Hukuk Mahkemesi' nin görevli olduğu anlaşılmakla; Mahkememizin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi' ne gönderilmesine... " karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin haklı alacağının tahsili amacıyla borçlu davacılar hakkında Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/207 D.İŞ sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı aldığından ve söz konusu ihtiyati haciz kararının konusunu da kıymetli evrak oluşturduğundan, ayrıca davacı borçlu taraf tacir olduğundan huzurdaki tazminat davasında görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

          İİK'nun 257/1 maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu nedeniyle ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmış iken, 2. bentte vadesi gelmemiş borçtan dolayı hangi hallerde ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmıştır. Dava konusu olayda haksız fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği açık olup, kazanın meydana gelmesinde kusurun aidiyeti ve oranı çekişmelidir. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale gelir....

          UYAP Entegrasyonu