Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayfasında yayınlanan "Genelev çıplağı Türk çıktı" başlıklı haberde olayla hiç ilgisi olmadığı halde farklı bir isimle fotoğrafının kullanılmasının kişilik haklarına saldırı oluşturduğundan bahisle manevi tazminat istemiş, yerel mahkemece, haberde davacıdan bahsedilmediği, yayınlanan fotoğraftaki şahsın kimliği de ortalama okuyucu tarafından belirlenebilir olmadığından, istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur Dava konusu yayında, davacının fotoğrafının hiç ilgisi olmayan bir haberde yakın çevresi tarafından tanınabilecek şekilde sadece gözler mozaiklenerek kullanılmış olması davacının yakınları tarafından tanınmasına engel olmadığından, haber davacının kişilik haklarına saldırı oluşturur....

    Bu şartlar; kişilik haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, saldırı nedeniyle kişilik haklarının zarara uğraması, zarar verenin kusurlu olması ve zarar ile saldırı arasında illiyet bağının bulunmasıdır. Her sözleşmeye ya da hukuka aykırılık halinde, manevi tazminat ödenmesi gerektiğinin kabulü mümkün değildir. Somut olayda, teminat senedinin amaca aykırı kullanılması ile icra ve haciz işlemlerinin uygulanmasının, davacının kişilik haklarına zarar verdiğinden söz edilemez. Bu halde, davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı ve zedelendiği hususu ispat edilmediğinden, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      ün düzenlemiş olduğu basın açıklamasında dile getirdiği kişilik haklarına saldırı teşkil eden iddianın, diğer davalılara ait basın ve yayın organlarında haber olarak kaleme alındığını ve asılsız ithamlarda bulunduklarını belirterek, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalılar, kişilik haklarına saldırı kastlarının bulunmadığını belirterek, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, davalı ....'nin, basın açıklamasını haber konusu yaptığı yazının davacının kişilik haklarını ihlal ettiği, eleştiri sınırlarını aştığı gerekçesiyle bu davalı yönünden istemin bir bölümü kabul edilmiş, diğer davalıların kullandıkları ifadelerin ise, eleştiri sınırları içerisinde kaldığı kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu “... Belediyesi,....'nun isteği üzerine toplantıyı iptal etti.” başlıklı yazıda, “...... Genel Başkan Yardımcısı ...'...

        Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir. Somut olayda; yazıda kullanılan ifadelerin kaba, küçük düşürücü, tahkir amaçlı, aşağılayıcı ve terör örgütü üyeliğiyle suçlayıcı mahiyette olduğu, söz konusu yazının amaçladığı eleştirel bakış açısı ve vurgulanmak istenen gerçek durum ile bu sözler arasında illiyet bağının bulunmadığı, yazının amacı dışına çıkılarak kişilik haklarına zarar verecek nitelikte ve terör örgütü üyeliği gibi konusu suç teşkil edebilecek suçlamalar yöneltildiği, bir başka anlatımla öz ile biçim arasındaki dengenin bozulduğu, eleştiri sınırlarının aşıldığı ve kişilik haklarına ağır saldırı oluşturduğu anlaşıldığından yayının hukuka aykırı olduğu benimsenerek davacı lehine uygun miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekir....

          Yatırım Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve ... aleyhine 06/03/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; müvekkilinin İstanbul milletvekili ve ... grup başkan vekili olduğunu, ......

            Her ne kadar mahkemece, dava konusu ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu benimsenmiş ise de; davalının kişisel değer yargısı niteliğindeki ifadelerinin küçültücü ve hakaret niteliğinde olmayıp davacının kişilik haklarına saldırı amacı taşımadığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Gazete Dergi Basım A.Ş. aleyhine 19/06/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/02/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Davacılar vekili; müvekkillerinden ...'in Prof. ... rütbesi ile Genel Kurmay Sağlık Daire Başkanı olarak, diğer davacı ...'nin ise Doç. Sağ. Albay rütbesi ile Genel Kurmay Sağlık Daire Sağ. Per. Pl. TŞK. Ş. Müdürü olarak görev yapan askerler olduğunu, ......

                Gazete Dergi Basım A.Ş. aleyhine 23/06/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/04/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir....

                  nin bu konuda basına verdikleri açıklama ve söyleşiler sırasında söyledikleri sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu ileri sürerek manevi tazminat istemiştir. Davalılar ise, meslek odası yöneticileri olmaları nedeniyle, bir doktor olan davacının hastaya ömür biçmesinin davranış kuralları (ahlaki) yönünün kendilerine sorulduğunu, konuyu hasta hakları ve hekimlik mesleği kurallarının boyutu açısından değerlendirdiklerini ve böyle bir açıklamanın davranış kurallarının bozulması anlamına geleceği yönünde görüş açıkladıklarını ve manevi tazminat isteme koşullarının oluşmadığını belirterek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, davalılardan G. G. ile H....

                    Gazetesi'nde yayımlanan 09/06/2014 tarihli "Kınama, Sansür ve Ahlaksız Bazı Gerçekler" başlıklı köşe yazısı ile ... isimli televizyon kanalında yayınlanan 05/09/2014 tarihli "Deşifre" isimli programda; davalı tarafından kullanılan sözlerin, müvekkilinin kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı tarafından sarf edilen sözlerle hedef alınan kişinin davacı olduğunun anlaşıldığı, üniversitede öğretim üyesi olan bir akademisyenin dini merkez alan bir cemaatin üst düzey mensubu olduğu iddiasının ispat edilmedikçe hakaret olarak kabul edilmesi gerektiği, yine köşe yazısında ve televizyon programında kullanılan bir kısım sözlerin kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından, tarafların bir dönem ......

                      UYAP Entegrasyonu