Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu davada dayanılan vakıalar ve bunları ispat yönünde sunulan delillerin değerlendirilmesine ve kusur durumunun belirlenmesine yasal bir engel olmadığı gibi davanın niteliği ve açılma tarihi itibariyle aile mahkemesince kusur durumunun belirlenmesi ve davacının manevi tazminat talebinin karara bağlanması zorunluluğu bulunmaktadır. .../.... Mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. [(HMK m.1-(1)] Türk Medeni Kanununun 3. kısmı hariç olmak üzere 2. kitabında yer alan ve aile hukukundan doğan dava ve işler aile mahkemelerinin görevine girer. (4787 sayılı kanun m.4) Somut olayda davacı boşanma davası açmış ve boşanmanın fer’i nitelikli manevi tazminat talebinde bulunmuştur....

    Kamu düzeniyle ilgili hususlar yorum yolu ile işlem yapmak ve görev ve yetkiyi daraltmak veya genişletmek imkanı yoktur. Keza, taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olup re’sen gözetilmesi gerekli olan bir kuraldır. Mahkememiz dosyasında davalı olarak gösterilen T2 ın dava tarihinden önce ölü olduğu ve ölü kişiye karşı dava açılamayacağı görülmekle; ölü şahıs aleyhine dava açılamayacağından ve davalı T2 ın davadan önce öldüğü anlaşılmakla, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ : Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, müteveffanın bir kusurunun bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, kararın icrasının ertelenmesini istemiştir. İSTİNAFA CEVAP : Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir. G E R E K Ç E Uyuşmazlık, Noterlik Kanunun 162.maddesi gereğince sahte kimlik kullanılarak düzenlenen araç satışı gereğince kusursuz sorumluluğa dayalı tazminat davasıdır....

    Dava, petrol boru hattında terör saldırısı nedeniyle meydana gelen patlama sonucu davacının taşınmazında ve üzerinde ekili ürünlerde zarar meydana geldiği iddiasına dayalı olarak açılan maddi tazminat davasıdır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Yapılan jandarma tahkikatından ....07.2012 tarihinde Söğütlü ve Şenköy Beldeleri arasındaki, davalı şirkete ait petrol boru hattında terör eylemi neticesinde patlama meydana geldiği anlaşılmıştır. Dava, davalı kuruma ait petrol boru hattında terör saldırısı sonucu meydana gelen patlamalar neticesinde, davacılara ait taşınmazda oluşan zararın Türk Borçlar Kanununun 69.maddesi gereğince tazmini istemine ilişkindir....

      Dava, petrol boru hattında terör saldırısı nedeniyle meydana gelen patlama sonucu davacının taşınmazında ve üzerinde ekili ürünlerde zarar meydana geldiği iddiasına dayalı olarak açılan maddi tazminat davasıdır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. .... esas sayılı soruşturma dosyasının incelenmesinde; suçtan zarar görenin ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, kusursuz sorumluluğa dayalı tazminat istemine ilişkin olup mahkemece Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyularak hüküm kurulmuştur. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 23/01/2020 tarihli ve 2020/1 Sayılı Kararı ile kabul edilen ve 28.01.2020 tarihinde 31022 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren İşbölümü Kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ne ait olup dosyanın anılan Daireye gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 21/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davacının ağır kusurlu olduğunu, muayene yükümlülüğünü yerine getirmesi halinde zararın doğmamış olacağını, davacının hukuken aracın maliki olduğunu, bu sebeple de elektronik ortamda plaka tescil işlemlerini yerine getirilebildiğini, davacının aracın aynı gün çalındığını iddia ettiğini, bir gün içinde kimlik ve ruhsatın sahteliğine nasıl hükmedildiğinin belli olmadığını, aracın çalınmış olması nedeniyle zararın müvekkilinden istenemeyeceğini, satışta kullanılan kimliğin sahteliğinin incelenmediğini, kimlik paylaşım sistemi haricinde noterlerin sorgulama yapabileceği bir sistem bulunmadığını, müvekkilinin de bu sistemden sorgulama yapmış olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava; Noterlik Kanunu'nun 162.maddesine dayalı noterin kusursuz sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır. Yargıtay uygulamasında da; noterlerin hukukî sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu genel bir ilke ve prensip olarak benimsenmiştir....

