Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16/12/2016 tarihinde verilen dilekçeyle komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/10/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı...İnşaat Dekorasyon Turizm Lokantacılık Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın...İnşaat Dekorasyon Turizm Lokantacılık Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....

    Mahkemece, maddi tazminat isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İş kazalarından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Sigortalıya, iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle geçici iş göremez durumda bulunduğu sürece, Kurum tarafından 5510 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Bu ödenek iş kazalarında olay, meslek hastalığında da tedavinin başladığı tarihten itibaren çalışmaz durumda kaldığı (raporlu olduğu) sürece ödenir. Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelir de iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır. Raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının oluşacağı ve bu zararın da maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği açıktır....

      Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmış hakimin takdir hakkına dayanarak objektif ölçülere göre bir manevi tazminatı hüküm altına alması gerektiği belirlenmiş iken mahkemenin salt maddi tazminat isteminin reddine dayanarak manevi tazminat istemini de reddetmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yapılacak iş; a) maddi tazminat yönünden yukarıda açıklandığı üzere hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücrete göre yeniden uzman bir hesap bilirkişisinden rapor almak belirlenen maddi tazminattan yine hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan Sosyal Güvenlik Kurumu peşin sermaye değerini Kurumdan isteyip indirmek ve artan miktar varsa maddi tazminat hükmetmek bakiye zarar kalmaz ise davanın reddine karar vermekten ibarettir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme, hakaret HÜKÜM : - Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan mahkumiyet, - Sanık ... hakkında hakaret suçundan ceza vermekten vazgeçilmesine, Gereği görüşülüp düşünüldü: I- Katılan sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde; Mahkemece kanıtlar değerlendirilip verilen ceza vermekten vazgeçilmesine kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan katılan sanık ... müdafinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı TCK.nun 129/1. maddesi uyarınca hakaretin haksız bir fiile tepki olarak işlendiğinin kabulü halinde, 5271 sayılı CMK.nun 223/4. maddesi uyarınca "ceza verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekirken “ceza vermekten vazgeçilmesine" karar verilmesi ve uygulama maddesinin "5237 sayılı TCK.nun 129/1. maddesi" yerine "5237 sayılı TCK.nun 129/3. maddesi" olarak yanlış gösterilmesi, Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını...

          Mahkemece davacının maluliyetinin bulunmaması sebebi ile maddi tazminat talebinin reddine ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dosya kapsamından davacı sigortalının dava konusu iş kazası nedeniyle bir süre çalışamadığı, davacının istirahatli kaldığı bu süreler bakımından ücret kaybının doğduğu hususu göz ardı edilerek Mahkemece neticeye varıldığı anlaşılmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 46/1 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54.maddesine göre bedensel zarara uğrayan kişi tamamen veya kısmen çalışamamasından kaynaklanan zararını isteyebilir. Sigortalının bedensel zarar sonucu işgücü kaybı geçici veya sürekli olabilir. Geçici iş göremezlik nedeniyle sigortalının uğradığı gerçek zarar; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu işinde geçici olarak çalışamayan sigortalının iyileşinceye kadar çalışamamasından doğan kazanç kaybıdır....

            Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği sonucuna varıldığı ve buna göre davacının tüplerin iade edilmemesinden kaynaklanan cezai şart miktarı olarak 1.880-TL, kar mahrumiyeti nedeniyle 78.992,88-TL, haksız feshinden kaynaklanan cezai şart miktarı olarak da 29.891-TL talep edebileceği, davalı şirketin 2007 yılı bilançosuna göre 109.474,04-TL öz kaynağa sahip olduğu ve ödenmiş sermayesini aktiflerin kaydi değerleri üzerinden koruduğu, davalının diğer ticari faaliyetleri gözönüne alınmaksızın sadece bayilik ilişkisi kapsamında davacı ile gerçekleştirdiği ticari faaliyet kapsam ve miktarları dikkate alındığında cezai şart miktarlarının ekonomik açıdan mahvı sonucunu doğuracak büyüklükte olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının talebi dikkate alınarak tüplerin iade edilmemesinden kaynaklanan cezai şart miktarı olan 1.880-TL, kâr mahrumiyetinden kaynaklanan 13.120-TL, haksız fesihden kaynaklanan...

              Dava, trafik kazası sonucu ölüm ve cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49. md haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK'nun değişik 72. md) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK'nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür) tabi olduğu belirtilmiştir. Buna karşılık 2918 sayılı KTK'nun 109/1. maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür....

                İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, zarar henüz doğmadığı halde, zararın doğacağı muhakkak ve pek muhtemel ise veya beklenen taşkın kullanma ile ileride telafisi mümkün olmayacak zarar meydana gelecekse, davalının alacağı önlemlerle zararı önleme ihtimali yoksa, zarar verme tehlikesi taşıyan eylem ve işlemler hakkında davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, 6831 sayılı Orman Kanununun 112. ve 114.maddeleri uyarınca tedbirsizlik ve dikkatsizlik nedeniyle orman yangınına sebebiyet vermekten kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 4.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 27.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Kanununun 110 vd. maddeleri uyarınca tedbirsizlik ve dikkatsizlik nedeniyle ... yangınına sebebiyet vermekten kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 02.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu