Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş kazası nedeniyle manevi tazminat davası yönünden yapılan incelemede ise; özellikle davacının kaza tarihindeki yaşı, kazası tarihi, kazasının gerçekleşme biçimi, kazasının meydana gelmesinde tarafların kusur oranları, davacının sosyal ve ekonomik durumu, kazası nedeniyle husule gelen malüliyetin derecesi, davacının bu maluliyeti nedeniyle çektiği ve çekeceği üzüntü, ülkenin ekenomik koşulları, davalı işverenin mali durumu, paranın satın alma gücü, 22/06/1966 gün 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında belirtilen ilkeler ve hak nesafet kuralları gözönünde tutularak, davacının manevi tazminat talebinin kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, kazası sonucu sürekli görmezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....

    Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın davalı işverence Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği ancak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca bu bildirim üzerine ne gibi bir işlem yapıldığının mahkemece bu yerden sorulmadığı,sigortalının Sosyal Güvenlik Kurumunda bulunan dosyasının tetkikinden eş ve çocuklarına kazası sigorta kolundan değil 506 sayılı Yasanın 66/c maddesi gereğince ölüm sigorta kolundan aylık bağlandığı,Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan tahkikatle de olayın kazası olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....

      2010/408 Esasına kaydedilen eldeki bu davanın “ kazası tesbiti” davası mı yoksa, “tazminat” davası mı olduğu konusunda tereddüt oluşmuştur....

        Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilip bildirilmediği anlaşılmamaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....

          Davacı, davalı nezdinde çalışırken 05/12/2012 tarihinde maden ocağında yeraltı kısmında römork içinde saç kapağı taşınırken işverenin diğer işçisinin fiiline bağlı olarak saçın davacının ayağına düşmesi sonucu aşiltendonunun kesilmesi suretiyle yaralandığını ve ameliyat olduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat davası açmıştır. Yargılama sırasında maddi tazminat talebi yönünden davasını geri aldığı, karşı tarafın buna muvafakat ettiği görülmüştür. Dosya kapsamında olayla ilgili SGK tarafından verilmiş olayın kazası olduğuna ilişkin bir değerlendirme ve tespit bulunmadığı tespit edilmiştir. Olayın kazası olup olmaması hususu görevli mahkemeyi belirleme yönünde önem arzetmektedir. Mahkemece olayın kazası olduğu yönünde davacının kuruma başvurusunun sağlanarak sonucunun beklenmesi, dolayısıyla mahkemenin görevli olup olmadığı hususunun öncelikle netleştirilmesi gerekmektedir....

          Davacı vekili 29.05.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile harcını yatırarak 39.197,78 TL maddi tazminat isteminde bulunmuş ise de; davalı tarafça süresi içerisinde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacı kazası nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesini istemiştir. TBK'nun 146.maddesi (BK.m.125) gereğince zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu nedenlerle, somut olayda 05.03.2004 tarihinde gerçekleşen kazası nedeniyle maddi tazminat isteminin 29.05.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile ileri sürüldüğü, davalı vekilince de süresi içinde zamanaşımı def'in de bulunduğu değerlendirilerek, maddi tazminat isteminin zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle reddine karar vermek gerekirken; maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

            K A R A R Dava 02.11.2000 tarihinde meydana gelen kazası sonucu sürekli göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu tarafından belirlenen %12,10 oranındaki sürekli göremezlik oranı esas alınarak sigortalının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davacının tazminatının hesaplanmasına esas alınacak sürekli göremezlik oranının tespitinde hataya düşüldüğü görülmektedir. Somut olayda, kazası olduğu iddia olunan olayın, Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirildiği ve yapılan müfettiş tahkikatı ile kazası sayıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacı sigortalının sürekli göremezlik oranının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır....

              Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının 09.10.2012 tarihinde kazası geçirdiği ve %6,2 oranında malul kaldığı, bu durumun SGK Başkanlığı tarafından kazası olarak kabul edildiği, alınan kusur raporunda davalı işverenin %70, davacının %30 oranında kusurlu değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, 40.339TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline; dava dilekçesinde manevi tazminat talebi bulunmadığından ve ıslah dilekçesi ile manevi tazminat talebinin mümkün olmadığı değerlendirmesi ile manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Manevi tazminat talebi ile ilgili hüküm kurulurken, davacının manevi tazminat istemiyle ilgili dilekçesinin hukuki değerlendirmesinde yanılgıya düşülmüştür. Dosya kapsamına göre, davacı tarafın toplam 40.339TL maddi ve 20.000TL manevi tazminat talebini de kapsayan ıslah dilekçesine ilişkin olarak, 02.05.2016 tarihinde ıslah başvuru harcını da yatırdığı anlaşılmaktadır....

                Başkanlığı teftiş raporunda olayın kazası olarak kabul edildiği, ceza yargılamasında, taksirle ölüme neden olma eylemi nedeniyle davalı şoförlerden ...'ın suçu sabit görülerek mahkumiyetine karar verildiği; davacılar murisinin trafik kazası esnasında yolcu olduğu gözetilerek aleyhine kusur yüklenmediği; Mahkeme tarafından maddi zararın ... Başkanlığı tarafından bağlanan kazası geliri ile karşılandığı gerekçesi ile maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat taleplerinin ise kısmen kabulüne yönelik karar verildiği, takdir edilen manevi tazminatlara, kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. 1-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır....

                  UYAP Entegrasyonu