Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/945 KARAR NO : 2023/1091 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇORUM TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 06/12/2022 NUMARASI : 2022/309 ESAS - 2022/319 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Malın Ayıplı Olması İddiasına Dayalı) KARAR : Davacı tarafça davalı taraf aleyhine açılan dava sonucu verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı süresinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 34 XX 669 Plakalı Toyata marka, 2009 model, Corolla tipi araç 250.000,00- TL bedel karşılığı davalıdan satın alındığını, müvekkili tarafından satın alınan araç ayıplı çıktığını, karşı tarafça ağır kusur ve hile ile saklanan ve olağan muayeneyle fark edilmeyen bu ayıp gizli ayıp niteliğinde olduğunu ileri sürerek şimdilik 1.000,00- TL olmak üzere, yukarıda arz ve izah edilen...

Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. (2) Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır. (3) Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, üretici, ithalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde malın ayıbına ilişkin açıklayıcı bilgiyi içeren bir etiket konulur. Bu etiketin tüketiciye verilmesi veya ayıba ilişkin açıklayıcı bilginin tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde açıkça gösterilmesi zorunludur. Teknik düzenlemesine uygun olmayan ürünler ise hiçbir şekilde piyasaya arz edilemez....

Noterliğinin 15/10/2018 tarih ve ... yevmiye no'lu ihtarı ile davalı şirkete ayıp ihbarında bulunulduğunu, davalıdan 108.321,50 USD bedel ile satın alınan ancak iade edilen malın 77.950,08-USD bedel ile davalıya iade faturası kesilerek iade edildiğini, sadece bu iade sonucunda müvekkilinin 30.371,42 USD zarara uğradığını, iade edilen ayıplı mal ile ilgili olarak müvekkilinin ayrıca 55.246-USD demuraj bedeli, 6.403,15-USD depolama ve ardiye bedeli, 13.156,08-USD forklif indirme-bindirme, kantar giriş-çıkış ve yükleme işçilik bedeli ödediğini, müvekkili şirketin asgari kâr payının %30 olduğunu ve bu kârdan da mahrum kaldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ayıplı malın davacıya daha düşük bedelle iade edilmesi nedeniyle uğradıkları 10.000-TL ile ayıplı malın ihracattan dönmesi nedeniyle demuraj, depolama, ardiye, navlun ve nakliye bedeli olarak ödenen ücretler için de şimdilik 10.000-TL olmak üzere toplam 20.000-TL'nin 30/10/2018 tarihinden itibaren...

    Mahkemece asıl ve birleşen davalarda ayrı ayrı maddi tazminatın kısmen kabulü ile, 660 avronun dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş,hüküm asıl ve birleşen davaların davacılar ile davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava,Asıl ve birleşen davaların davacıları ile davalı arasında hac görevinin ifa edilmesine ilişkin yapılan hac hizmeti organizasyonundan kaynaklanan, bu hizmetin ayıplı verildiğini ilişkin iddialara dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

      Sayılı) kararında, dava dışı şirket adına kayıtlı olan araç ile ilgili uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiş olmakla, dava konusu uyuşmazlığın niteliğinin, ticari satım sözleşmesine konu aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        Hukuk Dairesinin aktarım kararıyla Dairemize gönderilen dava dosyası üzerinde 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, tacirler arası araç satım sözleşmesinden kaynaklanan, aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar dava dosyası Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin aktarım kararıyla Dairemize gönderilmiş ise de, dava konusu uyuşmazlığın, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca, Dairemizin görevleri arasında sayılan (ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinden Dairemize devredilen) işlerden olmadığı anlaşılmakla, gerekli inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne iadesine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 4....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket aleyhine çeke dayalı alacağı için icra takibi yaptığını, takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında satım sözleşmesi olduğunu, davacıdan alınan perlit malzemesinin ayıplı olması nedeniyle ödeme yapılmadığını bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, dava konusu 10.000,00 TL bedelli çeke dayanan alacağın varlığı konusunda çekişme bulunmadığı, davalı tarafından 4.000,00 TL kısmi ödeme yapıldığı, davalının malın ayıplı olduğunun davacıya ihbar edildiği iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, icra takibinin 6.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalıdan alınan ürünlerin ayıplı olduğunun iddia edilmesine rağmen ürünlerin keşif mahallinde bulundurulmadığı, kullanıldığının davacı asilin beyanı ile sabit olduğu, daha önce ayıp ihbarında bulunulmadığı, ürünün iade edilmediği gibi kullanılarak fayda saplandığı, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu ürünün ayıplı olup olmadığının kesin bir şekilde incelenemediği, delil olmadan hüküm kurulduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

            Bu halde davacı yanın bu fatura yönünden malların teslim edildiğine ilişkin başkaca delil sunmamış olması nedeniyle teslimin ispat edilemediği kanaatine ulaşılmıştır. Davalı yan teslim edilen malların ayıplı olduğu iddiası ile davanın reddini istemektedir. 6102 sayılı TTK md.23 uyarınca ticari satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmeli, açıkça belli değil ise alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa keyfiyeti derhal bildirmeye mecburdur. Ayıp adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak, kullanma sonucunda ortaya çıkan bir ayıp ise BK'nun 223.maddesinin tatbik olunması gerekir. Davalı süresinde ayıp ihbarı yaptığına ilişkin delil sunmamıştır. Davalı 26.10.2015 tarih ve 020713 seri nolu 53.395,00 TL bedelli iade faturası tanzim etmişse de bu faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır....

              Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır(Yargıtay HGK'nın 24.05.2017 tarih, 2017/19-1633 E.- 2017/1013 K. Sayılı kararı). Ayıba karşı tekeffül borcu, satılan şeyde satıcı tarafından zikir ve vaat edilen vasıfların bulunmamasından veya satılan şeyin değerini yahut akit gereğince ondan beklenen faydaları azaltan veya kaldıran noksanları bulunmasından satıcının sorumlu tutulmasını ifade eder. Satıcının ayıba karşı tekeffül borcunun doğabilmesi için ayıbın sözleşmenin kurulduğu anda mevcut olması, ayıbın önemli olması, alıcının sözleşmenin kurulduğu anda ayıbın varlığından haberdar olmaması ve en nihayetinden alıcının kendisine düşen muayene ve ihbar yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekir....

                UYAP Entegrasyonu