Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Dosya kapsamından, davacının manevi tazminat isteminin malvarlığında oluşan zarara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu eylem, davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı olmadığı gibi, iç huzuru bozacak nitelikte olgulardan da değildir. Manevi zararın koşullarını düzenleyen BK'nun 49. (TBK.58) maddesine göre eşya zararı; kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olmadığından, bu eyleme dair manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, kabulü doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir (TMK madde 24/I). Borçlar Kanunu’nun 98. maddesinin ikinci fıkrasında aynen “haksız fiillerden mütevellit mesuliyete müteallik hükümler kıyasen akde muhalif hareketlere de tatbik olunur” denilerek sözleşmeye aykırı davranışlar nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunulabileceği belirtilmiştir. Ancak sözleşmeye aykırı davranış manevi tazminat isteminin kabulü için yeterli değildir. Aykırılığın niteliğinden veya özel hal ve şartlar sebebiyle TMK’nın 24. maddesi hükmü ile korunan kişilik haklarına hukuka aykırı olarak haksız saldırı da bulunulması ve dolayısıyla kişilik haklarının zedelenmesi ve ayrıca BK’nın 49. maddesi hükmünde öngörülen yasal sorumluluk koşullarının oluşması durumunda manevi tazminat istenebilir....
Mahkemece, davalının hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve gıyapta hakaret eylemlerinin ceza yargılaması ile subut bulduğunu, söz konusu eylemlerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri, bilinçsizleri ve acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. (TBK.58) maddesi daha kapsamlıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 30/06/2011 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ve maddi tazminat isteminin reddine dair verilen 25/02/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ...’in aşağıdaki bendin kapsamında kalan tüm temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kişilik haklarına saldırı sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 09/03/2015 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/03/2020 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekilince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Her ne kadar mahkemece, haber içeriğinde geçen bazı ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu benimsenmiş ise de gazete haberlerinin aynı zamanda yazarının eleştirisini de içermesi doğaldır. Ayrıca bütün olarak yazı değerlendirildiğinde, kişisel değer yargısı niteliğindeki bazı ifadelerinin eleştiri sınırlarını aşan küçültücü ve hakaret niteliğinde olmayıp davacının kişilik haklarına saldırı amacı taşımadığı, eleştiri sınırlarını aşmadığı anlaşılmaktadır. -/- -2- 2015/8004 - 2015/14040 Yerel mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, bir kısmının kabulü doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
B.. aleyhine 28/01/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının TBMM Genel Kurulu'nda 09/11/2012 günü yapılan toplantıda, bir yasa görüşmesi esnasında kürsüden yaptığı konuşmayı keserek “Haysiyetsiz de sensin, şerefsiz de sensin” demek suretiyle kişilik haklarını ihlal ettiğini belirterek manevi tazminat talep etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 429 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.3.2005 gün ve 2004/114 E. 2005/83 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 11.5.2006 gün ve 2005/6675 E. 2006/5654 K.sayılı ilamı ile, (....Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili çeşitli gazetelerde müvekkili ile ilgili ile ilgili olarak davalı tarafından söylenen sözlerin ve ortaya atılan iddiaların yer aldığını, bunların gerçek dışı olup müvekkilinin kişilik hakkına saldırı oluşturduğunu ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur....
Davacı, dava konusu yazının yer aldığı gazetenin 11.07.2010 tarihli nüshasında “Hayırcılar'dan hayır gelmez...” başlığı ile yayımlanan yazıyla kişilik haklarına saldırı yapıldığını ileri sürerek, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı taraf ise, yazıda basın özgürlüğü çerçevesinde eleştiri ve açıklamalar yapıldığını, yazının haksız saldırı teşkil etmediğini, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; dava konusu yazıda geçen ibarelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istemin bir bölümü kabul edilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir....
Davacı, Posta gazetesinin 14.03.2008 günlü sayısında “Tolga paniği” başlığı ile yayımlanan haberin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalılar Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında bilgisayarına el konulan davacı hakkında rüşvet suçundan gizli soruşturma yürütüldüğünden, gerçek ve güncel olan haberin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığını ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır....