Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Birden çok kişinin bağımsız kusur sorumluluğuna dayanan tazminat yükümlülüğüne gelince, burada zarar verenlerin her biri kusurlu davranışıyla sebep olmakla birlikte aralarında bilinçli bir işbirliği ve birbirlerinin davranışlarından haberleri yoktur. Örneğin iki bisiklet sürücüsünün bisikletlerini dikkatsiz bir şekilde sürerken çarpışmaları ve bu arada bir yaya zarar vermeleri halinde, her iki bisiklet sürücüsü de kusurlu olmakla birlikte birbirinden haberdar olmadıkları için kusurları birbirinden bağımsızdır. b) Birden çok kişinin kusursuz sorumluluğa dayanan tazminat yükümlülüğü; Birden çok zarar veren, aynı veya değişik türden kusursuz sorumluluk haline göre tazminat yükümlüsü olabilir. Aracı işletenin sorumluğu, adam çalıştıranın sorumluluğu, bina malikinin sorumluluğu gibi. c) Birden çok kişinin sözleşme sorumluluğuna dayanan tazminat yükümlülüğü; Sözleşmenin ihlalinden veya sigorta sözleşmesinden tazminat yükümlülüğü doğabiliri....

    İlliyet bağı, temel ve niteliği ne olursa olsun, her türlü sorumlulukta büyük bir önem taşır. Bu yönden illiyet bağı, hukuki sorumluluğun olduğu kadar cezai sorumluluğun da temel şartlarından birini oluşturur. Hukuki sorumlulukta sorumluluk; ister sözleşme dışı sorumluluğa, ister sözleşme sorumluluğuna, ister kusur sorumluluğuna, ister kusursuz sorumluluğa, hatta tehlike sorumluluğuna dayansın, illiyet bağının varlığı mutlaka aranır. Bunlardan sadece kusursuz sorumlulukta illiyet bağı, kusur sorumluluğuna oranla daha fazla önem taşımaktadır. Zira burada illiyet bağı öne geçmekte, sorumluluk kusura değil, belirli bir olay veya tehlike ile gerçekleşen zarar arasındaki sebep-sonuç bağına dayanmaktadır (Eren,s.559). Sözü edilen illiyet bağı, uygun illiyet bağıdır. Uygun illiyet bağı, olayların olağan akışına ve hayat tecrübesine göre sebebin, meydana gelen sonucu yaratmaya elverişli olmasıdır....

    illiyet bağını kestiği ve davalıların zarardan sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava; Noterlik Kanununun 162.maddesine dayalı noterin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır. 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 162.maddesine göre; ''Noterler bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar''....

      Buna paralel olarak noterlerin, ağır bir sorumluluğa tabi tutulması, kendilerine yüklenen işlerin önemi ve yanlış yapılmasından dolayı büyük zararların doğması tehlikesinin bulunması ve noterlik işlemlerinin sağlamlığı hususunda iş sahiplerine garanti verme gerekliliği düşüncesine dayanmaktadır. 18. Doktrinde “Noterlerin hukukî sorumluluğunun, nitelik itibarıyla ağırlaştırılmış sebep sorumluluğu olduğu ifade edilmektedir” (Tanrıver, 1993-2011, s.79). 19. 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 162. maddesinde noterin kendi yaptığı işten ve çalışanının yaptığı işten dolayı sorumluluğu düzenlenmiş ve aynı hukukî rejime tabi kılınmıştır. Bu sorumluluk adam çalıştıranın sorumluluğuna benzemez. Zira adam çalıştıranın sorumluluğunda kurtuluş kanıtı getirme imkânı sağlanmış iken, bu sorumlulukta kurtuluş kanıtı getirme imkânı tanınmamıştır. Bu yönü itibariyle ağırlaştırılmış özen yükümlülüğünün ihlâlinden kaynaklanan sorumluluk olduğu sonucuna varılmaktadır....

        Mahkemece; aldırılan bilirkişi raporu ile noterlik işleminde kullanılan kimliğin aldatma kabiliyetinin bulunduğunun anlaşıldığı, bu nedenle olay ile noterlik işlemi arasında illiyet bağı kurulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 162. maddesine dayalı noterin sorumluluğuna ilişkin maddi tazminat davasıdır. Yargıtay uygulamasında; noterlerin hukukî sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu genel bir ilke ve prensip olarak benimsenmiştir. Ancak, bu sorumluluktan mutlak kusursuz sorumluluk olarak benimsendiği sonucu çıkarılmamalıdır. Noterin hukukî sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için ortada; noterin veya noter çalışanının bir eyleminin bulunması ve bu eylemden dolayı bir zararın doğması, bu zararla birlikte eylem ile zarar arasında illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Bu şartlardan birisinin gerçekleşmemesi hâlinde noterin hukukî sorumluluğunun doğmayacağı kabul edilmektedir....

          Birden çok kişinin bağımsız kusur sorumluluğuna dayanan tazminat yükümlülüğüne gelince, burada zarar verenlerin her biri kusurlu davranışıyla sebep olmakla birlikte aralarında bilinçli bir işbirliği ve birbirlerinin davranışlarından haberleri yoktur. Bunun en güzel örneği trafik kazasından doğan kusur sorumluluğudur. Örneğin otomobilin sürücüsünün araçlarını dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde sürerken çarpışmaları ve bu arada bir yaya zarar vermeleri halinde, her iki araç sürücüsü de kusurlu olmakla birlikte birbirinden haberdar olmadıkları için kusurları birbirinden bağımsızdır. b) Kusursuz sorumluluğa dayanan tazminat yükümlülüğü Birden çok zarar veren, aynı veya değişik türden kusursuz sorumluluk haline göre tazminat yükümlüsü olabilir....

            Maddesi uyarınca taraflarca ileri sürülen istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonucu; Asıl dava ve birleşe dava Noterler Kanunun 162. Maddesi uyarınca haksız fiil niteliğindeki eylem nedeniyle kusursuz sorumluluğa dayalı tazminat talebidir. Asıl davada, davacı tarafından T4 ve başkatip T1 hakkında ,birleşen dosyada T4 hakkında davacı şirkte ile ile dava dışı kendisini arsa sahibi olarak tanıtan Cemal Yılmaz'ın sahte kimlikle arsa sahibi Kamil Ahmet Karamustafa yerine imzalanan ''düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ' uyarınca dava dışı Cemal Yılmaz 'ın kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle sahtecilik yaptığı gerekçesi ile sözleşme uyarınca davacının uğradığı zarar talebidir. Dava dışı sanık Cemal Yılmaz İstanbul 10....

            , mahkemenin sahtecilik yönünden bilirkişi incelemesi dahi yapmadığını, eksik incelemeye dayalı red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını ve talepleri gereğince maddi ve manevi zararının hüküm altına alınmasını talep etmiştir....

            Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı, 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı Yasa'nın 8.maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi gereğince Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 gün ve 2013/1 sayılı kararı ile belirlenmiştir. İnceleme konusu uyuşmazlığın 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49-76 maddeleri arasında Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri başlığı altında düzenlenen ikinci ayrımında yer alan 71. maddesine, yani tehlike sorumluluğuna, dolayısıyla kusursuz sorumluluğa ilişkin bulunmasına ve 01/03/2012 gününden itibaren kusursuz sorumluluktan kaynaklanan tazminat davalarına 3. Hukuk Dairesince bakılmasına göre belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 10.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı, 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı Yasa'nın 8.maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi gereğince Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 gün ve 2013/1 sayılı kararı ile belirlenmiştir. İnceleme konusu uyuşmazlığın 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49-76 maddeleri arasında Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri başlığı altında düzenlenen ikinci ayrımında yer alan 71. maddesine, yani tehlike sorumluluğuna, dolayısıyla kusursuz sorumluluğa ilişkin bulunmasına ve 01/03/2012 gününden itibaren kusursuz sorumluluktan kaynaklanan tazminat davalarına 3. Hukuk Dairesince bakılmasına göre belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 10.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu