Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda satıcı tüketicinin talep ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğunu, ancak söz konusu olayda davalı yükümlülüklerini yerine getirmemekte ve Kötüniyetli davranışlarını sürdürmeye devam ettiğini, malın ayıplı olmasının yanında 6502 sayılı yasanın 13. maddesi gereğince taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle söyleşmeye aykırı olan ayıplı hizmet söz konusu olduğunu, yararlanma amacı bakımından değerini ve tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetlerinde ayıplı olduğunu, anlatılan nedenlerden davanın kabulünü, sözleşmeye konu malın ayıpsız misli değiştirilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla satış bedeli olan 15.586 TL’nin halının şimdiki alım gücüne ulaştırılarak teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ile davacıya ödenmesinii yargılama giderleri...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada Bursa 1. Asliye Hukuk ile Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, sıfır km. olarak aldığı aracın henüz üçüncü gününde yolda seyir halindeyken yanmaya başlayıp yandığı gerekçesiyle ayıplı malın yenisi ile değiştirilmesini ya da kasko bedeli ile manevi tazminat ödenmesini talep etmektedir. Dosya kapsamından, davanın sigorta şirketine değil, satıcı şirkete açıldığı, davacının tüketici konumunda olup, aracın özel otomobil olduğu, alındıktan sonra 3. günde sebebi belli olmayan şekilde yandığı, davacının talebinin gizli ayıba dayalı olduğu anlaşılmakla, 4077 Sayılı Yasa kapsamında olduğu anlaşılan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....

    Tüketici Mahkemesinin 25.11.2011 tarih ve 2010/1119 E. 2011/984 sayılı kararı ile '' ...aracın ayıplı olduğunun tespitine, ayıplı malın davacı tarafından davalı satıcıya iadesine, davacının ayıplı mala ödediği 85.040,00 TL'nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya iadesine '' ilişkin hükmüne dayalı olarak, alacaklı tarafından borçlular aleyhinde, ilamlı takip başlatılmış ve düzenlenen icra emrinde, 85.040,00 TL ayıplı malın bedeli ve işlemiş faizi ile ilamdaki feri alacakların tahsili talep edilmiştir. Borçlu, alacaklının ilamda kendisine yüklenen ayıplı aracın teslimi edimini yerine getirmeden karşı edimi isteyemeyeceğinden takibin iptalini talep etmesi üzerine, mahkemece, ilamda alacaklının alacağını takibe koyması için aracın tesliminin şart koşulmadığını, ancak araç teslim edilmeden faiz talep edilemeyeceğinden, icra emrindeki işlemiş ve işleyecek faiz isteminin iptaline karar verilmiştir....

      aracın ayıplı olduğunun tespitine, ayıplı malın davacı tarafından davalı satıcıya iadesine, davacının ayıplı mala ödediği 85.040,00 TL'nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya iadesine '' ilişkin hükmüne dayalı olarak, alacaklı tarafından borçlular aleyhinde, ilamlı takip başlatılmış ve düzenlenen icra emrinde, 85.040,00 TL ayıplı malın bedeli ve işlemiş faizi ile ilamdaki feri alacakların tahsili talep edilmiştir. Borçlu, alacaklının ilamda kendisine yüklenen ayıplı aracın teslimi edimini yerine getirmeden karşı edimi isteyemeyeceğinden takibin iptalini talep etmesi üzerine, mahkemece, ilamda alacaklının alacağını takibe koyması için aracın tesliminin şart koşulmadığını, ancak araç teslim edilmeden faiz talep edilemeyeceğinden, icra emrindeki işlemiş ve işleyecek faiz isteminin iptaline karar verilmiştir....

        Bu husus 4077 sayılı yasanın 4/4 maddesinde "ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihnden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zaralardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yaralanamaz." şeklinde düzenlenmiştir. Davacının söz konusu malı satın almasından itibarin 10 yılı aşkın bir süre geçmiştir. Satıcının ayıp nedeniyle ağır kusuru kanıtlanamadığı gibi ayıbın hile ile gizlendiği de kanıtlanamamıştır.Bu durumda davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

          Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu ayıplı maldan sorumluluğa ilişkin olarak ise 4077 sayılı kanunun 4.maddesinin 3.bendine göre (Değişik fıkra: 21/02/2007-5582 S.K./22.mad) İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir. 4.fıkrası hükmüne göre ise; Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın 2012/-3-12832 tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir....

            İşbu bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması sebebiyle hükme esas alınmış olup bu nedenlerle davacının maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının ise manevi yönden bir zarara uğradığına ilişkin delil bulunmadığından ispatlanamayan manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerektiği kanısına varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur." şeklindeki gerekçelerle davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile, 9.499,00-TL’si dava konusu makine ücreti, 6.100,00-TL’si dava dışı 3. kişiye ödenen tutar olmak üzere toplam 15.599,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE, davacının manevi tazminat davasının manevi yönden gördüğü zararı ispatlayamadığından REDDİNE karar verilmiştir....

              İşbu bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması sebebiyle hükme esas alınmış olup bu nedenlerle davacının maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının ise manevi yönden bir zarara uğradığına ilişkin delil bulunmadığından ispatlanamayan manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerektiği kanısına varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur." şeklindeki gerekçelerle davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile, 9.499,00- TL’si dava konusu makine ücreti, 6.100,00- TL’si dava dışı 3. kişiye ödenen tutar olmak üzere toplam 15.599,00- TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE, davacının manevi tazminat davasının manevi yönden gördüğü zararı ispatlayamadığından REDDİNE karar verilmiştir....

              Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davalıların satıcısı ve ithalatçısı olduğu otomobil lasitklerinin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak açılmış olan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder....

                Dava konusu uyuşmazlığa dava ve sözleşme tarihinde yürürlükte olan 6502 sayılı Yasa'nın uygulanması gerekmekte olup ilgili yasanın 8. maddesine göre ayıplı mal; "(1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. (2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki/ ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir. (3) Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi veya montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında...

                UYAP Entegrasyonu