Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, kusur belirlemesi, davalı yararına hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK.m.174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar kişilik haklarına saldırı niteliğinde değilse manevi tazminata hükmedilemez....

    Dosyada, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir hadise ve olgu bulunmamaktadır. Davalının boşanmaya sebep olan diğer kusurlu tutum ve davranışı ise kişilik haklarına saldırı mahiyetinde değildir. O halde, davacının manevi tazminat talebinin reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.05.2015 (Prş.)...

      Mahkemece de kabul edilen ve gerçekleşen bu kusurlu davranış kadının kişilik haklarına saldırı niteliğini taşımamaktadır. Erkekten kaynaklanan kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindeki başkaca bir hadisenin varlığı da ispatlanamamıştır. Manevi tazminatın şartlarının oluşmaması nedeniyle reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.04.2016 (Pzt.)...

        Davacı, davalı Şirket'e ait gazetenin 03.12.2009 tarihli nüshasında “....ç'ın ikinci pilot bölgesi” başlığı ile ve 30.12.2009 tarihli nüshasında “O Savcıya 26 Yıl İstendi” başlığı ile yayımlanan haberlerle kişilik haklarına saldırı oluştuğunu ileri sürerek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı ise, haberde davacının kişilik haklarına herhangi bir saldırı söz konusu olmayıp; hakaret, iftira niteliği taşıyan ve gerçeğe aykırı beyanlarda bulunulmadığını, gazetede yayımlanan haberin o tarihte gündemde olan olay ve iddialara ilişkin ve hukuka uygun olduğunu belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; bahse konu tarihte davacı hakkında.......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı .... aleyhine 03/02/2015 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, internet sitelerindeki yayınlar nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

            Mahkemece; davalının eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilerek manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu olayda; tarafların aynı sitede oturdukları, davalının, davacının yargılandığı ceza davasında dosyaya sunulan bilirkişi raporundan bir örneği, site girişine asmasını kişilik haklarına saldırı olarak görmüş ise de, davacının da belirttiği gibi bilirkişi raporu kesin delil niteliğinde olmadığı gibi anılan raporun paylaşılması kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez. Mahkemece bu husus gözetilerek manevi tazminat isteminin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davalının manevi tazminattan sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              Davacı, eski kayınvalidesi olan davalının, eski eşi ile müşterek çocuklarına ilişkin aile mahkemesi tarafından verilen görüşme kararına istinaden kayınvalidesinin evine çocuğunu almaya gittiğini, davalının kendisine ''dengesiz'' diyerek hakaret ettiğini, kullanılan ifadenin kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının söylemiş olduğu sözle davacının kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Dosya kapsamından, mahkemece tazminat verilmesine gerekçe sayılan ifade, davacının çocuğunu almaya haberli gelmesi amacı ile söylenmiş olup, değer yargısını içermektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da değer yargılarının kısıtlanamayacağına vurgu yapılmaktadır. Kullanılan sözün kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilemez....

                Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 31/12/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/07/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçeleri kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacıların talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Davacılar vekili; davalı şirketin imtiyaz sahibi olduğu ......

                  ve gazetenin internet sitesinde, davalılardan ... tarafından kaleme alınan “ .. ” başlıklı köşe yazısında hakaret niteliğinde küçük düşürücü ifadelerle kişilik haklarına zarar verildiğini belirterek manevi tazminat ve kararın yayımlanması isteminde bulunmuştur. Davalılardan ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yazıda geçen ifadelerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle manevi tazminat yönünden istem kabul edilmiş, yayın istemi reddedilmiştir. Davaya konu yazıda, davacının evrim teorisi hakkındaki görüşlerine atıfta bulunularak, çeşitli olaylar karşısındaki davranış ve açıklamalarının eleştirildiği, yazı bir bütün olarak değerlendirildiğinde eleştiri sınırlarında kaldığı, kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. O halde, istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kısmen kabulü doğru görülmemiş; kararın bozulması gerekmiştir....

                    KARŞI OY YAZISI Dava kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalının 20/03/2013 tarihinde sosyal paylaşım sitesi olan .... hesabında paylaştığı tweetleri ile davacıya ağır hakaretlerde bulunduğunu, terörist olmakla itham ettiği ifadelerin eleştiri sınırlarını aştığını ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu, bu iletinin yayınlandığı andan itibaren görsel medya organlarında, internet haber sitelerinde ve televizyonlarda geniş yer bularak kamuoyuna duyurulduğunu belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece davalının kullandığı ifadelerin davacının kişilik haklarına zarar verecek mahiyette olmadığı, siyasi icraatlarının ağır şekilde eleştirisi niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Söz konusu kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 11/06/2015 tarih ve 2014/11081 esas, 2015/7753 karar sayılı kararı ile onanmış bu kez davacı taraf karar düzeltme talebinde bulunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu