Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamına göre, sigortalıya B (ağır) opasite pnömokonyoz meslek hastalığı nedeniyle, 15.12.2008 gelire giriş tarihi itibariyle, %56 iş göremezlik oranına göre, peşin sermaye değerli gelir bağlandığı, 28.10.2011 tarihinde kontrol kaydı konulduğu, Yüksek Sağlık Kurulu'nun 28.01.2009 tarihli kararı ile, sigortalının B (ağır) opasite pnömokonyoz meslek hastalığı olup, maluliyet oranının %56 olduğuna, kontrol muayenesi gerekmediğine, yükümlülük süresinin uzatılmasına karar verildiği, ...İş Mahkemesinde görülen tazminat davasında alınan 06.12.2010 tarihli ... ve 14.06.2012 tarihli Genel Kurul raporları ile sigortalının, B (hafif) pnömokonyoz meslek hastalığı olduğu kabul edilerek, %36 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının bildirildiği anlaşılmaktadır....

    Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükme yönelik; Davacı vekili; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu davacının hastalığının meslek hastalığı olduğunun ve meslek hastalığı sebebi ile maluliyet tespiti gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; meslek hastalığına bağlı olarak maddi tazminat talebine ilişkindir. Dosyadaki yazılara,hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve özellikle dosya kapsamına alınan Kocatepe Sağlık Müdürlüğü ,Yüksek Sağlık Kurulu, ATK 3....

    hastalığı” olarak kabul edildiğini, davacının rahatsızlığının mesleki hastalıktan kaynaklandığı MKGKO ise %18.2 olduğuna karar verildiğini,maruz kaldığı meslek hastalığında hiç kusuru olmadığını, maruz kaldığı hastalık sebebiyle gündelik işlerini dahi yapmakta zorlanmakta olduğunu, müvekkilin maruz kaldığı meslek hastalığı sebebiyle maruz kaldığı manevi zararın bir nebze telafisi için 75.000,00 TL manevi tazminatın ve 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davalı tarafın istinaf nedenleri yerinde olmadığından reddi gerektiğini, -Davalı taraf, manevi tazminat miktarının fazla olduğunu iddia ettiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarı fazla olmadığı gibi aksine az olduğunu, hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmesi gerektiğini, buna göre hükmedilen tazminat miktarı çok az olduğunu, -Yerel Mahkemece, meslek hastalığı nedeniyle talep edilen manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verildiğini, verilen karar, manevi tazminat miktarının düşük tayin edilmiş olması nedeniyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, -Müvekkil davacının, meslek hastalığı nedeniyle malüliyet oranının % 38,20 olduğu tespit edildiğini, müvekkilin malüliyeti karşılığında duyduğu elem ve acı için talep ettikleri 38.000,00- TL'lik manevi tazminata...

    İş Mahkemesinin 2015/292 Esas sayılı dosyası üzerinden davalı şirkete karşı rücuen tazminat davası açıldığını, dosya içerisinde müvekkili ile ilgili tüm belgelerin mevcut olduğunu, davacının bu meslek hastalığı sonucunda çalışamaz duruma geldiğini, henüz 38 yaşında olup bildiği tek işin kaynakçılık olduğunu, başkaca mesleğinin bulunmadığını, müvekkilinin geçimini sağlayabilmek için yine kaynak işleri yapmak zorunda kaldığını ve hastalığının ilerlemesi riskiyle karşı karşıya kaldığını, bu meslek hastalığı nedeniyle müvekkilinin istediği işleri de yapamadığını, müvekkilinin bu meslek hastalığı neticesinde kazanç kaybına uğradığını, malvarlığının eksildiğini, güç kaybına uğradığını, ileriye yönelik kazanç kaybı oluştuğunu, bedensel olarak meydana gelen eksilmenin günlük işlerine yansıdığını, yine müvekkilinin meslek hastalığı nedeniyle büyük elem ve ızdırap duymuş olup ilerleyen dönemlerde de bu meslek hastalığının sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağını, müvekkilinin yaşının gençliği ve...

    Güvenlik Merkezi Adli Tıp Kurumunun raporları kurumlarını bağlamadığı için müvekkiline meslek hastalığı malüliyet maaşını bağlamadığını, bu nedenle Sosyal Güvenlik merkezine meslek hastalığı malüliyet maaşının bağlanması için dava açılması zorunluluğunun doğduğunu, -Sosyal Güvenlik Kurumunun Adli Tıp Kurumu raporlarına rağmen müvekkiline meslek hastalığı maluliyet maaşını bağlamadığını, ilk peşin sermaye değeri oluşturmadığını, dolayısıyla maddi tazminat için ıslah ve ek dava açılamadığını, -Tüm dosya kapsamına bakıldığında davanın zamanaşımına uğradığını söylemenin iş hukukunun ruhuna, usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, -İlk raporun %20 sonraki rapor maluliyet gerekmediği en son adli tıp raporları kesin olarak müvekkilinin meslek hastalığı malüliyet oranının% 32,2 olarak tespit edildiğini, eğer yüksek mahkeme tüm bu açıklamalarına rağmen davanın zamanaşımına uğradığı kararı verirse ilerleyen maluliyet itirazları bulunduğunu, -Davanın Covid-19 Tedbirleri sebebiyle ertelendiğini...

    İş kazası ani bir olay olmasına karşın meslek hastalığı, belirli bir zaman dilimi içerisinde tekrarlanan bir sebeple oluşmaktadır. Meslek hastalığı, işin nitelik ve yürütüm şartlarından dolayı ya da işyerinin durumu dolayısıyla yavaş yavaş ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. İşveren ve üçüncü kişilerin, meydana gelen iş kazası meslek hastalığı nedeniyle sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımları yapmakla görevli olan Kuruma karşı 506 sayılı Kanun’un 26. maddesi uyarınca sorumluluğu, kusur sorumluluğu ile sınırlı bulunmaktadır. Anılan kusur sorumluluğu; ancak işverenin kastı, suç sayılır eylemi, işçilerin sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına aykırı eyleminin, üçüncü kişilerin kasıt ve kusuru ve bunlarla meydana gelen iş kazası arasında illiyet bağının bulunması hâlinde oluşmaktadır....

      Meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle açılan manevi tazminat davasında, sürekli iş göremezlik derecesi, tarafların kusur oranları ve kaçınılmazlık durumu, husule gelen elem ve ızdırabın derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriği ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimi, hak ve nesafet kuralları esas alınır. İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasa'dan kaynaklanmaktadır. İşçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının türüne göre manevi tazminat davasındaki kıstaslardan farklı kıstaslara dayanan ayrı bir hesap yapılması gerekir. Bu durumda; her iki dava için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar birbirinden tamamen farklıdır. Her iki davanın tefrik edilmesi yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gereklidir....

        Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesinde yer alan, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” hükmü karşısında; basit rücu hakkına dayanan tazminat davasında, ilk peşin sermaye değerli gelirin Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunlu olup; meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalının, muhtemel aktif yaşam sonu olarak öngörülen 60 yaşını aşmış olduğu ve pasif dönem güvencesini oluşturan yaşlılık aylığından...

          Dosya kapsamından, davacının temyiz incelemesine konu eldeki davayı açarak daha önceden meslek hastalığı kaynaklı olarak tespit edilen %26,00 oranındaki maluliyeti nedeniyle...5. İş Mahkemesi'nin 1986/334 Esas sayılı dosyasında maddi ve manevi tazminat talep ettiklerini, o dosyada davalının %80 oranında kusurlu olduğunu, meslek hastalığının meydana gelişinde %20 oranında da kaçınılmazlığın bulunduğunu, bu nedenle kendileri lehine maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davacının meslek hastalığı maluliyetinin zamanla artarak %58,00'e yükseldiğini ileri sürerek %32,00 fark maluliyet için ıslahla birlikte 10.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL de manevi tazminat isteminde bulunduğu, davacının aynı davalı ile SGK aleyhine açtığı maluliyet oranı tespit davasında ise davacının sürekli işgöremezlik oranının %32,20 olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu