Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18. maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19. maddesinde iş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....
Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. ... tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı öncelikle Kurum tarafından tespit olunacak bir husustur. Kurumun bir olayı iş kazası olarak kabul etmesi veya etmemesi durumunda, bunu aksini iddia eden ilgililer Kurumu da hasım gösterecekleri bir dava ile olayın iş kazası olduğu ve olmadığının tespitini mahkemede açacakları bir dava ile her zaman isteyebilirler....
Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (iş kazasına dayanan maddi tazminat tazminat davaları) haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya veya ölüm halinde hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan bağlanan bir gelirin bulunup bulunmadığının tespiti ile var ise bu gelirin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 55.maddesi de gözetilerek ilk peşin sermaye değerlerinin rücuya tabi kısmının hesaplanan tazminattan tenzili gerekir.(Rücuya tabi kısım=Kurumun sigortalıya iş kazası sigorta kolundan bağladığı sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değeri ile varsa geçici iş göremezlik ödemesi tahsislerinin sigortalının kusuruna denk gelen miktarlarının bu tahsislerden tenzili ile ortaya çıkan değerler.) Somut olayda, tartışma konusu olan husus Kurumun iş kazası sigorta kolundan davacı sigortalıya bağladığı gelirin hesaplanan maddi zarardan hangi miktarda tenzil edileceğine ilişkindir....
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği ve Kurum müfettişince düzenlenen 20.01.2010 günlü rapora göre olayın iş kazası olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki anılan müfettiş raporuna rağmen Sosyal güvenlik Kurumu 06.03.2012 tarihli cevabi yazıda hak sahibi eşe ölüm aylığı bağlandığını, buna karşılık iş kazası kolundan gelir bağlanmadığını bildirmiştir. Bu duruma göre iş kazası kolundan gelir bağlanması için Kuruma başvuruda bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş; (Kurum müfettiş raporuna göre olayın iş kazası olarak kabul olunduğu anlaşıldığından) davacıya iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması için Kuruma müracaat etmesi gerektiğinde dava açması için önel vermek, sonucuna göre ve yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bir karar verilmekten ibarettir....
Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Her şeyden önce, dava dilekçesinde, davacının 30/08/2002 ve 13/04/2007 tarihlerinde iş kazası geçirdiği ileri sürülmüş ise de, 11/05/2012 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi ve 22/06/2012 tarihli 1. celsedeki beyanında davacı vekili, 30/08/2002 tarihinin sehven yazıldığını birinci iş kazası tarihinin 27/08/2001- 30/08/2001 tarihleri arasındaki bir gün olduğunu ifade etmiştir....
Mahkemece, sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu, olayın iş kazası olmayıp meydana gelen zararın genel mahkemeler nezdinde açılacak tazminat davasında talep edilebilecek oluşu gözönünde bulundurularak mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. ... tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı öncelikle Kurum tarafından tespit olunacak bir husustur. Kurumun bir olayı iş kazası kabul etmemesi durumunda ilgililer işverenin yanında Kurumu da hasım göstererek iş kazası tespit davası açabilirler. Bunun yanında aksine olarak Kurumun bir olayı iş kazası kabul etmesi halinde ise ilgililer Kurumu da hasım gösterecekleri bir dava ile yine olayın iş kazası olmadığının tespitini her zaman mahkemelerden isteyebilirler....
SGK'nın iş kazası olarak tespit etmediği bir vaka ile iş kazası olarak kabul edilip iş mahkemesinde yargılaması yapılamaz. İş kazası olarak kabul edilmeyen vakalar ancak genel hükümlere göre değerlendirilerek davaya konu olabilir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle SGK tarafından iş kazası olarak kabul edilmeyen dava konusu vakanın genel hükümler uyarınca tazminat davasına konu edilebileceği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine" karar verilmiştir....
Somut olayda; dava dilekçesinde davacının 06.09.1999 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle 2.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın, 03.11.1998 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle 1.000,00 TL maddi ve 33.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, 06.09.1999 tarihli olayın SGK tarafından iş kazası olarak kabul edildiği ve davacının sürekli iş göremezlik oranın % 9.1 olduğunun belirtildiği, toplanan deliller ve SGK kayıtlarına göre 03.11.1998 tarihinde davacının iş kazası geçirdiğinin ispat edilemediği, davacı tarafın 05.09.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 23.285,37 TL olarak artırdığı, mahkemece ıslah edilen maddi tazminat miktarının usulüne uygun zamanaşımı defi nedeniyle reddine, dava dilekçesinde iki ayrı iş kazası nedeniyle maddi tazminat talep edilmiş ise de, sonuç itibariyle talep edilen toplam maddi tazminat miktarı üzerinden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece, maddi ve manevi tazminat davalarının kabulü ile hükmedilen tazminatların davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden,17.06 2008 tarihindeki zararlandırıcı sigorta olayının Kurum tarafından iş kazası sayıldığı, iş kazasının oluşumunda davacılar murisinin kusurunun olmadığı,hükme esas alınan hesap raporunda Kurum'un davacılara iş kazası sigorta kolundan yaptığı ödemelerin hesaplanan tazminattan tenzil edilmediği, Mahkemece Kurum tahsislerinin düşülmeden maddi tazminat davalarında neticeye gidildiği ayrıca davalı ... şirketinden sadece davaya konu iş kazası nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır....
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği, ancak davalı Kurumca yapılan tahkikat sonucu olayın iş kazası olduğuna ilişkin bir tespit yapılamadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Zararlandırıcı olayın iş kazası olduğuna ilişkin bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca hak sahiplerine gelir bağlanmayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından iş kazasının tespitine ilişkin davanın maddi tazminat istemli dava ile bir arada görülüp sonuçlandırılmasının da fiilen mümkün olmadığı ortadadır....