Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. "şeklinde düzenleme mevcuttur. Aynı maddenin 3. Fıkrasında ise " İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz." hükmü bulunmaktadır. Somut olayda; dava konusu manevi tazminat talebi mobbing iddiasına dayanmakta olup, iş kazası ve meslek hastalığı dışındaki manevi tazminat talebi zorunlu arabuluculuk kapsamında olup taraflar arasında yapılan arabuluculuk görüşmelerinde manevi tazminat talebine yer verilmediği, aksinin iddia da edilmediği anlaşıldığından Mahkemece talep hakkında dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi yerinde bulunmuştur....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, sigortalının meslek hastalığı sonucu vefat ettiği hususunun kesinleşmediğini, sigortalının hak sahiplerinin açmış olduğu tazminat dosyasının derdest olduğunu ve sigortalının meslek hastalığına yakalanmasında davalı işverenin kusurunun bulunmadığını belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Maden işçiliği, yapılan işin yapısı ve niteliği gereği bünyesinde tehlikeleri barındırmakta olmakla meslek hastalığı sonucu davacının çalışma gücünü % 50 oranında kaybetmesi nedeniyle; 26/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki esaslar da dikkate alınarak ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, kaybedilen çalışma gücü kaybı, tarafların kusur durumu, davacının yaşı, meslek hastalığı maluliyetinin işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek tazminatın genel ilkeleri dikkate alındığında yaşadığı elem ve üzüntünün telafisi amacıyla davacı lehine 50.000,00- TL manevi tazminat takdir edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. " gerekçeleriyle hüküm kurulmuştur....

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesinde yer alan, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” hükmü karşısında; basit rücu hakkına dayanan tazminat davasında, ilk peşin sermaye değerli gelirin Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunlu olup; meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalının, muhtemel aktif yaşam sonu olarak öngörülen 60 yaşını aşmış olduğu ve pasif dönem güvencesini oluşturan yaşlılık aylığından...

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 21/06/2022 NUMARASI : 2021/73 2022/148 DAVA KONUSU : İş (Kurumun İşverenden Rücuen Tazminat İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı kurum vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalı Lütfi Gökçe'nin davalı işverene ait iş yerlerinde çalışmaları nedeni ile yakalandığı meslek hastalığı sonucu %45,00 malul kaldığını, sigortalının yakalandığı meslek hastalığı nedeni ile sürekli iş göremezlik geliri almakta iken 09/12/2009 tarihinde vefat ettiğini, sigortalının ölümünün yakalanmış olduğu meslek hastalığı sonucu olduğunun Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile sabit olduğunu, sigortalının meslek hastalığına yakalanmasında davalı işverenlerin kusurlu olduğunu ve sigortalının meslek hastalığına yakalanması nedeni ile davacı kurumca sigortalının hak sahiplerine ilk peşin sermaye değeri 37.498,70 TL olan gelir bağlandığını belirterek meslek hastalığı sonucu vefat eden sigortalı Lütfi Gökçe'nin hak sahibine bağlanan gelir yönünden rücu...

    İş Mahkemesince yapılan yargılamada davacının meslek hastalığı nedeniyle maluliyet oranı ATK İkinci Üst Kurulu tarafından %25,2 olarak belirlendiğini, mahkemece yapılan kusur bilirkşi raporu tarafından davalı işverene %90 oranında kusurlu bulunduğunu, maddi tazminat miktarlarının 134.877,18 TL olarak tespit edildiğini, davacının yakalandığı meslek hastalığı sonucunda çok büyük elem ve ızdırap içinde olduğunu, henüz 41 yaşında meslek hastalığına yakalandığını, maddi, manevi ve psiklojik açıdan inanıllmaz açılar çektiğini belirterek; 133.877,18 TL maddi tazminat, 50.000 TL manevi tazminat talebinin davalıdan tahsilini talep etmiştir....

    Meslek hastalığı nedeniyle açılan manevi tazminat davasında, meslek hastalığının oluş şekli, müterafik kusur oranları, husule gelen elem ve ızdırabın derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriği ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimi, hak ve nesafet kuralları esas alınır.Maddi tazminat davasında da müterrafik kusur oranlarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği gibi tazminatın hesaplanması için ayrı bir bilirkişi incelemesi de yaptırılması gerekir. Maddi tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, işgörebilirlik çağı, işgöremezlik oranı ve karşılıklı kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır....

      İş Mahkemesinin 2018/571 Esas sayılı sigortalı tarafından işveren aleyhine açılan tazminat dosyasında alınan 04/03/2019 tarihli kusur bilirkişi raporunda meslek hastalığının meydana gelmesinde davalı işveren TTK'nın %69,94 oranında kusurlu olduğu, olayda %30,06 oranında kaçınılmazlık bulunduğu belirtilmiştir./ Dosya kazanın meydana geldiği iş kolu olan maden ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişiye teslim edilerek kusur bilirkişi raporu aldırılmıştır. Bilirkişice düzenlenen 02/10/2020 tarihli kusur bilirkişi raporunda, sigortalının meslek hastalığı sürekli iş göremezlik derecesinin aktif olarak çalışmayı sürdürdüğü, sigortalının meslek hastalığı sürekli iş göremezlik derecesinin %14,10 olduğu ve sigortalının %14,10 oranındaki meslek hastalığı nedeni ile maluliyetinde davalı işveren TTK Genel Müdürlüğünün %69,93 oranında kusurlu olduğu ve kaçınılmazlık oranının % 30,07 olduğu belirtilmiştir....

      İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 12/12/2019 NUMARASI : 2019/231 Esas - 2019/393 Karar DAVA KONUSU : ücuen Tazminat KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalı Süleyman Günaydın'ın meslek hastalığı sonucu malul kaldığını, sigortalının meslek hastalığı sonucu malul kalmasında davalı işverenin kusurlu olduğunun SGK tahkikat raporu ile belirlendiğini, sigortalının meslek hastalığı sonucu malul kalması nedeni ile davacı kurumca sigortalıya 20.286,05 TL peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, 10.311,78 TL tedavi masrafı yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile meslek hastalığı sonucu malul kalan sigortalı Süleyman Günaydın'a bağlanan gelirden kaynaklı alacak olarak 1,00 TL nin gelirin onay tarihinden itibaren, tedavi masraflarından kaynaklı alacak olarak 1,00 TL nin sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

      Belirlenen amaçlara ulaşmak, dolayısıyla iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek temel sorumluluktur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.11.2006 gün ve E: 2006/10-696, K: 2006/704 sayılı kararı). Öte yandan; sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumlularına karşı açılan tazminat davasında alınan kusur raporu, rücu davası yönünden bağlayıcı olmayıp, kesinleşmesi halinde güçlü delil niteliğinde sayılması gerekmektedir....

        UYAP Entegrasyonu