Mahkeme de, davacının asıl talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer'i talebi inceleyemez ve karara bağlayamaz. Somut olayda, davacılar vekili, dava konusu taşınmazın iki adet binanın bulunduğu yer yönünden ifrazı ile müvekkilleri adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde muhdesatın (iki adet binanın) davacılara ait olduğunun ve değerinin tespiti ile davalılar açısından haksız zenginleşme nedeni olan miktarın payları oranında davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacıların, ifrazen tescil talebi yanında muhdesat tespiti ve ( sebepsiz zenginleşmeye dayalı) alacak talebi de mevcuttur. Ancak, mahkemece alacak istemi yönünden bir inceleme yapılmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş, davacıların az yukarıda belirtilen terditli talebi olan sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat talebi hakkında toplanmış ve/veya toplanacak olan deliller değerlendirilerek sonucuna göre olumlu olumsuz karar verilmesi olmalıdır....
Davalı; davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat talebinde bulunduğunu, bu tür taleplerin zenginleşmenin doğumundan itibaren bir yıl içinde her halde on yıl içinde ileri sürülmesinin zorunlu olduğunu, bu sürelerin çoktan geçtiğini, bu nedenle talebin zamanaşımına uğradığını, davacının dava konusu taşınmazı müvekkiline hiç teslim etmediğini, hatta bu hususta tazminat ve ecrimisil davalarının devam ettiğini, taşınmazı hiç teslim etmeyen davacının ayrıca tazminat talebinde bulunmasının haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemli dava sonucunda, davacı payının tamamının terkinine karar verilmesine rağmen 90/28731 payının bedelinin hesaplanmadığından bahisle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan incelemede; Davacının; 986/28731 hisse ile malik olduğu ...... İlçesi, ...... .........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, muris muvazaasına dayalı ... iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davaya konu taşınmazın kamulaştırma nedeniyle tapu kaydının iptali ile DSİ adına tapuya tesciline karar verilmiş olmakla, davacıların davalıya karşı tapu iptali ve tescil davası açmalarına yasal olanak yoktur. Ayrıca tapu iptal ve tescil davası açmalarında bu aşamada hukuki yararları da yoktur. Zira davacıların iddia ettikleri miras payları oranında taşınmazın kamulaştırma bedeli davalıya ödenmiş olmakla davalıya karşı ancak muris muvazaasına dayalı alacak davası açılarak, davacıların miras payına düşen kısmın bedeli davalıdan talep edilebilir. İlk derece mahkemesince, davacıların daha önce davalıya karşı tapu iptali ve tescil davası açmamış olduklarından bahisle sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak alacak davası açamayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması yerinde değildir....
Hemen belirtelim ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Davacının .... ile yaptığı sözleşmeye göre kendisine tahsis olunan taşınmaz üzerindeki işlemi için davalı yönünden zenginleşme için uygun bir nedensellik bağı oluşmadığı gibi, zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı bulunduğu ve bu işlemin .... ile davalı arasında sözleşmeye dayalı bir işlemle oluştuğu belirlenmektedir. Bu bağlamda, bir kişinin başkasının zararına zenginleşmesi adaletle bağdaşmaz. Ancak; sebepsiz iktisap davası şahsilik niteliğine haizdir. Nedensiz zenginleşmenin iadesi borcu kimin aleyhine doğmuşsa iade istemi sadece ona karşı ileri sürülebilir. Somut olayda; bu borcun ....'ye ait bulunduğu üzerinde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Mahkemece, taşınmazların muris tarafından muvazaalı olarak temlik edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların miras payları oranında tapu iptali-tescile karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, muris muvazaasına dayalı uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır....
(YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) Diğer taraftan, sebepsiz zenginleşme TBK. 77. ve müteakip maddelerinde düzenlemiş olup, Kanunun 77/1 maddesine göre; zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK. m. 79 ve 80'de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....
e yönelik davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, karar verilmiş, hüküm davacı ve bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava, ortak taşınmaza yapılan faydalı ve zorunlu masrafların BK'nun 61.maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili talebine ilişkindir Paydaşlığın giderilmesine konu olan taşınmaza, paydaşlar tarafından faydalı ve zaruri masraf yapılmış ise; bu masraf, diğer paydaşlardan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebilir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir....
Davacı bakım alacaklısı mirasçıları, muris muvazaasına dayalı olarak ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptalini isteyebilir. HUMK.nun 74. maddesi gereğince hakim, her iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlıdır. Davacı taraf, muris muvazaasına dayanmaktadır. Muvazaa iddiası tanık dahil her türlü delille ispatlanabilir. Hal böyle olunca mahkemece tarafların tanık dahil her türlü delili toplanıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 13.10 TL temyiz harcının istek halinde iadesine, 11.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....