Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kurumca sigortalının haksahiplerine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup işbu tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak ; öncelikle kazasınına dair başlatıldığı anlaşılan Sosyal Güvenlik Kurumu tahkikatının neticesini Kurumdan sormak, olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için davacılara önel vermek, tespit davasını işbu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre değerlendirme yapmak, olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacılara Kuruma müracaat ederek haksahipleri olarak kazası sigorta kolundan kendilerine gelir bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir....

    İş ile ... 20. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava manevi tazminat istemine ilişkindir. ... 30. İş Mahkemesince dava konusu kazanın kazası olduğunun tepitine dair herhangi bir işlem yapılmadığı, davacının da bu konuda herhangi bir müracaatının bulunmadığı, kazası olduğu tespit edilen olaya ilişkin manevi tazminat talebinin genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesince ise davada davacı ile davalı arasında işçi işveren ilişkisinin bulunduğu manevi tazminat talebinin kazasından kaynaklandığı, bu davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesi olmayıp, 5510 sayılı Kanunun 101. maddesi gereğince mahkemeleri olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir....

      K A R A R 1-Taraflar arasındaki kazası sonucu sürekli göremezlik nedeniyle talep olunan maddi ve manevi tazminat istemine dair, Mahkemece verilen 17.12.2010 tarihli karar, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olup, bilahare davacı vekilinin 18.10.2011 tarihli dilekçe ile vekâletnamesindeki yetkisine binaen temyiz talebinden vazgeçtiği anlaşıldığından davacı vekilinin vaki temyiz talebinin vazgeçme nedeniyle REDDİNE, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 3-Dava 17.09.2002 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu % 82,00 oranında sürekli göremezliğe uğrayan sigortalının maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı tarafça temyiz edilmiştir....

        Kurumu Genel Kurulundan alınacak raporda davacının sürekli göremezlik oranının %10 ve üzerinde çıkması durumunda, davacıya kazası kolundan gelir bağlanması için Kuruma başvuruda bulunmak, gerektiğinde ...ve hak alanını etkileyeceğinden işveren ve Kurum aleyhine maluliyet oranının tespiti ile kazası kolundan gelir bağlanması için dava açmak üzere önel vermek, gelir bağlanması durumunda bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir bölümü indirilerek sonucuna göre maddi tazminat istemi ile belirlenen sürekli göremezlik oranı dikkate alınmak suretiyle manevi tazminat istemi hakkında karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

          KARAR Dava 01.09.2013 tarihinde meydana gelen kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece; davalılardan Genel Müdürlüğü’ne yönelik davanın reddine, davacı anne ve babanın maddi tazminat istemlerinin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulü ile davalı ’den tahsiline karar verilmiş ve bu karar süresinde aleyhine hüküm kurulan davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava nitelikçe tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkindir....

            Somut olayda 07.06.2004 tarihli kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumunca kazası sayılmadığı ancak mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan rapor ile olay kazası sayılmamakta birlikte göremezlik oranının %9.2 oranında belirlendiği anlaşılmaktadır.Davanın niteliği gereğince öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorun olup, İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olduğu halde, davada kurum taraf değildir. Yapılacak ; davacının geçirdiği, 07.06.2004 tarihli olayın Kurumca kazası sayılmadığı ancak belirlenen maluliyeti de %10’un altında kaldığı görülmekle davacıya Sosyal Güvenlik Kurumunu yöntemince davaya dahil etmesi için önel vermek,Kurumun davaya dahili sağlandıktan sonra da olayın kazası olup olmadığı yönünde taraf delillerini toplayıp oluşacak sonuca göre bir karar vermektir....

              Mahkemece;"Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde ;açılan davanın davacının kazası nedeni ile yaralanmaya bağlı olarak oluşan maluliyet sebebi ile maddi ve manevi tazminat talebine ve birleşen 206/470 esas sayılı davası ile de çalışma koşullarına bağlı olarak oluşan meslek hastalağı sebebi ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu ,davalı işveren vekilinin cevap dilekçesi ile açılan davanın haksız olduğundan bahisle davanın reddini talep ettiği ,dosya kapsamında bulunan kazası tahkikat raporuna göre olayın kazası olduğunun tespit edildiği , meydana gelen kazasında kusur oranlarının tespiti amacıyla alınan 14/08/2017 tarihli güvenliği uzmanıları tarafından düzenlenen bilirkişi heyet raporunda davacının kusurunun % 25 ve davalı işyerinin ise %75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, Davacının maluliyeti ile iligili olarak Kocatepe Sosyal Güvenlik merkezinin 28/12/2015 tarihli raporuna göre kazası nedeniyle davacının %5,1 oranında malül kaldığı...

              Sadece bu işi yapabilmesi için kooperatif yetkililerince işe alındığını, Müvekkilinin bu işi yaparken 17.02.2015 tarihinde ağaç parçası üzerine devrilmiş ve kazası geçirdiğini, Geçirmiş olduğu kazası sonucunda müvekkilde ciddi yaralanma meydana geldiğini, uzun süre yoğun bakımda kaldığını, Hali hazırda da %78 engelli olup, sürekli bakıma muhtaç halde olduğunu, Davacı müvekkilin kazası sonucu uğradığı maluliyeti ve sağlam bir vücuda sair bir insan gibi çalışamayacağı ve meslekte kazanma gücünün kaybedildiği göz önüne alındığında davacı müvekkil lehine maddi ve manevi kayıpları için tazminat davası açma zarureti hasıl olduğunu, İş bu sebeple Finike Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/224 Esas sayılı dosyası ile müvekkil “adına gücü kaybı tazminatı, iktisadi geleceğinin tehlikeye düşmesi sebebiyle uğradığı zarar “sebebiyle tazminat ve manevi tazminat talepli dava açıldığını, Tazminat talepli davaları devam ederken Kumluca T4 Müdürlüğü'ne başvuruda bulunarak meydana gelen olayın ...

              Yapılacak , davanın niteliği göz önünde tutularak davacıya olayın kazası olup olmadığının, kazası sonucu sayılması halinde, meslekte kazanma güç kayıp oranın saptanması ve buna bağlı olarak Kurumdan gelir bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuru da bulunması giderek kurum aleyhine dava açması için önel verilmek ve verilen önelin sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, davanın Kurum yönünden Kamu düzenine ilişkin olduğu da dikkate alındığında prosedüre uygun biçimde olayın kazası sonucu meydana geldiği ve meslekte kazanma güç kayıp oranı belirlenmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                Yapılacak , davanın niteliği göz önünde tutularak davacıya olayın kazası olup olmadığının, kazası sonucu sayılması halinde, meslekte kazanma güç kayıp oranın saptanması ve buna bağlı olarak Kurumdan gelir bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuruda bulunması giderek kurum ve işveren aleyhine dava açması için önel verilmek ve verilen önelin sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, prosedüre uygun biçimde olayın kazası sonucu meydana geldiği ve meslekte kazanma güç kayıp oranı belirlenmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu