Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir istenebileceği, davalı tarafa ait mal ve hakların uyuşmazlık konusu olmadığı, kaza tespit tutanağında davalı sürücüye kusur verilmediği, manevi tazminatın objektif ve subjektif etken göz önüne alınmak suretiyle takdir edileceği, bu nedenle belirli veya belirlenebilir bir miktar mevcut olma koşulunun bulunmadığı, maddi ve manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı ihtiyati tedbir/haciz isteyen davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

    Sadece kusur durumu ve tazminat miktarı çekişmelidir. Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati haciz yanında ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir....

    Davacılar vekilinin maddi tazminata ilişkin ihtiyati haciz talebine gelince; davacılar davalılar aleyhinde trafik kazasından kaynaklı olarak tazminat tahsili istemi ile iş bu davayı açtığı, iş bu davada şimdilik tazminat olarak talep ettiği toplam 600,00 TL’nin, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, her halükarda hayatın olağan akışı içerisinde neredeyse herkes tarafından, dolayısı ile davalılar tarafınca da ödenecek meblağ dahilinde bulunduğu, kaldı ki maddi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin karar verilmesi halinde dahi talep edilen tazminat miktarı ile sınırlı şekilde ihtiyati hacze karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, (HMK'nın 355. maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davacılar vekilinin bu hususa ilişkin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği görülmüştür....

    İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir....

    Mahkemece, ihtiyati haciz talebinin teminatsız olarak kabulü ile 170.000 TL üzerinden davalıların menkul ve gayrimenkul malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş; davalı işleten vekilinin itirazı üzerine yapılan incelemede itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı ... Turizm...Şirketi vekili istinafında; ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, alacağın yargılamayı gerektirdiğini, alacak miktarının belirsiz olduğunu ve ilama dayanmadığını, somut gerekçe gösterilmediğini, teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir. Talep, maddi tazminat ve manevi tazminat istemli davada verilen geçici hukuki koruma kararına ilişkindir. Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK'nın 353 ve 355'inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür....

      Şahıslardaki hak ve alacaklarına alacağa yetecek kadar sınırla ihtiyati haciz konulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,..." karar verilmiştir. Verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Davalı murisi müvekkiller murisinin yaşamını yitirmesine sebebiyet verdiğini, 1000.000,00 TL için İhtiyati haciz kararı verildiğini, ancak sonrasında davalı yanın itirazı üzerine duruşmada 450.000,00 TL ara kararda ise duruşmadaki kısa karar ile çelişilerek 250.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini, destekten yoksun kalma tazminatı, manevi tazminat talepleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde en azından 1.000.000,00 TL manevi tazminat talebi üzerinden kabulüne kararı verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Dava dilekçesinde davacı T2'nin manevi tazminat talebi ve ihtiyati haciz şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

      İHTİYATİ HACZİN REDDİNE İLİŞKİN ARA KARARIN ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; manevi tazminat, kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olduğu, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü olmadığı, bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamadığı, İİK'nun 257. maddesinde öngörülen ihtiyati haczin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir....

      İHTİYATİ HACZİN REDDİNE İLİŞKİN ARA KARARIN ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davacı tarafından maddi tazminat istemi yönünden dava değeri 5.000TL olarak gösterilip bu miktar üzerinden harçlandırılarak dava açılmış olup bu miktarı davalı tarafın karşılayamayacağına ilişkin herhangi bir delil olmadığı 5.000TL'nin karşılanabilecek bir miktar olması ve bu miktar için araca haciz konulmasının ölçülülük ilkesine aykırı olması aracın uyuşmazlık konusu olmaması nedeniyle tedbir de konulamayacağının gözetilmesi nedeniyle davacı vekilinin ihtiyati haciz isteminin reddine,talep eden vekilince her ne kadar ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ise de; dosyanın yapılan incelemesinde davanın davalıya karşı açılan davacının manevi zararının tazmini istemli tazminat davası niteliğinde olduğu, alacağın yargılamaya muhtaç olduğu dosyanın bu hali ile haciz kararı verilmesinin mümkün görülemeyeceği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine...

      Davacının, iş bu davada şimdilik maddi tazminat olarak talep ettiği 1.000,00 TL’nin, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, her halükarda hayatın olağan akışı içerisinde neredeyse herkes tarafından, dolayısı ile davalılar tarafından da ödenecek meblağ dahilinde bulunduğu, kaldı ki maddi tazminat bakımından ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin karar verilmesi halinde dahi talep edilen maddi tazminat miktarı ile sınırlı şekilde ihtiyati hacze karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla somut olayda maddi tazminat talebi bakımından ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır....

      un taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, 3-İİK'nın 261. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararının infazı için Antalya İcra Dairelerinin yetkili kılınmasına, 4-İİK'nın 261.maddesi uyarınca karardan itibaren 10 gün içinde ihtiyati haciz kararının icrasının istenmemesi halinde verilen ihtiyati haciz kararının hükümsüz kalacağının ihtarına, 5-Kararın ilgililere tebliği ve ihtiyati haciz konulması vs. işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, III-Peşin istinaf ilam harcının talebi halinde davacıya iadesine, 30/12/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK'nın 362/1-f madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi. ......

        UYAP Entegrasyonu