Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL para harcandığı, bu paranın ticari işte kullanılması halinde kar edileceği bu yüzden mahrum kalınan kar olduğu ileri sürülmüş ise de; ikame olarak alındığı iddia olunan araçların marka model ve özelliklerinin farklı olduğu, bu araçların davacının kendi mal varlığında olması, dava konusu araç bedelinin ise kesinleşen dosyada faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş olması karşısında ayıp nedeniyle illiyet bağı kurulamadığından, mahrum kalınan karın ise defter kayıtlarıyla kanıtlanamadığından ikame araç alınması iddiasına dayalı zarar talebinin mümkün olmadığı kanaatine varıldığı, dava konusu ayıplı olan aracın mülkiyeti davacıda olması nedeniyle motorlu taşıtlar vergisinden davacı sorumlu ise de; aracın servise bırakıldığı 13.06.2007 tarihinde davalı tarafça geri alınarak bedeli davacıya iade edilmiş olsaydı davacı söz konusu araç için bu vergileri ödemek zorunda kalmayacak, yine zorunlu mali mesuliyet sigorta pirimi de ödemeyeceği, dosya kapsamına sunulan belge ve delillere göre...

    Ancak eksik ifa sözleşmede kararlaştırılmış olan ya da dürüstlük kuralı gereğince yapılması gereken işlerin bir kısmının hiç yapılmamış olması hâlinde söz konusu olur. Ayıplı ifadan söz edilebilmesi için ise sözleşme ile kararlaştırılan malın o malda bulunduğu belirtilen niteliklerin veya çeşidi yahut vasfı gereği malın taşıması gereken özelliklerinin mevcut olmaması gerekir. Kanun ya da sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği ya da olmaması gereken vasıfların olması olarak tanımlanabilen "ayıp"; maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir. Maddi ayıp, malın yırtık veya lekeli olması gibi bir malda madden hata bulunması; hukuki ayıp, malın kullanımının üzerinde takyitler bulunması gibi nedenlerle hukuken sınırlandırılması iken ekonomik ayıp malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır....

      Mahkemece davalının siparişi üzerine Türkiye'ye gelen ikinci parti mal üzerinde herhangi bir ayıp incelemesi yapılmadığı, davalının malı gümrükten çekmeyerek millileştirilmesine neden olduğu gerekçesiyle, ikinci parti malın 170.420 USD bedelinden sorumlu olduğu, karşı davada birinci parti malın ayıplı olması nedeniyle semenden tenzilat yapılarak 49.649 USD ve 470,56 YTL' nin karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle 6.8.1998 tarihinde teslim alınan 78.400 USD tutarlı birinci parti derinin ayıplı olduğunun, ancak davalı yanca kullanılmış olması sebebiyle iadesinin mümkün olmadığı gözetilerek semenden indirim yapılmasında, ikinci parti malda ayıp bulunduğu tespit edilmeden, malı gümrükten çekmeyen davalının malın millileştirilmesine neden olduğundan bedelinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-karşı davacının ve davacı-karşı davalının...

        İSTİNAF SEBEPLERİNİN VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı kazan satımı ve kurulumu iddiasına dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Bu davanın dayanağı olan İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/64 E. -2015/404 K. Sayılı ve 17/11/2015 tarihli ilamında belirtildiği üzere, davalı ... Firmasının,diğer davalı ... firmasına kazan tedarik ettiği,satılan malın ayıplı olduğu, bu nedenle sözleşmenin dava konusu kazanla ilgili bölümünün iptaline ve kazan ile ilgili olarak davalılardan ... firmasına yapılan ödemenin bu davalıdan alınarak davacıya verilmesi kanaatine varılmış, diğer davalı ... Teknik Isıtma ve Klima Tic. A.Ş. yönünden ise davacı ile diğer davalı arasında yapılan sözleşmede taraf olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İşbu davada davacı taraf, ayıplı imalat nedeniyle ... 'ye ödemiş olduğu bedeli, üretici firma olan ... firmasından rücuen tahsilini talep etmektedir....

          Her ne kadar davacı tarafından maddi ve manevi tazminat talep edilmiş ise de davacının dava konusu olayda mobilya bedeli kadar maddi zararının oluştuğu, manevi tazminat yönünden ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58. Maddesi hükmü uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilebilmesi olanaklı değildir. Somut olayda geç teslimat ve ayıplı mal nedeniyle, davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemeyeceği, dolayısıyla dava konusu olayda tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....

          Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....

          GEREKÇE :Dava, ayıplı mal nedenine dayalı olarak ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Yürürlük tarihi 01/01/2019 olan 7155 sayılı yasa ile Türk Ticaret Kanunu'na eklenen 5/A maddesinde; " 1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır....

            Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı bedel iadesi istemlidir. Davacı vekili; dava konusu aracın, davalıdan satın alınmasından sonra aracın bir kısım yerlerinin boyalı ve parçalarının değişmiş olduğunu tespit ettiklerini, davacının ayıbı öğrenir öğrenmez davalıya bildirdiğini iddia ederek araç satış bedeli olan 52.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Yargılama esnasında 10/07/2018 tarihli dilekçesi ile davacı vekili ; dava konusu aracın 3.kişiye satılmış olması sebebiyle taleplerinin aracın ayıplı değeri ile satış bedeli olan 52.000,00 TL arasındaki farkın hakkaniyet indirimi yapılarak iadesi şeklinde davayı ıslah ettiklerini bildirdiği görülmüştür....

            -KARAR- Dava, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında teslim edilen malzemenin belirtilen numuneye uygun olmaması nedeniyle ayıplı malın bedelinin iadesi ve uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının TTK 25. maddesinde düzenlenen 2 ve 8 günlük muayene külfetini yerine getirdiğini, davacının teslim edilen mermerlerin sözleşmeye uygunluklarını ve kalitelerini herhangi bir ihtirazı kayıt koymaksızın kabul ettiğini, mermerlerin sözleşmeye uygun olup, ayıplı olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....

              Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu