Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bunlar her iki tarafı tacir olan uyuşmazlıklara ilişkin davalar ile her iki tarafı tacir olmasada dava konusunun Ticaret Kanununda düzenlenen işlerden kaynaklanan dava türleridir. Satım Sözleşmesi Borçlar Kanununda düzenlenen sözleşme türü olup Ticaret Kanununda düzenlenmemiştir. Bu kapsamda Satım sözleşmesine ilişin bu iş ticari dava niteliğinde değildir. Yine tarafların her ikisinin de tacir olmadığı anlaşılmaktadır.Satım sözleşmesinde de anlaşılacağı üzere davacının yaptığı işletmesi bir esnaf işletmesi olup davacı Ticaret Kanunu bakımından tacir değildir. Yine davalnın tacir olmadığı anlaşılmaktadır. Yalnızca Satım Sözleşmesine konu taşınmazın iş yeri niteliğinde olması uyuşmazlığın ticari davaya konu olduğunu göstermez. Mahkememizce kanuna uygun biçimde hareket edilerek görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi-Tazminat Uyuşmazlık ticari nitelikte alım satım sözleşmesinden kaynaklanan müdahalenin önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Satış sözleşmesinde, satıcı zapttan ve ayıptan ari bir şekilde satılanın, mülkiyetini geçirmek amacıyla, zilyetliğini alıcıya devretmekle yükümlüdür. Satılanın ayıplı olması halinde alıcı TBK'nın 227/1. maddesinde düzenlenen seçimlik haklarını kullanabilir ve genel hükümlere göre tazminat isteyebilir.Bu aşamadan sonra ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ürünlerin ayıplı olduğunun kabulü halinde davalının ayıplı ürünler yönünden satıştan dönerek semeni ödeme borcundan kurtulup kurtulmadığı buradan hareketle davacıya borcunun bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir....

        Satış sözleşmesinde, satıcı zapttan ve ayıptan ari bir şekilde satılanın, mülkiyetini geçirmek amacıyla, zilyetliğini alıcıya devretmekle yükümlüdür. Satılanın ayıplı olması halinde alıcı TBK'nın 227/1. maddesinde düzenlenen seçimlik haklarını kullanabilir ve genel hükümlere göre tazminat isteyebilir.Bu aşamadan sonra ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ürünlerin ayıplı olduğunun kabulü halinde davalının ayıplı ürünler yönünden satıştan dönerek semeni ödeme borcundan kurtulup kurtulmadığı buradan hareketle davacıya borcunun bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir....

        Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. ... ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, dava satım sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... ... 5. Tüketici Mahkemesi tarafından ise, dava konusu sözleşme kapsamında iki adet dairenin devrinin kararlaştırıldığı, davacının tasarruf yapmak amacı ile işlemi yaptığı ve işlemin tüketici işlemi niteliğinde bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde karar verilmiş, kararlar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Dosya kapsamından,... ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince 22.10.2013 tarihinde verilen görevsizlik kararı, "görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğu" gerekçesiyle Yargıtay 13....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Tazminat Uyuşmazlık taraflar arasında düzenlenen alım-satım sözleşmesine dayalı olarak satışa konu dairelerin geç tesliminden kaynaklanan kira tazminat istemine ilişkindir. Hüküm Tüketici Mahkemesi sıfatıyla verilmiştir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Satım Sözleşmesi Borçlar Kanununda düzenlenen sözleşme türü olup Ticaret Kanununda düzenlenmemiştir. Bu kapsamda Satım sözleşmesine ilişin bu iş ticari dava niteliğinde değildir. Yine tarafların her ikisinin de tacir olmadığı anlaşılmaktadır. Satım sözleşmesinde de anlaşılacağı üzere davacının yaptığı işletmesi bir esnaf işletmesi olup davacı Ticaret Kanunu bakımından tacir değildir. Yine davalnın tacir olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca dava dışı diğer takip borçlusunun da tacir olduğuna ve davacı ile diğer takip borçlusu arasındaki ilişkinin ticari davaya konu olabileceğine dair herhangi bir bilgi ve kayıtta yoktur. Tarafların her ikisi de tacir olmadığından eldeki dava ticari davaya konu olamaz. Bu sebeple yargılamada genel görevli Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

              Somut olayda; davacı taraf davalı ile yaptığı harici araç sözleşmesinden kaynaklanan alacağının bir kısmını, aracı davalıya teslim etmesine rağmen davalıdan tahsil edemediğini, davalının aracı kullanması nedeniyle kullanım bedelini talep ettiğini belirterek itirazın iptali talebinde bulunmuş, davalı da, beyanlarında davalının resmi devre yanaşmadığı, bakiye bedeli de ödemek istemine rağmen davacının satış bedelini kabul etmediğini, kendisinin iyi niyetli zilyet olduğundan kullanım nedeniyle tazminat bedelinden sorumlu olmadığını,taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin kira sözleşmesi olmayıp harici araç satış sözleşmesi olduğunu beyan etmiştir. Taraflar arasında araç harici satım sözleşmesi bulunduğu hususu iki tarafın da kabulündedir....

              - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirket ile davalı arasında imzalanan satım sözleşmesinde davacının davalı tarafından yurtdışına geziye gönderileceğinin taahhüt edildiği ancak bu edimin ifa edilmediğini taahhüdün yerine getirilmesine, kabul edilmediği takdirde edim karşılığı 1.000,00 TL'nin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının taraf ehliyeti bulunmadığını, mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; tacirler arası satım sözleşmesinde davacının imzasının olduğu ve taahhüdün lehdarının davacı olduğu, sözleşmenin 14. Maddesine göre yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri olarak belirlenmesi nedeniyle HMK'nın 17....

                katta bulunan 12 numaralı bağımsız bölümü 31.03.2010 tarihli inşaat katılım sözleşmesi ile satın aldığını, yüklenici şirket ile arsa sahibi şirketin birlikte hareket ettiklerini, dairenin teslim edildiğini ileri sürerek, dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat ve cezai şart talep etmiştir. Davalı arsa sahibi vekili, dava konusu taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesinde müvekkiline düştüğünü, davacı ile arsa sahibi şirket arasında satım sözleşmesi bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davalı yüklenici vekili, diğer davalı arsa sahibi şirket ile birlikte hareket etmediklerini, dava konusu bağımsız bölümün davacıya teslim edilmiş olması nedeniyle tapu iptal ve tescil talebine ek olarak eksik imalat bedeline ilişkin tazminat isteminin haksız olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir. Davalılar ... ve ... vekili, müvekkilleri yönünden davanın husumet nedeniyle reddini savunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu