Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle davacıların İstanbul Tüketici Mahkemelerinin yetki sınırları içinde ikamet ettikleri anlaşıldığından davalının yetki itirazı yerinde değildir. 6502 sayılı TKHK m. 13 uyarınca, taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmetler ayıplı hizmet olarak kabul edilmiş ve hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen veya reklam ve ilanlarda yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetlerin de ayıplı hizmet olarak değerlendirileceği, Ayrıca 15. madde uyarınca da hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketicinin, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbest olduğu, sağlayıcının tüketicinin tercih...

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ayıplı koltuk takımı için ödenen 7.409,00TL fatura bedelinden davacının kullanım bedeli olarak takdir edilen 2.000,00TL nin mahsubu suretiyle bakiye 5.409,00TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satın alınan koltuk takımının ayıplı olduğu iddiasına dayalı, ayıplı mal bedelinin iadesine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, ihtilaflı konuları değerlendirir mahiyet arz etmekte olup, davaya konu maldaki ayıpları üretimden kaynaklanan gizli ayıp olarak mütalaa etmiştir. Bu halde, tüketici sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, ayıp oranında bedel indirimi veya malın ücretsiz onarımını isteme şeklindeki seçimlik haklara sahiptir....

    Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. ...Eğer eser iş sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. Yine ayıp bedelinin de ayıbın ortaya çıktığından itibaren geçecek makul süre dikkate alınarak hesaplanması gerekir. ( Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 20/01/2020 tarih ve 2019/1698 Esas, 2020/120 Karar sayılı kararı) Dosya kapsamına göre, davalının sistemi 30/01/2014 tarihinde test edip çalışır durumda teslim almasından sonra makul süre içerisinde davacıya "hizmetin eksik ve ayıplı alındığına" dair bir ihbarda bulunmadığı, davalının 18/02/2014 tarihinde davacıya gönderdiği e-postanın sadece bazı kameraların çalışmadığına ilişkin olduğu, hangi mal veya hizmetin hangi tutarda ayıplı olduğuna dair herhangi bir tespit yaptırmadığı anlaşılmaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı misli ile değişim talebine ilişkin olup, davaya konu araca ilişkin tescil ve trafik belgeleri ile ruhsat bilgilerinden kullanım aracının ticari olduğu anlaşılmaktadır. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Sıradaki su deposu motoru) teslim edilmiş olduğunun müvekkilince kabul edilmekte olup, faturadaki diğer 5 adet başlık altında geçen (çim biçme, sulama, servis ve saire) hiçbir mal yahut hizmetin müvekkiline teslim edilmediğini, davacı tarafça da faturada belirtili bu 5 adet mal yahut hizmetin müvekkiline teslim edilmiş olduğuna dair bir delil dosyaya sunulmadığını, sözkonusu 5 adet mal yahut hizmetle alakalı olarak müvekkilinin zamanında tespit yaptırmadığından bahisle vermiş olduğu kabul kararının hatalı olduğunu, diğer yandan dava konusu faturada geçen sözkonusu çim biçme, sulama ve servis hizmetlerinin, mahiyetleri itibariyle ayıplı olması da mümkün olmayıp, dolayısıyla bu hizmetlerin ayıplı olduğu yönünde tüketici tarafından bir tespit yaptırılmasının da zaten sözkonusu olamayacağını, müvekkili tarafından kendisine teslim olunduğu kabul olunan diğer iki adet fatura kalemine gelince ilki olan rulo çimlerin teslimi ile alakalı olarak, bu çimlerin ayıplı olduğunun müvekkilce zamanında...

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2022 NUMARASI : 2022/113 ESAS DAVA KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak İddiasına Dayalı İtirazın İptali KARAR : Osmaniye 4....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/523 Esas KARAR NO : 2023/20 DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/06/2021 KARAR TARİHİ : 10/01/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, ayıplı araç ve ayıplı servis hizmetinden kaynaklanan tazminat davasıdır. Davacı, dava dilekçesi ile özetle; dava konusu aracın ithalatçısı ve imalatçısının davalı ......

          İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili , dava konusu menfi tespit ve alacağa temel olan satım sözleşmesinde kendilerine davalı tarafından satılan boya cinsinden ürünlerin ayıplı olduğunu, delil tespiti isteminde düzenlenen rapor ile mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunun birbiri ile çeliştiğini, mali yönden ve teknik açıdan yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve eksiklikler giderilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava,ticari satım sözleşmesine konu boyaların ayıplı olduğu iddiasına dayalı İİK m. 72 den kaynaklanan menfi tespit ve zararın giderilmesi istemine ilişkindir....

            Davalı taraf cevap dilekçesi ile davaya konu hizmetin ayıplı olduğunu bu nedenle icra takibine itiraz edildiğini savunmuştur. Davalı taraf davaya konu hizmetin ayıplı yapıldığını savunmuş ise de, bu yönde davacıya herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı, bu durumda faturadaki hizmetin yerine getirilmediği ya da gereği gibi yerine getirilmediğini ispat külfetinin davalıya düştüğü, davacı defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemede dava konusu faturanın iade edildiğine dair kaydın olmadığı, davalının ihtara rağmen defterlerini sunmadığı, davalının bu yöndeki savunmasını ispatlayamadığı, bunun yanında takip öncesinde davalının temerrüde düşürüldüğüne dair delil sunulmamış olması nedeniyle davacı tarafın işlemiş faiz talebinde haklı olmadığı, alacağın faturaya dayalı olması ve likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinde haklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

              Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu