WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İdarenin hukuki sorumluluğu sadece kusur esasına, hizmet kusuru teorisine dayanmamakta, idare kusur koşulu aranmadan da objektif (kusursuz) sorumluluk ilkesi uyarınca sorumlu sayılabilmektedir. Kusursuz sorumluluk, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlüdür....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/43 Esas KARAR NO : 2022/341 DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ : 13/01/2022 KARAR TARİHİ : 29/03/2022 KARARIN YAZILDIĞI TARİH :28/04/2022 Davacı vekili tarafından açılan tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/10/2021 tarihinde saat 20.27'de .... İli, ..... İlçesi, ..... Mevkii E-5 Otoyolu Güney yolda Ispartakule katılımın 200 metre ilerisinde meydana gelen ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası neticesinde sevk ve idaresi ..... isimli şahısta bulunan, .....'un ruhsat sahibi olduğu ve davalı sigorta şirketine .... nolu Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası poliçesi ile sigortalı bulunan ..... plakalı araç sol şeritte seyir halinde iken .....'...

      HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, 24/07/2018 tarihli trafik kazası nedeniyle geçici iş göremezlik ve kalıcı iş göremezliğe ilişkin açılan maddi tazminat davasıdır....

        mevcut ve zincirleme sorumlular yönünden müteselsil sorumluluk hükümlerine dayandıklarını, müvekkiline nakdi tazminat ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla T1 için işgücü kaybı ve ekonomik geleceğinin sarsılması sonucu uğradığı zararlar sebebiyle 250TL, bakıcıya muhtaç olması sebebiyle 250TL maddi tazminat ile 25.000TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

        Davalı İstanbul Valiliği tarafından, idare aleyhine manevi tazminata hükmedebilmek için idarenin hizmet kusuru/kusursuz sorumluluk hali olması gerektiği, olayda idarenin hizmet kusuru, kusursuz sorumluluk halinin bulunmadığı, olayın terör olayı olduğu ve 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, manevi tazminat 5233 sayılı Kanun'da düzenlenmediğinden sorumluluklarının bulunmadığı, manevi tazminat miktarının hakkaniyete aykırı olduğu, idarelerinin harçtan muaf olduğu ileri sürülmektedir. TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davacılar vekili tarafından, savunma verilmemiştir. Davalı idareler tarafından ayrı ayrı, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur....

          Danıştay içtihatlarında sosyal risk ilkesi kusursuz sorumluluk kapsamı dışında değerlendirilmekte ise de bunun tazmine konu olayın idare ile olan illiyet bağına göre yapılan kategorik bir sınıflandırma olduğu, öğretide ise sosyal risk ilkesine esasen idarenin kusurunun olmadığı sorumluluk türleri arasında yer verildiği görülmekte olup, yukarıda tanımı yapılan "kamusal sosyal güven/güvenlik ilkesi" nin de idarenin terör olaylarına bağlı tazmin sorumluluğunda kusursuz sorumluluk kapsamında, yasada öngörülen hesaplama yöntemlerine göre tazminat tutarlarının belirlendiği sosyal risk ilkesinden ayrışarak gerçek zarar tutarının karşılanmasını gerektiren bir ilke olarak uygulanması gereği bulunmaktadır. Dava konusu olayda maddi tazminat yönünden zararın bulunduğunun kanıtlanamaması nedeniyle davanın bu kısmının reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....

            Bu ilke, kural olarak, hem kusur hem de kusursuz sorumluluk hallerinde geçerli bulunmaktadır. Bununla birlikte, idarenin, kamu personelinin, görevlerinin neden ve tesiriyle uğradıkları zararlardan doğan tazmin (hukuki/mali) sorumluluğu, ister kusursuz sorumluluk isterse sosyal risk ilkesi kapsamında olsun, üçüncü kişilerin kusuru ile ortadan kalkmamaktadır. Nitekim, terör eylemleri sonucu kamu görevlilerinin uğradıkları zararın, salt teröristlerin suç teşkil eden kusuru sonucu oluşmasına ve idare ile illiyet bağı dahi kurulamamasına rağmen ilgili idarece tazmin edilmesi gerektiği Danıştayın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: 1) İdarenin Olaydaki Hukuki Sorumluluğu Yönünden: İdarenin, hizmet kusurundan sonra ikincil nitelikteki sorumluluk sebebi olan kusursuz sorumluluk, hukuka uygun idari eylem ve işlemlerden doğan özel ve olağan dışı zararların tazmin edilmesi yükümlülüğünü ifade etmektedir....

              Danıştay içtihatlarında sosyal risk ilkesi kusursuz sorumluluk kapsamı dışında değerlendirilmekte ise de bunun tazmine konu olayın idare ile olan illiyet bağına göre yapılan kategorik bir sınıflandırma olduğu, öğretide ise sosyal risk ilkesine esasen idarenin kusurunun olmadığı sorumluluk türleri arasında yer verildiği görülmekte olup, yukarıda tanımı yapılan "kamusal sosyal güven/güvenlik ilkesi" nin de idarenin terör olaylarına bağlı tazmin sorumluluğunda kusursuz sorumluluk kapsamında, maddi tazminat yönünden yasada öngörülen hesaplama yöntemlerine göre tazminat tutarlarının belirlendiği sosyal risk ilkesinden ayrışarak gerçek zarar tutarının karşılanmasını gerektiren, manevi tazminat yönünden de idare ile olan daha sıkı illiyet bağının dikkate alındığı bir ilke olarak uygulanması gereği bulunmaktadır....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/310 Esas KARAR NO : 2022/50 DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ : 29/07/2020 KARAR TARİHİ: 18/01/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.10.2019 tarihinde, Erzurum -Bingöl Devlet Karayolu 54.km'de ... isimli şahsın sevk ve idaresindeki ...plakalı kamyon ve ... isimli şahsın sevk ve idaresindeki ... plakalı otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen yaralamalı ve ölümlü trafik kazasında; müteveffa ve müvekkillerin murisi ... T.C No lu ......

                  Bu durumda, dava konusu olayda sosyal risk ilkesinden önce idarenin kusursuz sorumluluk hükümleri çerçevesinde sorumluluğuna başvurulması ve bu doğrultuda yukarıda açıklanan ve olaya uygulanması gereken sorumluluk ilkesinin niteliği göz önünde bulundurularak tazminat tutarının belirlenmesi gerektiğinden, sosyal risk ilkesinden önceki sorumluluk türleri yönünden bir değerlendirme içermeyen temyize konu kararın bozulması gerektiği görüşüyle idarenin kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı yönündeki ek gerekçe ile kararın onanması yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum....

                    UYAP Entegrasyonu