Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer bir anlatımla tüzel kişiler de, nitelikçe gerçek kişilerin kişiliklerine özge olanların dışında kişilik haklarına sahip olup, bunlara saldırı durumunda manevi tazminat istemeleri olanaklıdır....

Bu şartlar; kişilik haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, saldırı nedeniyle kişilik haklarının zarara uğraması, zarar verenin kusurlu olması ve zarar ile saldırı arasında illiyet bağının bulunmasıdır. Her sözleşmeye ya da hukuka aykırılık halinde, manevi tazminat ödenmesi gerektiğinin kabulü mümkün değildir. Somut olayda, teminat senedinin amaca aykırı kullanılması ile icra ve haciz işlemlerinin uygulanmasının, davacının kişilik haklarına zarar verdiğinden söz edilemez. Bu halde, davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı ve zedelendiği hususu ispat edilmediğinden, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olup olmadığı ve daha az miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 12. Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. 13. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir. 14....

      AŞ aleyhine 12/03/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 01/12/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalıya ait televizyon kanalının 19.02.2009 günlü haber bülteninde, gizli kamera çekimleri nedeniyle kendisine şantaj yapıldığına yer verilmesinin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir....

        Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava, davalı şirketin sahibi olduğu gazete yayınlanan haberlerin davacının kişilik haklarını ihlal ettiği iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı ve davalı şirketin ticari işletmesi ile ilgili olduğundan 6102 sayılı TTK'nın 4/1 ve 5. maddelerine göre görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olup, iddia edilen eylemin haksız fiil ya da haksız rekabet olup olmadığının görevli Asliye Ticaret Mahkemesi'nce değerlendirilecek olmasına göre sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

          KARŞI OY YAZISI Dava; kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkeme davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Yerel mahkemece; davalının Niğde'de yaptığı konuşmada söylediği bazı sözlerin eleştiri sınırlarını aşarak davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir....

            Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi gereğince kişilik yararlarında zarara uğratılan kimse, kusur varsa zararın tazminini ve bu kapsamda manevi zarar sebebiyle de manevi tazminatın ödetilmesini isteyebilir. Medeni Yasa'nın 24. maddesi hükmü gereğince resimler ve kamera çekimleri, kişinin, kişilik hakları kapsamında olup; hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse. Medeni Kanun'un 25. maddesi hükmü gereğince de manevi tazminat isteme hakkına sahip bulunmaktadır. Kural olarak sözleşmeye aykırılık, kişilik haklarına saldırı teşkil etmez ise de; kişinin ruhsal bütünlüğünü bozucu nitelikte ve ağırlıkta olan sözleşmeye aykırılık, hukuka aykırı haksız eylem oluşturduğundan manevi tazminat sorumluluğunu gerektirir. Somut olayda da davacının görüntülerini belgeleyen ve ileride kendileri için büyük bir hatıra olan resimlerin ve çekimlerin bozuk olmasının davacıda yaratacağı üzüntünün derecesi ortada olup; yaşam boyunca hatırlanıp üzülmesine neden olacağı kuşkusuzdur....

              Somut olayda, davacının, adına tahakkuk ettirilen elektrik faturası ve bu fatura borcu nedeniyle elektriklerinin kesilmesi sonucu maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmakta ise de; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri de incelendiğinde, yapılan işlemlerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığ ve davacı yönünden manevi tazminat istem koşullarının eldeki dava bakımından oluşmadığı ve davacı lehine manevi tazminata hükmedilemeyeceği kuşkusuzdur. Bu nedenle, manevi tazminata dair verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur....

              Karşı davada davacı, asıl davaya konu açıklamanın, davacının 25.11.2012 günü TBMM de yaptığı konuşmada kendisi ve ailesi hakkında alenen haksız ve mesnetsiz iddialarda bulunmasından sonra cevap mahiyetinde yapıldığını, davacının gerçeğe aykırı beyanları ve hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmayan yolsuzluk suçlamasının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması nedeni ile manevi tazminat ödetilmesini istemiştir. Birleşen davada davacı, davalının TBMM nin 20.12.2011 günlü oturumunda kendisi hakkında yaptığı açıklamanın kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmasından dolayı manevi tazminat ödetilmesi isteminde bulunmuştur....

                Davacı, davalının 23/02/2012 ve 05/03/2012 tarihlerinde haberturk.com'a verdiği röportajlarda kullandığı bazı ifadelerle kişilik haklarını ihlal ettiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı tarafından 23/02/2012 tarihli röportajda kullanılan beyanların eleştiri sınırlarını aşar nitelikte olduğu, davalının bu ifadelerle davacının kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 23/02/2012 tarihli röportajda davalı tarafından kullanılan ve yerel mahkemece tazminatı gerektirdiği kabul edilen ifadeleri eleştiri mahiyetinde olup kişilik haklarına saldırı teşkil edecek nitelikte değildir; bu sözler davalının değer yargısını içermektedir. Yerleşmiş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uygulamasına göre değer yargısının aksinin kanıtlanması olanaksız ya da zor olup kişilik haklarına saldırı niteliğinde kabul edilemez....

                  UYAP Entegrasyonu