Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, iddia ve savunmaya, mahkemece kabul edilen hukukî niteliğe göre uyuşmazlık, iş makinesi kazası nedeniyle ölüme sebebiyet vermekten kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.02.2016 gün ve 2016/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 17. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 01/07/2016 gün ve 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi gereğince dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 17. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 08/09/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, davacının maluliyetinin bulunmaması nedeniyle maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. İş kazalarından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, mahkemece, davacı sigortalının dava konusu iş kazası nedeniyle bir süre çalışamadığı, davacının istirahatli kaldığı bu süreler bakımından ücret kaybının doğduğu hususu göz ardı edilerek neticeye varıldığı anlaşılmaktadır. Sigortalıya, iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle geçici iş göremez durumda bulunduğu sürece, Kurum tarafından 5510 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Bu ödenek iş kazalarında olay, meslek hastalığında da tedavinin başladığı tarihten itibaren çalışmaz durumda kaldığı (raporlu olduğu) sürece ödenir. Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelir de iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır....

      Mahkemece, davacının maluliyetinin bulunmaması nedeniyle maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. İş kazalarından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, mahkemece, davacı sigortalının dava konusu iş kazası nedeniyle bir süre çalışamadığı, davacının istirahatli kaldığı bu süreler bakımından ücret kaybının doğduğu hususu göz ardı edilerek neticeye varıldığı anlaşılmaktadır. Sigortalıya, iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle geçici iş göremez durumda bulunduğu sürece, Kurum tarafından 5510 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Bu ödenek iş kazalarında olay, meslek hastalığında da tedavinin başladığı tarihten itibaren çalışmaz durumda kaldığı (raporlu olduğu) sürece ödenir. Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelir de iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır....

        Somut olayda, davacı köy tarafından dava dilekçesinde... su kaynağının hangi köy hudutları içinde olduğunun tespiti ile kaynağa yapılan müdahalenin önlenmesi istenmiş, keşifte ise talep daraltılarak yalnızca tespit talebinde bulunulmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda kaynağa yapılan herhangi bir müdahalenin bulunmaması ve dosya kapsamında su kaynağının davacı köy idari sınırları içerisinde olduğuna dair herhangi bir beyanın geçmemesi gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece suya müdahale konusunda yapılan değerlendirme davacının keşifteki beyanı da dikkate alındığında dosya kapsamına uygun olduğu halde, su kaynağının davacı köyün sınırları içinde olduğuna dair beyan bulunmadığı gerekçesiyle tespit talebinin reddi isabetli değildir....

          reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, III-Sanık hakkında toma aracına zarar vermekten kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; 5271 sayılı CMK'nın 225/1. maddesine göre, hükmün ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil hakkında kurulabileceğinin düzenlenmesi karşısında, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olduğu, iddianamede dava konusu yapılan fiilin bir başka olaya dayalı olmadan bağımsız olarak açıklanıp belirtilmesinin gerektiği, aksine uygulamanın hangi eylemden dolayı dava açıldığı ve hangi iddiaya karşı savunma yapılacağı hususunda karışıklığa neden olacağı, bu itibarla sanık hakkında iddianame içeriğine göre kaymakamlık binasına, Ziraat Bankası Atm’sine, Şeker Fabrikasına, Belediye binasına, Askerlik Şubesi duvarına, trafik ışıkları ve mobeselere zarar vermekten kamu malına zarar verme suçundan kamu davası açıldığı, ancak polis Toma aracına zarar vermek suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gözetilerek usulüne uygun iddianame ile dava...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme, hakaret HÜKÜM : Hakaret suçundan ceza vermekten vazgeçilmesine, mala zarar vermek suçundan katılan sanık ...'ın mahkumiyetine Mala zarar verme suçundan sanık ...'ın mahkumiyetine, hakaret suçundan katılan sanıklara ceza vermekten vazgeçilmesine ilişkin hükümler katılan sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mahkeme kararındaki uygulamaya ve temyizin kapsamına göre, Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 20.01.2017 Tarih ve 1 sayılı işbölümü kararı gereğince temyiz incelemesi Yüksek (8.) Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğundan dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE ve dosyanın ilgili daireye TEVDİİNE, 17/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Yapılacak iş, olayın kalp krizi ile ölüm olduğu gözetilerek aralarında bir kardiyoloğun da bulunduğu işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarından oluşan heyetten meydana gelen kalp krizinde işyeri koşullarının etkili olup olmadığı, sigortalının kendi bünyesinden kaynaklanan nedenlerin ne kadar etkili olduğu konusunu da kapsayacak şekilde kusur raporu almak ve oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. 3- Kabule göre de; gerek mülga B.K'nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır....

                İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, zarar henüz doğmadığı halde, zararın doğacağı muhakkak ve pek muhtemel ise veya beklenen taşkın kullanma ile ileride telafisi mümkün olmayacak zarar meydana gelecekse, davalının alacağı önlemlerle zararı önleme ihtimali yoksa, zarar verme tehlikesi taşıyan eylem ve işlemler hakkında davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....

                Bu husus tazminat hukuk eserlerinde de (M.Reşit Karahasan) incelenmiş, zarar ile tazminat arasındaki fark şu biçimde açıklanmıştır. "Borçlar hukukunda zarar ve tazminat kavramlarının ayrı ayrı yeri ve sonuçları vardır. Zarar, malvarlığındaki eksilmeyi, tazminat ise sorumluluğun kapsamını tespit eder. Bu nedenle tazminat zarar miktarına eşit olabileceği gibi, ondan eksik de olabilir. B.K. 43-44 maddeleri ile getirilen düzenleme sorumlunun zararı ne ölçüde yükleneceğini belirlemek içindir. Bu nedenle davalı ödemesi de göz önünde tutularak zarar kesin olarak belirlendikten sonra B.K. 43-44 maddelerinin somut olay içinde tartışılması ve araştırılması gerekir. Şayet olay içinde belirtilen yasa hükümlerine uygun indirim sebeplerinin varlığı tespit edilirse tazminat, başka bir deyişle hükmedilecek miktar zarardan az olacaktır." 17. ve 4. H.D önceki içtihatları bu yöndedir....

                  Öte yandan; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 46/1 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54.maddesine göre bedensel zarara uğrayan kişi tamamen veya kısmen çalışamamasından kaynaklanan zararını isteyebilir. Sigortalının bedensel zarar sonucu işgücü kaybı geçici veya sürekli olabilir. Geçici iş göremezlik nedeniyle sigortalının uğradığı gerçek zarar; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu işinde geçici olarak çalışamayan sigortalının iyileşinceye kadar çalışamamasından doğan kazanç kaybıdır. Bu zarar, sigortalının raporlu olduğu dönemde % 100 işgücü kaybına uğradığı kabul edilerek, bu dönemde işverenden alması gereken ücret tutarı belirlenip, bu tutardan davalı işverenin kusuruna isabet eden tutar bulunup bundan Kurumun ödediği geçici işgöremezlik ödeneğinin indirilmesiyle bulunan miktardır....

                    UYAP Entegrasyonu