Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle paranın döviz karşısında hızlı değer kaybı, yüksek enflasyon gibi genel, afaki ve doğrudan davacının zararını ifade etmeyen umumi ekonomik konjonktürel olgular TBK’nın 105. maddesinde sözü edilen munzam zararın varlığını göstermez. İstikrar bulmuş Yargıtay uygulamasına göre, davacı faizi aşan (munzam) zararını yukarıda açıklanan şekilde ispat etmeden bu yöndeki talebin kabul edilmesi mümkün değildir. Eldeki davada, davacı, Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/624 Esas 2018/13 Karar sayılı kararı ile davalı tarafından kendisine 72.766,80 TL ödenmesine hükmedildiğini, alacağın faizi ile birlikte icra vasıtasıyla tahsil edildiğini, ancak alacağına geç kavuşmuş olması ve ülkedeki ekonomik durum nedeniyle faizi aşar miktarda munzam zararının bulunduğunu ileri sürmüştür....

Mahkemece, davacının alacağını yargı yolu ile tahsil ettiği, yargılamanın uzun sürmesinin davalılara ait bir kusur olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2013/1703 esas ve 2013/18115 karar sayılı ve 18.11.2013 tarihli bozma ilamında, “Dava munzam zararın tahsili istemine ilişkindir. Munzam zarar BK'nın 105. (TBK 122) maddesinde; "Alacaklının düçar olduğu zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat edemedikçe bu zararı dahi tazmin ile mükelleftir. " şeklinde düzenlenmiştir. Alacağın tahsili amacıyla açılan ilk davanın uzun sürmesi ve tahsilâtın geç yapılması munzam zarar talep edilemeyeceği anlamına gelmez....

    BEDEL FARKININ GEÇ ÖDENMESİPARA BORCUNUN ÖDENMESİNDE TEMERRÜDE DÜŞÜLMESİTEMERRÜT FAİZİNİ AŞAN ZARARI DAVACI İSPAT ETMELİ"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki bedel farkının geç ödenmesine ilişkin munzam zarar talebi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kamulaştırma bedel farkının geç ödenmesine ilişkin munzam zarar talebine ilişkindir. Borçlar Kanununun 105. maddesi uyarınca alacaklının duçar olduğu zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu, bu zararı dahi tazmin etmekle mükelleftir. Kanun koyucu para borcunun ödenmesinde temerrüde düşülmesi halinde, bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsemiştir. Bu zararın tazmini iki bölüm de düşünülmüştür....

      Yine somut olaydaki munzam zarar talebiyle ilgili olarak uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 122 maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 105/1. maddesi) hükmünce, alacaklının uğradığı zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu takdirde borçlu kendisine hiçbir kusur ileri sürülemiyeceğini kanıtlamadıkça bu zararı dahi karşılamak zorundadır. Temerrüt faizi, temerrüde düşen borçlunun para borcunu ödemede gecikmesi halinde alacaklıya ödemek zorunda olduğu asgari miktardır. Alacaklı geç ödeme sebebiyle zararının temerrüt faizinden fazla olduğunu ileri sürüp kanıtlayabiliyor ise aşkın zarar diye de ifade edilen faizi aşan zararını borçludan isteyebilir. Temerrüt faizini talep edebilmek için gecikme nedeniyle uğranılan zararın ispatı gerekmediği halde faizi aşan zararmunzam zararın istenebilmesi için, alacaklı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararının varlığını kanıtlamak zorundadır....

      Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır....

        ne 02/12/1999 tarihinde para yatırdığını, 1999 tarihinde yatırılan para ile Ankara ilinin bazı muhitlerinde daire alabilecekken, yatırdığı parayı geç tahsil etmesi ve enflasyonun varlığı nedeniyle daire almasının mümkün olmadığını iddia ederek paranın yatırıldığı 02/12/1999 tarihinden ilama dayalı icra takibi sonucu yatırılan paranın avans faizi ile birlikte tahsil edildiği 05/04/2019 tarihi arasında para değerinin düşmesi, alım gücünün azalması nedeniyle uğradığı munzam zararı talep etmektedir. Bu haliyle, davacının iddiası muhtemel kâr kaybına ve farz edilen gelire ilişkin olup, yukarıda açıklanan yasa hükümleri ve içtihatlar karşısında davacı talebinin munzam zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği açıktır....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/731 Esas KARAR NO : 2023/333 DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 03/10/2022 KARAR TARİHİ : 11/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi....

          Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. ...- Ancak, dava taşıma akdi nedeniyle tahsil edilen temerrüt faizini aşan zararın tazminine ilişkin olup davacı taraf uyuşmazlığın taşıma akdinden kaynaklanması nedeniyle olay tarihi itibariyle açtığı ilk tazminat davasında, olay tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasa'nın .... maddesi uyarınca ticari faiz isteyebilecekken yasal faiz talebinde bulunmuş olduğundan iş bu davada, munzam zarar hesabının ticari faiz ile bunu aşan zarar arasındaki fark olarak hesaplanması gerekir....

            Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....

              (III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İşbu dava; Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasıdır. Davanın dayanağı ise Munzam Zarar iddiasına yöneliktir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; Davalı sigorta şirketi tarafından genişletilmiş kasko poliçesi kapsamında sigortalanan davacıya ait ... plakalı aracın 19/09/2018 tarihinde trafik kazası neticesinde hasar görüp pert olması sebebiyle mahkememizin ... Esas sayılı dosyasında hükmedilen tazminat bedelinin icra dosyasından davalı tarafından ödenmesine rağmen davacının karşılanmayan munzam( aşkın) zararının oluşup oluşmadığı oluşmuş ise ne miktar olduğu ve davalının bu zararı tazmin yükümlüğünün olup olmadığı hususları olduğu görülmüştür. Doç. Dr. ... , “Güncel İçtihatlar Işığında Munzam Zarar”, Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XII, S. 2, 2022, s. 1069-1099. atıflı makalesinde munzam zarar kavramını güncel İçtihatlar doğrultusunda incelememiştir....

                UYAP Entegrasyonu