Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Denkleştirme istemi 6102 sayılı TTK'da şu şekilde düzenlenmiştir: MADDE 122– (1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; a)Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b)Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c)Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. (2)Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır....

    Somut olayda davalı, dava dışı Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'nün davacıya hasta sevkinin durdurulduğnu bildiren 28.5.2003 tarihli yazısı üzerine aynı yönde karar almış olup, bu işlemin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olduğu açık ve belirgindir. Ayrıca, taraflar arasındaki serbest iradeyle düzenlenmiş sözleşme hükümlerine uygun yapılan bu işlemde davalıya atfedilecek bir kusur bulunmadığı gibi, sözleşme hükümlerinde genel işlem şartlarına da bir aykırılık yoktur. Böyle olunca, davacının bu nedenle davalıdan maddi ve manevi tazminat istemesi olanaklı değildir....

      Mahkemece, maddi tazminat talebinin 1.098,04 YTL için kabulü gerekirken, yazılı şekilde yeni sözleşme tarihine kadar olan süre için, uğranılan zarara hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 16.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        , manevi tazminat ve demirbaşlara yönelik talep ve haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, bayilik sözleşmesi yapılacağı inanç ve düşüncesi ile yapılan harcamalara ilişkin tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacının, taraflar arasında sözleşme görüşmelerinin bulunduğuna dair dosyada herhangi bir yazılı belge sunmadığı, davalı şirketin eski bölge müdürü olan ...'in şirket adına irade açıklama ve sözleşme düzenleme veya sözleşme görüşmesi yapma yetkisinin bulunmadığı, davalı şirket temsilcisinin teklif edilen yenini eda ettiği gerekçeleriyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Tazminat, ---- beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır. Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz. Mahkememizce öncelikle davalı ... şirketinin feshin geçerli olduğuna dair savunması irdelenmiş, sunulan---------- sözleşmesi ve yazılı bildirimler incelenmiştir. Öncelikle Kanunun ---- tanzim ettiği hususlarda sözleşme ile peşinen ---- ve sair maddi tazminat istemlerinden vazgeçildiğine dair sözleşme hükümleri geçerli değildir (6098 sayılı Yasa m.26 ve 27)....

              O halde, muaraza çıkarılan dönem için yani 2004, 2005, 2006 ve 2007 yılları için hükmedilen tazminat bedeli ile 2008 yılından sözleşme süresi sonuna kadarki döneme isabet eden sözleşme bedeli ile hükmedilen manevi tazminat bedeli üzerinden davacı lehine ve reddedilen maddi tazminat için ayrı ve manevi tazminat tutarı üzerinden ayrı olmak üzere davalılar lehine vekalet ücretine ve karar ve ilam harcına karar verilmesi gerekir. Mahkemece, müddeabihin değerinin ve ihtilaf konusu yanlış değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                Manevi tazminat kişilik haklarının ihlali halinde hakimin takdirine bağlı olarak belirlenen bir tazminat türüdür. Doktrinde tüzel kişinin gerçek kişiler gibi kişilik hakkının olup olmadığı, bu hakkın ihlali nedeniyle tazminat isteyip isteyemeyeceği hususu tartışmalı olup, mahkememizinde katıldığı Yargıtay görüşünde olduğu gibi tüzel kişilerin kişilik hakkına saldırı olması halinde manevi tazminat talep edilebilir. Ancak tüzel kişinin kişilik haklarından olan adı,şerefi,onuru ve itibarına saldırı olması halinde manevi tazminat talep edilebilir. Davamızda ise davalının sözleşme gereği yükümlendiği edimlerini eksik ve ayıplı ifası söz konusu olup,davacı şirketin kişilik haklarına herhangi bir saldırısı sözkonusu değildir. Bu nedenle davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

                  aykırı hareket etmediği ve sözleşme süresi sonunda sözleşme hükümlerine uygun şekilde ihbarda bulunarak sözleşmeyi yenilemediği, davacı şirketi küçük düşürecek ya da itibarını zedeleyecek somut ve kasıtlı bir eyleminin bulunmadığı, her ne kadar davacı mevcut sözleşme devam ederken aynı yazılım konusunda davalının başka telekomünikasyon şirketleriyle görüşme yapmasının kendisinin ticari itibarını zedelediğini iddia etmiş ise de, söz konusu sözleşme incelendiğinde davalı şirketin münhasıran davacı şirket ile çalışacağına ve bununla birlikte sözleşme süresi boyunca davalı şirketin başka şirketler ile sözleşme konusu yazılım ile ilgili görüşmeler yapamayacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bu görüşmelerin davacının ticari itibarına zarar vermediği, bu nedenle davacı şirkete manevi tazminat ödenmesini gerektirecek bir durum bulunmadığı kanaatine varılmakla, davacı vekilinin buna ilişkin istinaf talepleri de kabul edilmemiştir.Davalı vekilinin davacı tarafından talep edilen her bir alacak...

                    Hüküm tarihinde yürülükte bulunan AAÜT'nin 10/son maddesinde, manevi tazminat davası ile maddi tazminat davasının birlikte açılması durumunda manevi tazminat talebi açısından avukatlık ücretine ayrı bir kalem olarak hükmedileceği, 10/3. maddesinde ise, manevi tazminat talebinin reddi halinde maktu vekalet ücretine hükmedileceği belirtilmesine rağmen, mahkemece, talep ayrımı yapılmaksızın, dava esas değeri üzerinden davalı yararına nisbi vekalet ücreti tayini doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu