Aile Mahkemesi TARİHİ : 11/06/2014 ESAS-KARAR NO : 2010/617-2014/483 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı (koca) tarafından, kadının birleşen boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına takdir olunan tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi, nafaka ve velayet yönünden; davalı-karşı davacı (kadın) tarafından ise zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan davanın birleştirilmemesi, kocanın davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevi tazminat ve nafakanın miktarı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 03.02.2015 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı H.. A.. ile vekili Av. A.. Ö.. ve karşı taraf duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı S.. A.. ile vekili Av. M.. C.. geldiler....
Böyle olmakla birlikte davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve tayin eder. (HMK m.331/1) Bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3-Yukarıda gösterilen sebeplerle, ihtara uymamakta haklılığını kanıtlayamayan davalı-karşı davacı kadın boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurludur. Tam kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1/-2) ile yoksulluk nafakasına (TMK m.175) hükmedilemez. O halde kadının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar vermek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
boşanmalarına, davacı için aylık 1.000 TL tedbir - yoksulluk nafakası, 30.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak; yukarıda açıkladığım gibi; davalı kadının savunma yoluyla ileri sürdüğü; kocanın kendisini yaraladığı, onun da sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve bu nedenle daha fazla kusurlu olduğu, böylece kendisinin talep ettiği yoksulluk nafakası ile maddi/manevi tazminat taleplerinin karşılanması gerektiğine ilişkin savunma ve talepleri hakkında bir inceleme yapılmamıştır. Sonuç olarak; hükmün diğer bölümleri onanmakla birlikte, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davalı kadının yoksulluk nafakası ile maddi/manevi tazminat taleplerinin reddiyle bölümlerinin; eksik inceleme nedeniyle bozulması gerektiğini düşünüyorum....
İnterkostal aralıkta 2,5 cm uzunluğunda bir açısı dar bir açısı geniş yara dudakları düzgün kesici delici alet yarası" oluşturacak şekilde yaranın oluşmasına neden olduğu söz konusu yaralanma nedeni ile Mehmet in vefat ettiği , davalı Hüseyin nin haksız eylemi nedeni ile davalının sorumlu olduğu, davacılar Serpil ve Emine nin maddi ve davacılar Serpil, Emine ve Emine Tevhide nin manevi tazminat talep şartlarının oluştuğu kabul edilmiştir. Davalılar T5 T7 hakkında maktul Mehmet Gürdağ'ı kasten öldürme suçuna iştirak etme fiillerinden, elde edilen delillerin hükümlülüklerine yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınarak beraatlerine hükmedildiği, davalılar Aycan ve Mehmet in kasten öldürme suçuna iştirak ettikleri hususunun davacılar tarafından ispatlanamadığı açık olmakla bu davalılar yönünden maddi ve manevi tazminat isteminin reddi gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 18/12/2002 gününde verilen dilekçe ile desteğin kasten öldürülmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... (...'a vasi olarak) vekili ve ... vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilşkindir. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş; karar, davalı ... ile ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içindeki belgelerden, davalı ...'...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : 2.587,98 TL maddi ve 7.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesi Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat davasının dayanağını oluşturan Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesinin 16.11.2007 tarih, 2006/14 Esas, 2007/172 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) kasten öldürme suçundan beraatine hükmedildiği, kararın onanarak 26.01.2012 tarihinde kesinleştiği, davanın haksız işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan CMK'nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır....
Ceza Dairesinin, 15.01.2019 tarihli ve 2017/4498 Esas, 2019/106 Karar sayılı kararının davacı vekili tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde gereği düşünüldü: Karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 58.800 TL olduğu; kasten öldürme suçundan 08.02.2011 - 25.02.2011 tarihleri arasında 17 gün tutuklu kalan davacının 20.000,00 TL maddi ve 60.000,00 TL manevi tazminat talebinin İlk Derece Mahkemesince kısmen kabulü ile 323,19 TL maddi ve 1.500,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi üzerine hükmün yalnızca davalı vekilince istinaf edilmesi neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi nedeniyle, reddedilen toplam 1.823,19 TL tazminat miktarının davacı açısından kesin nitelikte olduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen temyiz sınırı ile reddedilen...
K.. aleyhine 28/09/2005 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kasten adam öldürme eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davalı Ö.. K.., tazminat davası sona ermeden önce ceza mahkemesinin kesinleşen kararı ile 30 yıl hapis cezasına mahkûm olmakla yasal kısıtlılık altına girmiştir. Borçlar Kanununun 35 ve 397. maddeleri hükümlerine göre aksi sözleşmeden veya işin niteliğinden anlaşılmadıkça, vekâlet gerek vekilin gerekse müvekkilin ehliyetinin ortadan kalkması ile son bulur. Böylece Avukat İlker Duygu’nun ceza kararının kesinleşmesinden itibaren davalı yasal kısıtlıyı temsil yetkisi kalmamıştır....
Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/293 -2015/209 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının kasten öldürme suçundan 28.05.2014- 04.02.2015 tarihleri arasında 252 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda davacının beraatine hükmedildiği, kararın 23.11.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla; Davacının 50.000 TL maddi, 350.000 TL manevi tazminatın tahliye tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 7.499,40 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın tahliye tarihi olan 04.02.2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....