Yine, HGK'nin 19.09.2019 tarihli ve 2017/1-1273 Esas, 2019/911 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, kamulaştırmasız elatma nedeniyle taşınmaz mal malikinin, idarenin bu fiili durumuna razı olup, bedeli mukabilinde taşınmazın mülkiyetini idareye devretme iradesini ortaya koyduğu, eş söyleyişle kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle dava açtığı tarihe kadar idarenin taşınmaza elatması haksız fiil niteliğindedir. Sonuç olarak kamulaştırmasız elatma nedeniyle mal sahibi, taşınmazın dava tarihindeki değerini isteyebileceği gibi, ecrimisil de isteyebilir. Ancak kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davasından sonraki dönem için ecrimisil istenemeyeceği kuşkusuzdur....
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Gaziantep İli, Karkamış İlçesi, Yolağzı Mahallesi sınırları içerisinde kalan 236 ada, 4 (if:17) parsel no.lu taşınmazlarına idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla tazminat açıldığını, açılan dava usûl ve yasaya aykırı olup reddedilmesi gerektiğini, taşınmazın Gaziantep-Nizip-Birecik Devlet yolu yapımı nedeniyle 05.05.2017 tarih ve 2017/192 sayılı Kamu Yararına göre davalı idare tarafından kamulaştırma işlemleri yapılmış olup, yapılan işlemin yasal dayanağı mevcut olduğunu, dava konusu taşınmaza ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27.maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve 2018 yılı karar tarihinde mahkemece el koyma kararı verildiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu durumda haksız el atmasından bahsedilemeyeceğini, davanın açıklanan nedenlerden dolayı esastan reddine, Mahkemece aksi kanaat hasıl ise; Kamulaştırma Kanunu’nun geçici 6. Maddesinin atıfta bulunduğu aynı Kanunun 10....
Zira, kamulaştırma kararı alınmadan veya kamulaştırma işlemlerini tamamlamadan taşınmaza el koyan idarenin haksız işgalci konumunda olacağı sabittir. Bununla birlikte, kamulaştırmasız elatma nedeniyle taşınmaz mal malikinin, idarenin bu fiili durumuna razı olup, bedeli mukabilinde taşınmazın mülkiyetini idareye devretme iradesini ortaya koyduğu, eş söyleyişle kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle dava açtığı tarihe kadar idarenin taşınmaza el atması haksız fiil niteliğindedir. Sonuç olarak kamulaştırmasız elatma nedeniyle mal sahibi, taşınmazın dava tarihindeki değerini isteyebileceği gibi, ecrimisil de isteyebilir. Ancak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasından sonraki dönem için ecrimisil istenemeyeceği kuşkusuzdur....
Buna göre fiilen el atılan kısımlar yönünden açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında adli yargı görevli olup 5999 ve 6111 sayılı Yasa hükümleri de gözönüne alınarak tarafların tüm delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın idari yargının görev alanına girmesi nedeniyle görev yönünden usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/03/2021 NUMARASI : 2019/642 2021/272 DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle) KARAR : Kırıkhan 1....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle : Yerel mahkemece karar eksik inceleme ve araştırma sonucu verildiğini, idarenin fiili el koyması koyması söz konusu değilse imar planları ile taşınmazların yol, yeşil alan, park, okul gibi kamusal alanlara tahsis edilmesi Yargıtay İçtihatlarında da kamulaştırmasız el koyma olarak görülmediğini, taşınmazların değerinin çok yüksek belirlendiğini, emsal değerlendirmesinin gereği gibi yapılmadığını, arsa olan taşınmaza üzerinde bina olan taşınmazların bina bedellerinin düşülerek hesaplaması yapılması gerektiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE : Dava, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasıdır. Bursa 1....
, kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle dava açtığı tarihe kadar davalının taşınmaza el atmış olması haksız fiil netileğinden olduğunu, davalının müvekkillerine ecrimisil ödemesi gerektiğini, bu nedenlerle kamulaştırmasız el atılan söz konusu taşınmazın dava tarihine göre rayiç değerinin tespiti ile el atma tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesine, toplamda 6.000 TL ecrimisil bedeline hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16/05/1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nun 15/12/2010 gün ve 2010/5- 662/651 kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....