Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtay 14.H.D. 2007/3340- 4368 Esas-Karar sayılı ilamı) Somut olayda, davalının Kayseri İli, Develi İlçesi Karacaören Köyü'nde bulunan 785 nolu mera parselini 11.346 merekaresine arpa ekmek suretiyle işgal ettiği, davalının bu eylemi nedeniyle taşınmazın mera vasfının bozulduğu, davalının savunmasında ileri sürdüğü mera vasfını bilmediği veya taşınmazı kiraladığı yönündeki hususların tazminat sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, ilk derece mahkemesince mahallinde keşif yapılarak meranın eski hale getirilmesi için gerekli bedelin hesaplandığı, buna göre davacı hazine tarafından ıslah dilekçesi verildiği, hükmün bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesine göre oluşturulduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen meranın eski hale getirilmesi için kurumca herhangi bir masraf yapılmadığı ve bundan sonra da yapılmayacağı, meranın ihaleyle otlakiye olarak kiralandığı, dolayısıyla mera vasfının kalmadığı ve davanın konusuz kaldığı hususlarının yerinde olmadığı, zira zaten otlakiye niteliğinde...

Somut olayda; meranın eski hale getirilmesine, eski hale getirilmediği ve bina kaldırılmadığı takdirde 731,89 TL eski hale getirme bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, denilmek suretiyle şartlı hüküm kurulması hükmün infazında tereddüt oluşturacağından doğru görülmemiştir. Davacı dava dilekçesinde eski hale getirme bedeli talep etmiş olduğundan sadece bu bedele hükmedilmekle yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde terditli hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 20.9.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Ayrıca davalı yukarıda anılan meranın eski hale getirilmesi için yapılacak masrafı ödemesi için kendisine yapılan bildirime karşı Aksaray İdare Mahkemesinde dava açmış, iş bu dava Aksaray İdare Mahkemesinin 2015/898 E. 2015/1292 K. Sayılı kararıyla süre aşımı nedeniyle reddedilmiştir. Açtığımız alacak davası 4342 sayılı Mera Kanununun 4.maddesinin 4.fıkrası gereği meranın haksız ve amacına aykırı kullanımına ilişkin olsa da Yargıtay içtihatları ile meranın mülkiyetinin Hazineye ait olduğu ve mülkiyet sahibi Hazinenin meraların kullanımıyla ilgili eski hale getirilmesine ilişkin alacak davası açma hakkı olduğu kabul edildiğinden 32.863,70 TL tazminatın tecavüz tarihi olan 07/03/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini" talep etmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Açılan dava, meranın haksız kullanımı iddiasına dayalı eski hale getirilmesi masraflarının tahsiline yönelik bir tazminat davasıdır. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). Yapılan yargılamada davalı tarafa ait tarla vasfındaki taşınmazlar sürülürken çevresinde bulunan mera parsellerinin de sürülerek ekilmesi suretiyle yapılan tecavüz sonucunda mera parsellerinin vasfının bozulması nedeniyle davacı hazine tarafından eski hale getirme bedeli istenmiştir....

    bir meranın birkaç yıl içinde kendiliğinden eski hale gelmesi mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazlara bir müdahale olmadığını, bilirkişiden arazi, iklim ve toprak yapısına göre sürülen bir meranın kaç yılda kendiliğinden eski haline gelebileceği konusunda rapor alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

      Dairemiz hükmüne uyulan bozma kararında özet olarak; zamanaşımı süresinin dolmadığını, davalının nizalı meraya elatarak vasfını bozduğu ve meradan toprak taşıdığı hususunun sabit olduğunu, bu nedenle husumet yönünden bir isabetsizlik olmadığını, ancak dava tarihinde davalının meraya bir tecavüzünün bulunmaması ve davacının ot bedeli ödetilmesini isteyemeyeceği nedeniyle bu yönlere ilişkin temyiz itirazlarının yerinde olmadığını belirttikten sonra; davalının vasfını bozduğu meranın eski hale getirilmesi için gereken masraflardan sorumlu olduğunu bildirmiş ve hükmü bu nedenle bozmuştur. Toprak alma eyleminin saptanması halinde, meranın üzerindeki, köyün hayvanlarının yararlanacağı verimli tabakanın yok edildiğinin de kabulü gerekir. Bu durumda meranın eski hale getirilmesi için öncelikle alınan toprağın yeniden yerine konulması gerekir....

        Diğer taraftan eski hale getirme bedeli vasfı bozulan meranın ıslah edilmek suretiyle mera vasfının kazandırılması için boş olan arazide yapılacak masraflardır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Açılan dava, meranın haksız kullanımı iddiasına dayalı eski hale getirilmesi masraflarının tahsiline yönelik bir tazminat davasıdır. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). Yapılan yargılamada davalı tarafa ait tarla vasfındaki taşınmazlar sürülürken çevresinde bulunan mera parsellerinin de sürülerek ekilmesi suretiyle yapılan tecavüz sonucunda mera parsellerinin vasfının bozulması nedeniyle davacı hazine tarafından eski hale getirme bedeli istenmiştir....

        Her ne kadar davalı vekili, davaya konu yeri kendisinin kiraladığı savunmasında bulunmuş ise de, kamu orta malı olan meraların tarım amaçlı hiçbir kurum ya da kişi tarafından kiralanamayacağı, bu sebeple davacının burayı kiralamış olmasının merayı ekip biçmesini yasal hale getirmeyeceği, merayı kullandığından dolayı da meranın eski vasfını kazanmasına engel olduğu ve böylece mera vasfını bozduğu/bozmaya devam ettiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından meranın kullanıldığının 2018 yılında tespit edilmesi nedeniyle bilirkişinin 2018 resmi verilere göre meranın eski hale getirilmesi tazminatını hesaplaması usul ve yasaya uygun olup davalının bu yöndeki istinafı yerinde değildir....

        Mahkemece, davacı Hazine'nin men'i müdahale ve tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, davalının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Dava açılırken üç ayrı istemde bulunulmuştur. Bunlar; elatılan mer'a'dan elçektirme, bozulan meranın eski hale getirilmesi için tazminat ve yararlanılmayan süredeki menfaat kaybının tazminen tahsili istemleridir. Taşınmazın mer'a olmasından ötürü davalıca yapılan elatmanın önlenmesine ilişkin karar da yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Mer'aların çıplak mülkiyeti Hazine'ye ait olup bozulan mer'anın eski hale getirilmesini isteme hakkı da hazineye aittir. Ne varki tasarruf hakkı köy yada Belediye'ye ait olmakla kullanılmamış süreler için ot bedeli isteme hakkı mutasarrıfına (zilyedine) ait bulunduğundan bu istem için hazine yararına hüküm kurulması yasaya aykırıdır....

          UYAP Entegrasyonu