Davacı vekili, birleşen davada, yönetim kurulunun müvekkiline ait parayı asıl davadaki davalı şirkete aktararak, denetim kurulu üyelerinin de denetim görevlerini yerine getirmeyerek kooperatifin 50.959,74 TL zararına neden oldukları gibi, temizlik, boya, badana, asansör bakım ve onarım ile çevre düzenlemesi sözleşmelere dayalı olarak yapılan işlemlerde kooperatifin 9.043,10 TL zararına neden olduklarını ileri sürerek, 60.000,00 TL’ nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
-TL belirsiz alacağa dayalı tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. m CEVAP: Davalılar ... , ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının davalılar aleyhine dava açma yetkisinin bulunmadığını, davanın sahtecilikle eklenmiş yetki kaydına dayalı olarak açıldığını, ayrıca davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, genel kurulun verdiği yetki ile hareket eden davalı yönetim kurulu üyelerine her hangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğini, genel kurul toplantı tutanaklarında yönetim kurulu ve denetim kurul raporları ile faaliyetleri ve bilançoların oylanarak bira edilmiş olmakla; ibra edilen dönemlere ilişkin sorumluluk davası açılamayacağını belirterek haksız davanın reddini talep etmiştir. Davalı kooperatifin genel kurul toplantı tutanakları ile sicil dosyasının istenilmesi için ...Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmış, e-kooperatif bilgi sisteminden yapılan incelemede kooperatif merkezinin ...'...
DELİLLER VE GEREKÇE : Birleşen bu dava, kooperatif genel kurulunda alınan ve ilk yönetim kurulu aleyhine sorumluluk sebebiyle tazminat davası açılmasını öngören karara istinaden açılmıştır. Esasen denetim kurulu tarafından yine tazminat bedeli kooperatif lehine ödenmek üzere bir dava açılmıştır. Mezkur dava, eldeki ana davadır. Aynı taleplerin bu kez kooperatif tarafından mükerrer olarak ileri sürülmesi uygun değildir. Hatta benzer dava bir kez de ikinci yönetim kurulu üyelerine karşı açılmıştır. Daha açık bir ifade ile kooperatif aynı talepleri bir sefer denetim/yönetim kurulu üyeleri aracılığıyla, iki sefer de kendi adına mükerrer olarak ileri sürmüştür. Arsa sahipleri ile kooperatif arasındaki sözleşmede %50 esasına dayalı paylaşım ihlal edilmişse ortada bir tek zarar vardır. Aynı zarar için değişik cümlelerle ve değişik kimselerin ağzından, önce ilk yönetim kurulu sonra ikinci yönetim kurulu aleyhine ileri sürmenin dürüstlük kuralı ile bağdaşır yönü yoktur....
Davalı, tüm kararların yönetim kurulu ile birlikte alındığını, yönetim kurulundan en az iki kişinin imzası ile temsil edilebileceğinin tescil ve ilan edildiğini, diğer yönetim ve denetim kurulu üyelerinin de dava edilmesi gerektiğini, yönetim kurulu tarafından sahte karar alınarak istifa etmiş gibi gösterilerek Sanayi Ticaret İl Müdürlüğüne bildirildiğini, bu karara karşı dava açıtığını ve kararının iptal edildiğini, kendisinde defter bulunmadığını, hesap komisyonu tarafından incelenen harcamalar kooperatif alt yapı ve çevre düzenlemesi için yapılan belgeli harcamalar olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; çevre düzenlemesi çerçevesinde yapılan harcama tutarından 17.120,50 TL olduğu, kalan tutarın yönetim kurulu üyelerinin mali sorumluğunda olduğu, davalı hakkında zimmet suçundan açılan davada delil yetersizliğinden beraat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
ya satıldığı ve satışın amacına uygun olarak davalı kooperatifin kurulduğu, fiili uygulamanın, Kooperatife üyelik sırasına göre çalışma esasına dayandığı, kooperatif üyelerinin hak ve vecibelerde eşitliği, kooperatifin kuruluşundaki genel amacın ortaklarının taşıma hizmetlerini pazarlamak ve bu hizmetlerle ilgili ihtiyaçlarını karşılamak, özel amacın ise, Belediye araçlarından boşalan hatlarda şehir içi yolcu taşımacılığı yapmak olduğu gözetildiğinde davacının davasında haklı olduğu gerekçesiyle, davacının ....579,41 TL maddi zararının davalıdan tahsiline, kooperatifin ... hat ruhsatını, ... üyeye dönüşümlü olarak kullandırmak şeklinde çalışma şartlarının belirlenmesine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kooperatif çalışma şeklinin düzenlenmesi ve yönetim kurulu kararı uyarınca davacının çalışmasına engel olunduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir....
Yönetim kurulunun süresi sona ermiş olmasına rağmen, yeni bir yönetim kurulunun seçil(e)memiş olması veya yönetim kurulu üyelerinin istifaları ile kurulun boşaldığı ve yerlerini doldurma imkânının bulunmadığı hâllerde yönetim organının mevcut olmadığı kabul edilmelidir. " denilmektedir. Somut olayda, davalı kooperatifin yönetim ve denetim kurulu üyelerinin görev süresi 2010 yılında dolmuş olup dava tarihine kadar da yeni üyelerin seçilemedikleri anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece yukarıda açıklanan bilgiler doğrultusunda değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre, 24.06.2007 tarihinde yapılan genel kurulda görüşülen, davalı kooperatifin bilançosu ile gelir gider hesabının gerçek mali durumu yansıttığı, buna ilişkin tüm belge ve bilgilerin üyelerce incelenmek üzere kooperatif merkezinde hazır bulundurulduğu, davadışı 27 numaralı üyenin durumunun karar nisabını etkilemediği ve iptal sonucunu doğurmayacağı, yönetim ve denetim kurulunun ibrasına ilişkin Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesi anlamında bir iptal sebebi saptanmadığı, kooperatif üyelerinin şahsi sorumluluğunu arttırıcı ve ek ödeme yükümü altına sokan bir karar alınmadığı, kooperatife ait arsaların satılması hususunda karar alınmasının kooperatifin sona ereceği anlamına gelmediği, yeni arsa alınmasının mümkün olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....
karar alınması gerekirken karar nisabına da ulaşılamadığını, bu nedenle genel kurulun yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçimine dair kararının mutlak butlanla batıl olduğunu, ayrıca Bakırköy 6....
Kooperatifler ve Üst Kuruluşlarının Yönetim Kurulu Üyeleri ve Denetçileri ile Bunların Eş ve Hısımlarının Bağdaşmayan Görevlerine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: TGM-2011/01)'de kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri ile bunların eş ve ikinci derece dahil kan ve kayın hısımlarının bağdaşmayan görev alma yasaklarına ilişkin usul ve esasların düzenlendiği, denetim kurulu asil üyeliğine seçilen ...........'in yönetim kurulu başkanının kızının eşi, ...............'...
Dava hatalı imalat nedenine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; davalı kooperatif yöneticileri bakımından kurulan hükümde isabet bulunmamaktadır. Kural olarak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesinin yollaması gereğince uygulanması gereken TTK’nın 336. maddesine göre genel olarak yönetim kurulu üyeleri kooperatif adına yapmış oldukları sözleşme ve işlemlerden ötürü şahsen sorumlu değillerdir. Aynı maddede 5 bent halinde açıklanan durumlar, bu genel kuralın istisnaları olarak gösterilmiştir. Buna göre zarar gören kooperatif üyeleri, kanunun ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasten veya ihmal sonucu yerine getirmeyen yönetim kurulu üyeleri aleyhine doğrudan dava açabilir. Ancak kooperatif yöneticilerine karşı tazminat davası açılabilmesi için, davacı üyelerin, öncelikle kooperatiften tazminat alma olanağının kalmadığının sabit hale gelmesi gerekmektedir....