İş kazası kavramının kanunda bu şekilde geniş düzenlenmesinin sebebi sosyal güvenlik hakkının koruyucu kapsamının mümkün olduğunca genişletilmesinin amaçlanmasıdır (SÜZEK, Sarper: İş Hukuku (Genel Esaslar ve Bireysel İş Hukuku), B.11, İstanbul 2015, s. 449). 30.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 3. maddesine göre ise 'iş kazası, işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya a bedenen engelli hâle getiren olayı' şeklinde tanımlanmış olup, bu tanım hem bireysel iş hukuku anlamındaki iş kazası tanımından hem de sosyal güvenlik hukuku anlamındaki iş kazası tanımından farklılık göstermektedir. 6331 sayılı Kanun ile getirilen iş kazası tanımına göre işin yürütümünden kaynaklanan kazaların yanında işyerinde meydana gelen kaza da iş kazası olarak kabul edilmektedir (ERDOĞAN,Ç.:İşveren ve İşveren Vekilinin İş Kazasından Doğan Cezai Sorumluluğu, Ankara 2016, s.67-68 )....
Ancak tazminat davası nitelikçe Kurum tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkin olduğundan öncelikle olayın Kurumca iş kazası kabul edilip iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması ve hak sahiplerine bağlanacak gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin rücu edilebilir kısımlarının saptanması gerekecek ve bu husus davanın tazminat yönünü doğrudan etkileyecektir. Mahkemece yapılacak iş; tespit davasını tazminat davasından tefrik edip ayrı esasa kaydetmek, tespit davasını tazminat davası için bekletici mesele saymak, tespit davasını sonuçlandırıp tespit davasında verilen hüküm kesinleştikten sonra çıkacak sonuca göre tazminat davasını sonuçlandırmaktır. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Asıl ve birleşen davanın davacısı, davalılardan işverene ait işyerinde çalışırken geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğunun tespitine, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, asıl davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava, davacının iş kazası geçirdiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemi ile söz konusu olayın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir....
Madde düzenlemesine göre, kamu düzenine aykırılık halleri hariç, istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonunda; Dava, iş kazasına dayanan maddi tazminat ve manevi tazminat istem davasıdır. Davacı, 18/10/2020 tarihinde iş kazasına maruz kaldığını ve yaralandığını ileri sürmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı öncelikle Kurum tarafından tespit olunacak bir husustur. Kurumun bir olayı iş kazası kabul etmemesi durumunda ilgililer işverenin yanında Kurumu da hasım göstererek iş kazası tespit davası açabilirler. Bunun yanında aksine olarak Kurumun bir olayı iş kazası kabul etmesi halinde ise ilgililer Kurumu da hasım gösterecekleri bir dava ile yine olayın iş kazası olmadığının tespitini her zaman mahkemelerden isteyebilirler....
İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak iş; davacıya iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi giderek iş kazası sigorta kolundan sürekli iş göremezlik geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir. Mahkemece,bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....
Şöyle ki İş kazasından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe Kurumca karşılanmayan zararların tahsiline ilişkin davalar olduğundan mükerrer tahsile neden olunmasının önüne geçebilmek için iş kazası sigorta kolundan Kurumun hak sahiplerine bağladığı gelirlerin tespiti ile bunun hesaplanan maddi tazminattan tenzili gerektiği gibi,tek başına manevi tazminat davası açılması durumunda dahi mahkemenin görevine ilişkin neticeleri bulunmasından dolayı(olay iş kazası değilse yargılama iş mahkemelerinde yapılamayacağından) Kurumun iş kazası tahkikatı ve giderek olayın iş kazası olarak tespit olunması önem arz etmektedir. Somut olayda ise; SGK Başkanlığınca davaya konu zararlandırıcı olay nedeniyle yapılmış bir iş kazası tahkikatının bulunmadığı ve giderek de Kurum tarafından hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanmadığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, görevsizliğine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, iş kazası neticesinde meydana gelen bedeni zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkeme, görevsizlik kararı verilerek dosyanın... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Davacının davanın iş kazası olduğuna ve tazminat taleplerine ilişkin istinaf itirazının değerlendirilmesinde; dosya içeriğine göre; İzmit Sosyal Güvenlik Merkezinin 24/03/2020 tarihli yazısı ile davacının 07/09/2014 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası neticesinde 27/03/2017 tarihli iş müfettişi raporuna göre maruz kaldığı kazanın iş kazası kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtildiğinden 01/07/2015 tarihi itibariyle davacının gelirlerinin durdurulduğu, bunun üzerine davacının Gebze 2. İş Mahkemesi'nin 2017/361 Esas,2018/211 K sayılı dava dosyası ile iş kazasının tespiti talebinde bulunduğu, iş bu mahkemece davacının kendi ihtiyacı ve menfaati için yol kenarında davalı şirkete ait olmayan panoda asılı sarkmış afişi almak isterken panodan düşerek yaralanma olayının iş Kanunu kapsamında iş kazası olarak değerlendirilemeyeceğinden davanın reddine karar verildiği, davacının kararı temyizi üzerine Yargıtay 21....
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacı sigortalı ...’in yargılama sırasında vefat eden davalı ...’e ait torna atölyesinde çalışırken 11.09.2002 tarihinde iş kazası geçirerek sağ gözünden yaralandığı, sürekli iş göremezlik oranının %18 olarak tespit edildiği, yargılama sırasında SGK tarafından olayın iş kazası olarak kabul edildiği, olayın gerçekleşmesinde davalının %80, davalının işçisi ustabaşının %20 kusurlu olduğu davacının ise kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir?...