Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

den tahsiline diğer davalılara yönelik maddi ve manevi tazminat talebinin ise kusurlu olduklarının ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiş, ziynet eşyası bedeli 16.593,60 TL'nin ise davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmiştir. Dava; nişanın bozulması nedeniyle, davacı ... için maddi tazminat ile her üç davacı için ayrı ayrı manevi tazminat istemlerine ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. 2- Davacılar ... ve ... yönünden maddi tazminat davasının reddi nedeniyle aleyhlerine hükmedilen vekalet ücreti yönünden ise; 6100 sayılı HMK'nun "Taleple Bağlılık İlkesi" başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....

    Somut olayda davacı taraf, nişanın bozulması nedeniyle maddi zarar uğradığını iddia ederek maddi tazminat isteminde bulunmuş ise de, davacı taraf, nişanın davalının kusurlu davranışları sonucu bozulduğunu ispat edememiş olup, mahkemece davacının maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olduğundan, bu hususa yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 121. maddesi; "Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Nişanın bozulmasından dolayı davacı lehine manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, davacının kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerekir. Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlaline neden olur....

    Davalı-davacı vekili cevap ve birleşen karşı dava dilekçelerinde özetle; nişanın davacı-davalının düğün tarihi yaklaştıkça kiralanacak evi, anne babasının yanında oturmamayı, müvekkilinin kullanacağı soyadını, evlendikten sonra bakkala bile giderken izin alma vb. şeyleri sorun edip tartışma çıkarması nedeniyle bozulduğunu, nişanda takılan altın kalp üstü kolye ve kelebek üstü kolye hariç ziynetleri alıp evden ayrıldığını, babası ile bir gün sonra yapılan telefon görüşmesinde bu işin bittiğinin ifade edildiğinini, nişanın bozulmasında müvekkiline yüklenebilecek hiç bir kusurun bulunmadığını, buna rağmen hem nişan merasimi nedeni ile yapılan masraflar, hem de evlenileceği düşüncesiyle alınan ev ve çeyiz eşyaları nedeni ile müvekkili ve annesinin maddi zararlarının doğduğunu, yine müvekkilinin nişanın bozulması nedeni ile manevi çöküntüye uğradığını belirterek, 17.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile davacı-davalıdan tahsiline, haksız açılan esas davanın reddine...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; "aşırı kıskançlık içerisinde bulunan kadının nişanlısını arayarak “bu iş bitti, gel hediyelerini geri vereceğim” dediği, bu şekilde nişanın bozulduğu, tarafların sonrasında bir araya gelerek konuşmaları ve görüşmeleri ile gelişen olayların nişanın bozulması sonrasına ilişkin bulunduğu, TMK'nın 122.maddesine göre, nişanlılık evlenme dışında bir nedenden sona ererse, nişanlıların birbirlerine vermiş oldukları, alışılmışın dışındaki hediyeler geri istenebilir. Bu maddeye göre, nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı kabul edilen hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz....

      Bir kere nişanlandıktan sonra tazminat ödeme tehdidi altında bulunmak suretiyle evlenmeyi taraflar için zorunlu hale getirebilecek şekilde manevi tazminata hükmedilemez. Ancak nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuş ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. Yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; nişanın davalı tarafından sebepsiz yere mesaj atarak bozulduğu, davacı ...'nın kusursuz olup çektiği üzüntü göz önüne alınarak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve açıklamalar ile olayın özellikleri bir arada değerlendirildiğinde, davalının mesaj atarak nişanı bozması, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmez....

        Davalı vekili, takıları aynen iade edeceklerini, nişanı haksız olarak davacının bozmuş olması nedeniyle davanın reddini, karşı davada davalının şeref ve haysiyeti ile oynamış olması, psikolojisinin bozulması nedeniyle 7000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, hediyeler iade edilmiş olmakla karar verilmesine yer olmadığına, maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş olup hüküm davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

          Öte yandan, karşı davada; davalı karşı davacı kadın 3.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece kadının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Karşı davada reddedilen maddi tazminat miktarı 3.000,00 TL olduğundan hüküm karar tarihi itibari ile kesin niteliktedir. Kesin olan kararların, istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir (6100 sayılı HMK m.352). Yukarıda açıklanan nedenlerle; erkeğin reddedilen manevi tazminat ve kadının reddedilen maddi tazminatı yönünden mahkeme kararı kesin olduğundan istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Kadının reddedilen manevi tazminat talebi yönünden yapılan istinaf incelemesinde; 4721 sayılı TMK'nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir....

          Mahkemece; nişanın sona ermesinde davalı ...'in yanı sıra davacı ...'nin de kusurunun bulunduğu, manevi tazminatın şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı vekilinin, reddedilen manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının değerlendirilmesi sonucunda; 4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/11/2013 gününde adli yardım talepli olarak verilen dilekçe ile nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat ve hediyelerin iadesi istenmesi üzerine adli yardım talebi kabul edilerek mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/02/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

              Maddi tazminat istenebilmesi için nişan haklı bir sebep olmaksızın bozulmuş olmalı ya da nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu