Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı İstanbul Valiliği tarafından, idare aleyhine manevi tazminata hükmedebilmek için idarenin hizmet kusuru/kusursuz sorumluluk hali olması gerektiği, olayda idarenin hizmet kusuru, kusursuz sorumluluk halinin bulunmadığı, olayın terör olayı olduğu ve 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, manevi tazminat 5233 sayılı Kanun'da düzenlenmediğinden sorumluluklarının bulunmadığı, manevi tazminat miktarının hakkaniyete aykırı olduğu, idarelerinin harçtan muaf olduğu ileri sürülmektedir. TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davacılar vekili tarafından, savunma verilmemiştir. Davalı idareler tarafından ayrı ayrı, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur....

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, 24/07/2018 tarihli trafik kazası nedeniyle geçici iş göremezlik ve kalıcı iş göremezliğe ilişkin açılan maddi tazminat davasıdır....

      Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, kusursuz sorumluluk(adam çalıştıranın sorumluluğu) nedenine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 23/01/2020 tarihli ve 2020/1 Sayılı Kararı ile kabul edilen ve 28.01.2020 tarihinde 31022 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren İşbölümü Kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ne ait olup dosyanın anılan Daireye gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 8.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Danıştay içtihatlarında sosyal risk ilkesi kusursuz sorumluluk kapsamı dışında değerlendirilmekte ise de bunun tazmine konu olayın idare ile olan illiyet bağına göre yapılan kategorik bir sınıflandırma olduğu, öğretide ise sosyal risk ilkesine esasen idarenin kusurunun olmadığı sorumluluk türleri arasında yer verildiği görülmekte olup, yukarıda tanımı yapılan "kamusal sosyal güven/güvenlik ilkesi" nin de idarenin terör olaylarına bağlı tazmin sorumluluğunda kusursuz sorumluluk kapsamında, maddi tazminat yönünden yasada öngörülen hesaplama yöntemlerine göre tazminat tutarlarının belirlendiği sosyal risk ilkesinden ayrışarak gerçek zarar tutarının karşılanmasını gerektiren, manevi tazminat yönünden de idare ile olan daha sıkı illiyet bağının dikkate alındığı bir ilke olarak uygulanması gereği bulunmaktadır....

          Bu durumda, dava konusu olayda sosyal risk ilkesinden önce idarenin kusursuz sorumluluk hükümleri çerçevesinde sorumluluğuna başvurulması ve bu doğrultuda yukarıda açıklanan ve olaya uygulanması gereken sorumluluk ilkesinin niteliği göz önünde bulundurularak tazminat tutarının belirlenmesi gerektiğinden, sosyal risk ilkesinden önceki sorumluluk türleri yönünden bir değerlendirme içermeyen temyize konu kararın bozulması gerektiği görüşüyle idarenin kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı yönündeki ek gerekçe ile kararın onanması yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum....

            Bu durumda, dava konusu olayda sosyal risk ilkesinden önce idarenin kusursuz sorumluluk hükümleri çerçevesinde sorumluluğuna başvurulması ve bu doğrultuda yukarıda açıklanan ve olaya uygulanması gereken sorumluluk ilkesinin niteliği göz önünde bulundurularak tazminat tutarının belirlenmesi gerektiğinden, sosyal risk ilkesinden önceki sorumluluk türleri yönünden bir değerlendirme içermeyen temyize konu kararın bozulması gerektiği görüşüyle idarenin kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı yönündeki ek gerekçe ile kararın onanması yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum....

              Danıştay içtihatlarında sosyal risk ilkesi kusursuz sorumluluk kapsamı dışında değerlendirilmekte ise de bunun tazmine konu olayın idare ile olan illiyet bağına göre yapılan kategorik bir sınıflandırma olduğu, öğretide ise sosyal risk ilkesine esasen idarenin kusurunun olmadığı sorumluluk türleri arasında yer verildiği görülmekte olup, yukarıda tanımı yapılan "kamusal sosyal güven/güvenlik ilkesi" nin de idarenin terör olaylarına bağlı tazmin sorumluluğunda kusursuz sorumluluk kapsamında, yasada öngörülen hesaplama yöntemlerine göre tazminat tutarlarının belirlendiği sosyal risk ilkesinden ayrışarak gerçek zarar tutarının karşılanmasını gerektiren bir ilke olarak uygulanması gereği bulunmaktadır. Dava konusu olayda maddi tazminat yönünden zararın bulunduğunun kanıtlanamaması nedeniyle davanın bu kısmının reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....

                Bu ilke, kural olarak, hem kusur hem de kusursuz sorumluluk hallerinde geçerli bulunmaktadır. Bununla birlikte, idarenin, kamu personelinin, görevlerinin neden ve tesiriyle uğradıkları zararlardan doğan tazmin (hukuki/mali) sorumluluğu, ister kusursuz sorumluluk isterse sosyal risk ilkesi kapsamında olsun, üçüncü kişilerin kusuru ile ortadan kalkmamaktadır. Nitekim, terör eylemleri sonucu kamu görevlilerinin uğradıkları zararın, salt teröristlerin suç teşkil eden kusuru sonucu oluşmasına ve idare ile illiyet bağı dahi kurulamamasına rağmen ilgili idarece tazmin edilmesi gerektiği Danıştayın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: 1) İdarenin Olaydaki Hukuki Sorumluluğu Yönünden: İdarenin, hizmet kusurundan sonra ikincil nitelikteki sorumluluk sebebi olan kusursuz sorumluluk, hukuka uygun idari eylem ve işlemlerden doğan özel ve olağan dışı zararların tazmin edilmesi yükümlülüğünü ifade etmektedir....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/310 Esas KARAR NO : 2022/50 DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ : 29/07/2020 KARAR TARİHİ: 18/01/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.10.2019 tarihinde, Erzurum -Bingöl Devlet Karayolu 54.km'de ... isimli şahsın sevk ve idaresindeki ...plakalı kamyon ve ... isimli şahsın sevk ve idaresindeki ... plakalı otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen yaralamalı ve ölümlü trafik kazasında; müteveffa ve müvekkillerin murisi ... T.C No lu ......

                    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2017/519 KARAR NO : 2021/530 DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ : 26/07/2017 KARAR TARİHİ : 05/07/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26.07.2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... (54 yaş) kardeşi müteveffa ... 23.03.2015 tarihinde (44 yaşında) ...'ün sevk ve idaresindeki ... plakalı araçla müteveffaya çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, Söz konusu bu ölümlü trafik kazası nedeni ile ......

                      UYAP Entegrasyonu