          Noterliği adına ...Noteri ... arasında akdedildiği, 01/01/2006 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli olduğu Sözleşmenin "Kiralanan şeyin ne için kullanılacağı" başlıklı bölümünde "Noterlik Dairesi" şeklinde ibareye yer verildiği görülmektedir. Tüm dosya kapsamından; dava konusu 1 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin noterlik dairesi olarak kiraya verildiği sonradan devralan davacılar ile noterlik adına kiracı sıfatıyla davalılardan ... arasında yeniden kira sözleşmesi akdedildiği ve kiralananın 17/03/2014 tarihinde tahliye edildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle davalıların sözleşme bakımından sorumlu olup olmadıkları üzerinde durmak gerekmiş, dava konusu sözleşmenin noterlik adına yapılmış olması nedeniyle Noterlik Kanunu 'nun ilgili hükmünün değerlendirilmesi yoluna gidilmiştir. Noterlik Kanunu'nun "Dairenin Niteliği ve Kiralanması" başlıklı 40. maddesi ; Noterlik dairesi, resmi daire sayılır. Kira sözleşmesi daire adına noter tarafından yapılır....

            Her ne kadar kazaya karışan 34 XX 176 plaka sayılı aracın ZMMS sigortasının bulunmaması sebebiyle davalı T3 sorumlu olsada, davalının sorumluluğu ancak ZMMS sigortası bulunmayan araç sürücüsünün kusuru halinde ve kusuru nispetinde olabileceğinden ve kazaya karışan 34 XX 176 plaka sayılı aracın sürücüsü kusursuz olması sebebiyle davalı yönünden illiyet bağının kesildiği ve dava dışı araç sürücüsü ile davalı arasındaki müteselsil sorumluluk ortadan kalkmış olduğu (nitekim aynı yönde KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ 2020/1168 E./ 2020/1385 K.) ve bu hali ile davalı kurumun sorumluluğuna gidilemeyeceği sonuç ve kanaatine ulaşılmış, davanın reddine" karar verildiği anlaşılmıştır....

            İşverenin, iş yerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu 4857 sayılı İş Kanununun 77. maddesinin açık buyruğu iken, İş Kanununun 77. ve devamı bir kısım maddeler 30/06/2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 37. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olup, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işverenin sağlık ve güvenlik önlemlerini alma yükümlülüğünü daha ayrıntılı bir biçimde düzenlemiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 77. ve devamı maddelerini yürürlükten kaldıran 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 4. ve 5. maddelerde işverenin yükümlülüklerini, 19. maddede de çalışanların yükümlülüklerinin çağdaş anlaşıyla daha ayrıntılı ve somut olarak ortaya koymuş ve kusur sorumluluğunun sınırlarını kusursuz sorumluluğun sınırlarına yaklaştırmıştır. 6331 sayılı Kanunun 4. ve 5. maddeleri ile buna uygun olarak çıkarılan...

            Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde; davalı noter tarafından düzenlenen sahte vekaletname uyarınca yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersiz olduğu, ancak emlakçıya ödenen 500.000 TL nedeniyle davalı noter ve çalışanının sorumluluğuna gidilemeyeceği, öte yandan kat karşılığı inşaat sözleşmesi tapuya şerh edilmeden ödemede bulunan davacının da ortak kusurlu sayılacağı dikkate alınıp, 1.050.568,38 TL maddi tazminat miktarından uygun oranda ortak kusur indirimi bu suretle belirlenecek tutarın davalı noter ... ve başkatibi ...'dan tahsiline karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

              UYAP Entegrasyonu