UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasına bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi mi yoksa asliye ticaret mahkemesi mi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine verilmiş, davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava şartı niteliğindeki görev sorunu, kendiliğinden ve öncelikle irdelenmelidir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 22.09.2022 NUMARASI : 2022/388 E İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN DAVACI : VEKİLİ : KARŞI TARAF DAVALI : VEKİLİ : DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Sözleşmeden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 16.12.2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 16.12.2022 Sözleşmeden kaynaklanan menfi tespit talepli davada mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili özetle; taraflar arasında 20.03.2013 tarihli Elektronik Ücret Toplama, Araç İçi Yolcu Bilgilendirme, Kamera ve Akıllı Durak Sistemi işine ilişkin sözleşmenin akdedildiğini, sözleşme süresinin 10 yıl olduğunu, işin kurulumu, işletme masrafları ve sistemin işletilmesi yükümlülüğünün müvekkilinde bulunduğunu, sözleşmenin 16. maddesinde bakım ve işletmeye ilişkin hususların düzenlendiğini, müdahalede gecikme için ceza öngörüldüğünü, müvekkilinin günlük cironun %2.17 oranında pay alacağının...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/250 KARAR NO : 2024/69 DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 07/04/2023 KARAR TARİHİ : 25/01/2024 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı -----, taşıma sözleşmesi kapsamında kendisine teslim edilen eşyayı alıcısına teslim edememesi, eşyanın kaybolması sebebiyle eşyanın cari değerinin karşılığı olan (zararın değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere) 100-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Tespit edilecek bedele 02.09.2022 tarihinden itibaren avans /ticari faiz yürütülmesine, Her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nın öldüğünün de sabit olduğunu, müteveffanın öldüğü tarih itibarıyla tazminat alacaklarının muaccel hale geldiğini belirterek ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355'inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Talep, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemiyle açılan davadada, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin ara kararına karşı istinaf başvurusudur....
Asliye Ticaret Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1369 Esas sayılı dosyasında görülen iflasın ertelenmesi davasında verilen 16.11.2015 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile; “...6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere açılmış ve açılacak tüm icra takiplerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, davacı hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine...” karar verildiği, şikayete konu takibin ise, tedbirden sonra 01.04.2016 tarihinde açıldığı görülmektedir. O halde, mahkemece, ihtiyati tedbir kararından sonra başlatılan takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Dava; Haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan tazminat davasıdır. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki (6098 sayılı TBK'nın 58.maddesi) koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). (Emsal Yargıtay 4. HD nin 24.10.2018 gün ve 2016/9599 E - 2018/6494 K. Sayılı ilamı)....
Diğer bir anlatımla, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasında alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, ihtiyati tedbir konulması talep edilen davalıların malvarlığının davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Ne var ki uygulamada bu türden açılan davalarda ileri sürülen ihtiyati tedbir/ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz ve buna benzer taleplerin, mahkemece hukuki nitelendirilmesinin ihtiyati haciz olarak yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati tedbir olarak adlandırdığı talebinin, ihtiyati haciz niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır....
İhtiyati hacizde alacaklı ihtiyati haciz kesin hacze dönüşürse, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan mal icra dairesi tarafından satılır ve bedeli ile alacaklının alacağı ödenir. İhtiyati tedbirde ise, davacı davayı kazanırsa, üzerine ihtiyati tedbir konulmuş olan mal aynen davacıya verilir (teslim edilir). İhtiyati haciz ile ihtiyati tedbir arasındaki bu açık farka rağmen, uygulamada ihtiyati haciz yerine hatalı olarak ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmektedir. Olayımıza gelince, talep edilen alacak herhangi bir kesinleşmiş mahkeme kararına veya kıymetli evrağa dayanmadığı gibi kira sözleşmesinin tek başına ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli olamayacağı, alacağın varlığı ve tazzminat isteminin haklı olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat kuralının gerçekleşmediği, borçlunun kaçma ya da mal kaçırma şüphesini gösteren delil de ibraz edilemediği, (Y. 6....
Ye ödemlerini ile ilgili olarak tahsilata dair ihtiyati haciz dahil tüm icra takip ve tahsil işlemlerin durdurulmasının önlenmesi için İhtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı şirketin haksız eylem ve işlemleri ile haksız rekabetinden kaynaklanan nedenler ve özellikle ekonomik olumsuzluklar nedeniyle sözleşme paylaşımının ve ödemelerin günün koşullarına göre indirilmesi ve uyarlanması ile müvekkili şirketin sözleşmeden ve paylaşımından dolayı davalı şirkete borçlu bulunmadığının tespitine, ... 19....
Kesinleşen kararların infazı Cumhuriyet başsavcılığınca yapılır. (8) Tedbir kararına aykırı davranışın sona ermesi veya tedbir kararının gereğinin yerine getirilmesi ya da şikâyetten vazgeçilmesi hâlinde, dava ve bütün sonuçlarıyla beraber ceza düşer. (9) Disiplin hapsine ilişkin karar, kesinleştiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra yerine getirilemez." şeklinde, yine aynı kanunun 399. maddesinde ise; "(1) Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür. (2) Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. (3) Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. " şeklinde hüküm altına alınmıştır....