Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eser sözleşmesinden kaynaklanan ihtilâflarda iş sahibince sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 106. maddesi gereğince iş sahibi olumsuz (menfi) zararını isteyebilir. Sözleşmenin ifa edileceğine güvenmekten doğan zarar olarak tanımlanabilecek olumsuz zarar kavramına; sözleşmenin kurulması ve işin görülmesi için yapılan masraflar ile daha elverişli koşullarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılmış olmasından doğan zararlar girer....

    İcra Müdürlügü'nün 2003/1179 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak aradan geçen zamana karşın borcun tahsil edilemediğini, müvekkili adına kayıtlı ve haricen davalıya satılan aracın 1999 yılından bu yana fiilen davalı elinde bulunduğunu belirterek sözleşmenin feshi ile ... plaka sayılı beton pompasının müvekkiline teslimine ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere müvekkilinin uğramış olduğu müspet ve menfi zararların tanzimi açısından şimdilik 30.000,00 TL tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, aracın davalı tarafından teslim alındığı tarihinden itibaren hesaplanacak kira bedelinin aracın teslim tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 07/07/2009 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya dair ve sair talep hakları saklı kalmak kaydıyla tazminat talebinin 52.000,00 TL olarak değiştirerek talebini ıslah etmiştir....

      Dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK.nun 112. (818 sayılı Borçlar Yasasının 96.) maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Menfi zarar, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Somut olayda; davacı ile davalı arasında dava tarihi itibariyle bir sözleşme bulunmadığı, elektrik aboneliği sözleşmesinin dava dışı ...Tekstil adına yapıldığı, davacının uğradığını iddia ettiği zararın da menfi zarar kapsamında bulunduğu ve talep edilemeyeceği anlaşılmakla, davanın reddi gerekirken, yanlış değerlendirmeye dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2019/52 Esas KARAR NO: 2021/766 DAVA: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 06/09/2019 KARAR TARİHİ: 19/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ---- tarihinde davalı ---- olarak faaliyete başladığını, sözleşmenin feshi tarihi olan --- tarihine kadar müvekkilinin üretim yaparak davalı şirkete ---- kazandırdığını, davalı şirketin,--- nolu azilnamesi ile sözleşmeyi, ---- azledildiğini ihbar ederek sözleşmeyi ani bir biçimde sonlandırdığını, feshin iyi niyet kurallarına uymadığı gibi gerekli görülen lüzum üzerine gibi şablon bir gerekçeyle tek yanlı ve ani yapıldığını, bu sebeple feshin haksız bir fesih olduğunu ve müvekkilinin ticari açıdan zor durumda kaldığını, müşterileri karşısında da zor durumda kaldığını ve iş kaybına uğradığını, acenteliğin haksız ve hukuksuz olarak feshinin...

          Davacı müspet zarar talep edebileceğinden davalının davacıya kar kaybı ve denkleştirme tazminatı ödemesi gerektiği, davacının borca aykırılık yüzünden uğradığı zararı ispat etmesi gerekli ise de; zararın gerçek miktarının ispat edilmesinin zor ve imkansız bulunduğu, bu nedenle TBK.m.114/2'de yapılan yollama gereğince TBK.m.50/2 uyarınca zarar hesabı yoluna gidilmesi gerektiği, davacı, bir yandan kar yoksunluğu isteyip diğer yandan o kârı elde edebilmek için yapması gereken masraflar nedeniyle menfi zarar tazmini ileri süremeyeceğinden davacının bu başlık altında talep ettiği tazminat talebi yönünden taleplerinin ise reddi gerektiği değerlendirildiği gibi sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde talep ettiği "kar mahrumiyeti" taleplerinin de menfi zarar kapsamında kaldığı ve Emsal Yargıtay 19....

            Hükmü davalı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriği ile hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında yol gösterildiği üzere zirai ürün kira sözleşmesinin feshine karar verilmesinde bir yanılgı bulunmadığına göre davalının bu isteme yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalının Yargıtay bozmasından sonra açtığı ve eldeki dava ile birleştirilen kar kaybı zararının tahsiline dair temyiz itirazlarına gelince; Zarar bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmedir. Buna maddi zarar da denilir. Zarar çeşitli ayrımlara tabi tutulmaktadır. Bunlardan biri de menfi-müspet zarar ayrımıdır. Müspet zarar o sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın girememesinden kaynaklanan zarardır. Bu niteliği gereği müspet (olumlu) zarar daima ileriye dönük olup bir beklenti kaybıdır. Doktrinde, müspet zarar; alacaklının gereği gibi ve vaktinde olan ifaya taalluk eden menfaatine tekabül eder....

              üzere iadesi talep edilebilecek menfi zarar kapsamında bulunduğu, alınan bilirkişi raporu ile de bu durumun tespit edildiği anlaşıldığından kar kaybı ve başka sözleşme imzalanmaması nedeniyle oluştuğu belirtilen müspet zarar talebine yönelik davanın reddine, menfi zarar talebine yönelik davanın ise kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Yargıtay 6....

                Borçlar Yasasının 96. maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için alacaklının bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Borçlu borcunu zamanında ifa etmiş olsaydı alacaklının uğramayacağı yoksun kaldığı kazançlar müspet zararın en önemli kısmını oluşturur....

                  Düzenleme kapsamına göre tazminat istenebilmesi için alacaklının zarara uğramış olması gerektiğinden, uğranılmış bir zarar karşılığı olmayan miktara tazminat olarak hükmedilemez. Burada zarar kapsamı net ve gerçek zarar olarak düzenlenmiştir. Net ve gerçek zarar, malvarlığındaki gerçek eksilmeyi ifade eder. Bu nedenle müspet (olumlu) zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi zarar tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile aralarındaki hizmet alım ihalesine ilişkin sözleşmenin ihaleye katılan bir başka şirketin idare mahkemesinden aldığı yürütmenin durdurulması kararı sonrasında kamu ihale kurumunca alınan karar üzerine davalı idarece tek taraflı olarak feshedildiğini ileri sürerek sözleşme için damga vergisi, karar pulu ve kamu ihale kurulu pay bedeli olarak yaptığı toplam 85.942,17 TL harcamanın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu