Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kullandığı ifadelerin şiir yazdığını söyleyen davacının şair sıfatına karşı yöneltilmiş bir eleştiri niteliğinde olduğunu, davacıya hakaret etme ve kendisini aşağılama kastı olmadığını, müvekkilinin eleştirisini sert bir dille iletmek istediğini ve benzetme kullandığını, bu üslubun kişilik haklarına saldırı niteliği taşımadığını ve ifade özgürlüğünün kullanımı niteliğinde olduğunu, manevi tazminat miktarı belirlenirken kusur oranı tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve olayın özelliğinin dikkate alınması gerektiğini bu ilkeler incelenmeden manevi tazminat yönünden hüküm kurulduğu, tazminat miktarı yönünden de kararın kaldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleriyle bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkindir....

Bu üç şartın bir arada olması halinde kişinin kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu doğabilecektir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişilik haklarına saldırı nedenli 01/07/2016 tarihinde kabul edilip 23/07/2016 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin 3. fıkrası değiştirilmiştir. Bu düzenlemeye göre, dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda işbölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçeleri ile birlikte dosyayı bir ay içinde görevli Daireye gönderecektir. Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın TMK'nın 369 maddesine ilişkin olup Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyularak karar verilmiş bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 07/10/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat, birleşen davalarda davalı ... aleyhine aynı tarihte verdiği dilekçeler ile internet yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davalarda davalı ... hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne dair verilen 21/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Asıl dava basın yoluyla, birleşen davalar internet yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkindir....

      Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır....

      Davacının özel yaşam alanına ilişkin olan özel telefon görüşmelerinin yayınlanmasında kamu yararı da bulunmadığından, böyle bir yayın davacının özel yaşamının gizliliğine ve haberleşme özgürlüğüne saldırı niteliği taşır ve onun kişilik haklarına saldırı oluşturur. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21.10.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Dava; yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1559 KARAR NO : 2023/357 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HAKKARİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/03/2020 NUMARASI : 2015/219 ESAS - 2020/106 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Kişilik Haklarına Saldırı Nedenli) KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinin eşi hakkında asılsız iddialarda bulunduğunu, cep telefonuna mesaj gönderdiğini, onurunu zedeleyecek ithamlar ileri sürdüğünü, yaşadığı yörede ailesine ve çevresine karşı müvekkilini küçük düşürdüğünü, kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu, müvekkilinin evliliğini ve yaşadığı yörenin din örf ve adet ve gelenekleri dikkate alındığında eşinin canını tehlikeye attığını, bu durumda müvekkili ile eşinin huzurunun bozulduğunu, yapılan soruşturmada suç işleyen kişinin davalı şahıs olduğunu, hakkında dava açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda davalıya ceza verildiğini, bu...

        Davacı fesih yazısında kişilik haklarına saldırı olduğunu, kendisinin zan altında bırakıldığını, güvenilirliğinin zedelendiğinden bahsedildiğini iddia etmiştir. Mahkemece her ne kadar fesih sebebiyle davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek ifadelerin kullanıldığı kabul edilerek davacının manevi olarak duymuş olduğu üzüntü ve acı sebebiyle manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, manevi tazminat istenilebilmesi için kişilik haklarının ihlal edilmiş ve buna yönelik bir saldırı gerçekleşmiş olması gerekir. Fesih gerekçesinde kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı boyutunda olduğu yönündeki değerlendirme isabetli değildir. Her ne kadar iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiği kesinleşen Mahkeme kararı ile sabit ise de, fesih bildiriminde davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eylem bulunmadığı gibi davacı tanık beyanları da bu hususu ispatta yetersizdir....

          Maddesi gereğince kişisel değerlere saldırı halinde manevi tazminata hükmedilmesi için; a) Kişilik haklarına saldırının bulunması gerekir. b) Saldırının hukuka aykırı olması gerekir. c) Kişinin haksız olan eylemden dolayı manevi zarara uğramış olması gerekir. Bu üç şartın bir arada olması halinde kişinin kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu doğabilecektir....

          Emsal kararda tatile giderken, valizi teslim edilmeyen ve manevi tazminat istemi kabul edilen yolcunun kişilik değerlerindeki manevi zarardan, eşsiz yolculuk yaptırılan davacının kişilik değerinin daha fazla zarar göreceği açıktır. Manevi tazminat şartlarının uçağa alınmayan eş yanında, davacı açısından da gerçekleştiği sabittir. Yerel mahkemenin direnmesi bu yönden isabetlidir. Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluğun aksi yöndeki bozma görüşüne katılınmamıştır....

            UYAP Entegrasyonu