Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın görevsiz mahkemede ikame olunduğunu, davanın mahiyeti itibari ile belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmadığını, davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, davacının talepleri genel şartlar uyarınca teminat dışı olduğunu, başvuru sahibini munzam zarara dair taleplerinin reddi gerekmesi gerektiğini, davacı tarafın munzam zararını somut bir şekilde ispat edemediğini, davacı taraf munzam zarara uğradığını somut veriler ile ispat edemediğini, munzam zarar talebine dayanak olarak yüksek enflasyonu gösterdiğini, Yargıtay'ın istikrarlı kararları munzam zararın objektif değil sübjektif bir zarar olduğu ve enflasyon, kur artışı vb. genel durumların munzam zarar olarak değerlendirilemeyeceği yönünde olduğunu, hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydı ile, sigorta hukuk prensibi itibari ile, müvekkil şirketin sorumluluğu mal varlığında riziko anında meydana gelen azalma ile sınırlı olduğunu, izah...

    talep edilebilmesi için öncelikle temerrüt faizini aşan bir zarar olması, davacının uzun süren yargılama ve ülkenin ekonomik şartları gereğince temerrüdü aşan bir zararı olsa bile davalının kusurlu olması gerektiğini, ayrıca aşkın zarar ile borçlunun temerrüdü arasında nedensellik bağının olması gerektiğini, davanın uzaması veya uzun süren dava süreçlerinden sonra enflasyon ve döviz kurlarında artış olmasının başlı başına munzam zarar talebi için yeterli olmayıp, davacının somut olarak munzam zararını ispat etmesi gerektiğini, dosyada bu konuda davacının somut delilinin tespit edilemediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....

        Türk Borçlar Kanununu 122. maddesinde, zararın temerrüt faizinden fazla olduğu takdirde munzam zarar talep edilebileceğinin düzenlendiği, Yargıtayın yerleşik kararlarına göre, munzam zararın olası bir zarar olmadığı, davacının iddia ve talep ettiği gibi muhtemel kar ya da karşılanan kısmı aşan zarar varsa bu husus inandırıcı bir biçimde kanıtlanabilirse ve de davalının kusuru/temerrüdü ile zarar arasında illiyet bağı kurulabilirse, bu koşullarda munzam zarar talep edilebileceğinin hüküm altına alındığı, davacının da somut bir zarardan söz etmediği, davacının muhtemel kar mahrumiyetine dayandığı, bu hususun munzam zarar kapsamı dışında olduğu, salt ülkenin ve piyasanın içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan olan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı ve somut bir biçimde iddia ve ispat etmediği müddetçe, TBK nun 122. maddesi kapsamında munzam zararın kanıtı olarak ileri süremeyeceği ve anılan şartlar sebebiyle ortaya çıkan olumsuzlukların alacaklı zararı...

          Davacı ileri sürdüğü munzam zararını somut olgularla kanıtlamadıkça zarar miktarının saptanması gerçekçi olmayıp varsayımsal kalacaktır. ------------------- ilamı ile; munzam zarara ilişkin yapılan yargılama neticesinde, TBK'nın 122.maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerektiği, burada kanıtlanacak olguların; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarar olduğu, davacının belirtildiği şekilde bir zarar olgusunun ileri sürülüp yasal çerçevede ispatlandığının söylenemeyeceği, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair direnme kararının, temerrüt faiziyle birlikte davacıya ödenen anapara yanında temerrüt faizini aşan...

            Davacı ileri sürdüğü munzam zararını somut olgularla kanıtlamadıkça zarar miktarının saptanması gerçekçi olmayıp varsayımsal kalacaktır. ------------------- ilamı ile; munzam zarara ilişkin yapılan yargılama neticesinde, TBK'nın 122.maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerektiği, burada kanıtlanacak olguların; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarar olduğu, davacının belirtildiği şekilde bir zarar olgusunun ileri sürülüp yasal çerçevede ispatlandığının söylenemeyeceği, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair direnme kararının, temerrüt faiziyle birlikte davacıya ödenen anapara yanında temerrüt faizini aşan...

              Kanun hükmünün açık lafzından da anlaşılacağı üzere, munzam zarar; borçlunun temerrütü nedeniyle uğranılmış olan ve temerrüt faizini aşması nedeniyle borçlu tarafından karşılanmayan zarardır. Alacaklı, temerrüt nedeniyle uğradığı ve temerrüt faizini aşan bakiye zararının borçludan tahsilini talep edebilir. Munzam zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. Diğer bir anlatımla fiilen uğranılan zararın somut veri ve belgelerle tevsik edilmesi gerekir....

                yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.Davacının ZMM sigorta teminatının geç ödenmesinden kaynaklı munzam zarar istemine ilişkin iş bu davada munzam zararın varlığının alacaklı tarafından ispatlanması gerektiği gibi dosyaya sunulan deliller uyarınca davacının munzam zararı tespit edilemediğinden dava reddedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                  bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, munzam zarar istemine ilişkin olup mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek “davacının talep edebileceği 58,92 TL tutarında munzam zarar alacağı kalmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                    Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir.İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu