Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, Kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden doğan fail alacağının tahsili istemine ilişkin olup, iş bölümü nedeniyle temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 18. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 13.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Geç tahsil edilen alacağın, iştigal konusu ticarette kullanılmasının tabiî olduğu varsayımı yeterli kabul edilip hüküm kurulamaz. Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....

      engellediği için müvekkilinin uğradığı munzam zararı karşılamakla yükümlü olduğunu , ------kararında ayrıntılı anlatıldığı üzere ------ gücünün düşmesi durumu göz önüne alınarak müvekkili yararına munzam zarar olduğuna, bu zararın hesaplanması amacıyla dosyaya bilirkişi atanmasına, haklı davanın kabulüne , müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik ----- davalıdan avans faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        TBK'nın 122/1. maddesinde aşkın zarar adı altında ifade edilen düzenleme ile, "Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa borçlu kendisinin hiçbir kusuru olmadığını ispat etmedikçe, bu zararı gidermekte yükümlüdür." Munzam zarar sorumluluğu kusura dayanan temerrüdün hukuki bir sonucudur ve borçlunun zararının faizi aşan bölümüdür. Diğer bir anlatımla borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının malvarlığınn kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Farklı bir anlatımla, burada zararın doğmasına yol açan bir kusur ilişkisi aranmaz ve tartışılmaz. Sorumluluk için borçlunun temerrüde düşmekteki kusurunun varlığı asıldır....

        İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyasında takibe konu edildiğini, tehir-i icra kararı alınması sonucunda toplam 174.598,70 TL ödendiğini, bunun 131.500,00 TL sinin ana para ve faiz için olduğunu, faizle karşılanmayan munzam zarar oluştuğunu, yaşanan pandemi nedeniyle üretimin azaldığını, kur artışı meydana geldiğini, bu nedenle ikame araç alma hususunda davalının zamanında ödeme yapmaması nedeniyle munzam zarar oluştuğunu, zamanında ödeme yapılmadığından ikame araç alınamaması nedeniyle kazanç kaybı doğduğunu, yine aracın ödeme yapılmaması nedeniyle davalı şirkete devrinin geciktiğini ve bu nedenle taşıt vergilerinin davacı tarafından ödendiğini belirterek munzam zarar için 20.000,00 TL nin takip dosyasına yapılan ödeme tarihinden itibaren, 10.000,00 TL kazanç kaybının dava tarihinden itibaren, 12.500,00 TL taşıt vergilerinin ödeme tarihlerinden itibaren davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

          Geç tahsil edilen alacağın, iştigal konusu ticarette kullanılmasının tabiî olduğu varsayımı yeterli kabul edilip hüküm kurulamaz. Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....

            Kabul anlamına gelmemek üzere, Davacı, ülkedeki enflasyon ve alım gücünün düşmesi durumu göz önüne alınarak müvekkil yararına munzam zarar olduğu gerekçesi ile bu davayı açmışsa da munzam zararın olduğu hususunun alacaklı tarafından ispatlanması gerekir. Yani fiilen uğranılan zararın somut veri ve belgelerle tevsik edilmesi gerekir. Zira munzam zarar, alacaklının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içerisindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan, somut olgular nedeniyle uğramış olduğu fiili zarardır. ----------Soyut anlatımlar, muhtemel kar kayıpları, elde edilmesi tahmin edilen gelir kalemleri munzam zararın ispatı için yeterli değildir....

              Kabul anlamına gelmemek üzere, Davacı, ülkedeki enflasyon ve alım gücünün düşmesi durumu göz önüne alınarak müvekkil yararına munzam zarar olduğu gerekçesi ile bu davayı açmışsa da munzam zararın olduğu hususunun alacaklı tarafından ispatlanması gerekir. Yani fiilen uğranılan zararın somut veri ve belgelerle tevsik edilmesi gerekir. Zira munzam zarar, alacaklının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içerisindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan, somut olgular nedeniyle uğramış olduğu fiili zarardır. ----------Soyut anlatımlar, muhtemel kar kayıpları, elde edilmesi tahmin edilen gelir kalemleri munzam zararın ispatı için yeterli değildir....

                Geç tahsil edilen alacağın, iştigal konusu ticarette kullanılmasının tabiî olduğu varsayımı yeterli kabul edilip hüküm kurulamaz. Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....

                  Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, hayat sigortası genel şartlarında ve dövize endeksli yaşam sigortası özel şartlarında, iştira bedelinin ödenmesi hususunda özel bir form doldurulması yönünde düzenleme getirilmediği, davacının bedelin ödenmesini talep etmesinden sonra şartlarda da açıkça düzenlenmeyen formun doldurulmamasından dolayı ödeme yapılmaması yerinde olmayıp davalı sigorta şirketinin geç ödemeden sorumlu olduğu, davacının, geç ödemeden kaynaklı faizden fazla zararları olduğunu belirterek munzam zararının da karşılanmasını istediği, davacının munzam zararını talep etmekte haklı olduğu, borçlunun temerrüdü ile zarar arasında uygun illiyet bağı bulunduğu, davalının kusuru ile geç ödeme yaptığı ve munzam zarardan kurtulmak için kusurlu olmadığını ispatlayamadığı, dolayısıyla faizle karşılanamayan bu zarardan da sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 6.570,79 TL geç ödemeden kaynaklı faiz ve 8.259,66 TL munzam zarar olmak üzere...

                    UYAP Entegrasyonu