Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı, işyerine davalıdan debriyaj takımı ve debriyaj tulumunu 649.78-TL ödeyerek satın aldığını, malın bozuk ve çalışmıyor olduğunu, bu nedenle 16/02/2013 tarihinden beri kendi ticarethanesinde müşterilerine düzgün hizmet veremediğini, maddi ve manevi zarara uğradığını, davalı tarafa defalarca telefon açıp malı değiştirmelerini söylediği ve ihtarname düzenlediği halde, malı geri almadıklarını beyanla, malın iadesine, ödediği parasının kendisine verilmesine ve 1 seneyi geçen zaman zarfındaki maddi ve manevi zararının karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, tazminat yönünden dava dilekçesinin açıklattırılması sonucunda; aylık 2.500-TL zarardan toplam 35.000-TL zararı olduğunu beyan etmiştir....

    Davalı ...A.Ş. vekili; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, 2 yıl geçtikten sonra ayıptan sorumlu olunmayacağını, mevcut durumun ayıp olarak değerlendirilemeyeceğini, manevi tazminat yönünden eksik ve maddi tazminat yönünden hükmedilmesi gereken vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir. 3. Davalı...A.Ş. vekili; ithalatçı olduğundan maddi tazminattan sorumlu tutulamayacağını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, aracın ayıplı olmadığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, varsayımsal sonuca dayandığını, aracın neden arızalandığına dair inceleme yapılmadığını, manevi ve maddi tazminat yönünden vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı misli ile değişim istemine ilişkindir. 2....

      Dava, satın alınan cep telefonunun ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelin iadesi istemine ilişkindir. Somut olayda davacı bir ticari şirket olup, 6102 sayılı TTK' nın 19.madde hükmüne göre “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Şu kadar ki; hakiki şahıs olan bir tacir, muameleyi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya muamele, fiil veya işin ticari sayılmasına halin icabı müsait bulunmadığı takdirde borç adi sayılır.” Bu nedenle ticari bir şirketin tüketici olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Görev, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Mahkemece ticari dava niteliğindeki davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılamayacağı ve davanın genel mahkemelerin görevine girdiği gözetilmeden, “Tüketici Mahkemesi” sıfatıyla davaya bakılıp karar verilmesi ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanması doğru görülmemiştir....

        Malın ayıplı olması halinde tüketicinin seçimlik hakları;aynı yasanın 11.m.sinde; "(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz....

        GEREKÇE: Dava, satıma konu emtianın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak ayıplı malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya rayiç bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde...

          Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm,taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıp iddiasına dayalı olarak, satın alınan taşınmaz bedelinin indirilmesi istemine ilişkindir. Davacının, davalıdan bir daire satın aldığı ve dairenin davacıya teslim edildiği uyuşmazlık konusu değildir. 4077 sayılı Kanunun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır....

            Mahkemece yapılan yargılamada; alınan bilirkişi raporuna göre malın ayıplı olduğu, tamiri mümkün olmadığından yenisiyle değiştirilmesi gerektiği, davacının satış bedelinin iadesi yönünde seçimlik hakkını kullandığı hususunun dikkate alınması, ayıplı malın davalıya iadesi mukabili satış bedeli olan 3.800,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi gerekçeleri ile davanın kabulüne karar vermiştir....

              Dava, satın alınan taşınmazın m2'sinin eksik olması sebebi ile ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak bedelde indirim talebine ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır....

              - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi olduğu çeke dayalı olarak davalı ... AŞ tarafından icra takibi yapıldığını, ancak çekin satım sözleşmesi nedeniyle dava dışı şirkete verildiğini ve satım konusu malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasında alınan tedbir kararına rağmen ciro edildiğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... AŞ vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı ...AŞ vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini bildirmiştir. Davalı ... davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, İİK'nın 72. maddesine dayalı menfi tespit isteminin icra takibinin yapıldığı ya da davalının yerleşim mahkemelerinde açılabileceği, bu nedenle ... Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Uyuşmazlık noktası ise dava konusu faturaya ilişkin malın ayıplı olup olmadığı ve bu ayıptan davacının sorumlu olup olmadığına ilişkindir. Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere satıcı satılan maldaki ayıptan sorumludur. Ancak bu sorumluluğun doğması için TTK ve TBK’da ayıp ihbar süreleri düzenlenmiştir. Satışa konu malın açıkça ayıplı olması halinde teslimden itibaren 2 gün, açıkça ayıp olduğu belli değil ise 8 gün, ayıp gizli ayıp niteliğinde ise ayıbın ortaya çıktığı andan itibaren makul sürede satıcıya ayıp ihbarında bulunulması gerekmektedir. Somut olayda davalı dava konusu ----- hatalı olması nedeniyle bu ürünlerin kullanılamadığını iddia etmektedir. Dava konusu ürünün --- kullanılmadan hatalı basıldığının bilinemeyecek olması nedeniyle teslim anında ayıbın varlığının tespit edilmesi mümkün değildir. Davalı malın ayıplı olduğunu ancak dava ---kullanılması esnasında öğrenebilecektir. Bu durumda ayıbın gizli ayıp olduğu kabul edilmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu