Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen karar dairemizce "davalılar ..., .... ve .... zamanaşımı definde bulunmadıkları ayrıca Dumlupınar Kütahya Başmüdürlüğüne naklen atamasının yapıldığı 25/01/2008 tarihi ile dava tarihi arasında BK 60 maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı" gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, Anayasanın 129/5 ve Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddeleri gereğince kamu görevlilerinin hizmet kusurundan kaynaklanan zararların tazmini için idareye dava açılması gerektiğinden bahisle davanın husumet yokluğundan reddine karar vermiştir. Dava dilekçesinden açıkça idare mahkemesinin kararının uygulanmaması sebebine de dayanıldığı anlaşılmaktadır....

    İdare mahkemesince, davalı idarenin ağır hizmet kusurundan sözedebilmek için idarenin sanık polis memurunun psikolojik bir rahatsızlığının olduğunu bilmesi ve bilerek aktif polis olarak istihdam etmesi ve görev yaptığı karakolda ölüm ve yaralama olayı ile sonuçlanabilecek bir huzursuzluğun intikal etmiş olması gerektiği, ancak dosyadaki bilgi ve belgelere göre sanık polis memurunun önceden tedavi gördüğüne yada karakolda huzursuzluk bulunduğuna dair bir kanıtın olmadığı, tamamen sanık polis memurunun o anki psikolojik durumundan kaynaklanan olaydan dolayı idarenin hizmet kusurundan söz etmeye olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar, hukuka uygun olmadığı iddiasıyla anılan idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedirler....

      Davalı vekili, davacı ile banka arasında Bireysel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, dava konusu işlemlerin davacının şifre ve parolası girilerek gerçekleştirildiğini, davalının kusurunun bulunmadığını, davacı zararının kendi kusurundan kaynaklandığını, banka uygulaması ile zarar arasında nedensellik bağının ispat edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusu olayda tarafların müterafik kusurunun bulunduğu, alınan bilirkişi raporuna göre davalının müterafik kusurundan kaynaklanan yükümlülüğünün 2.153.44.-TL olduğu, davacının da olayda kusurlu olduğunun kabul edildiği ve hesaptan para çekilmesinin davacının kişisel haklarına bir saldırı niteliğinde değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine, takibe yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 2.153.44.-TL üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

        TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, meydana gelen zararın davalı idarenin birden çok ağır hizmet kusurundan kaynaklandığı ve maddi tazminata da hükmedilmesi gerekirken bu kısmın onanarak kesinleştiği göz önüne alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğu; davalı idare tarafından, bilirkişi raporu uyarınca hizmet kusuru bulunmadığından tazmin şartlarının oluşmadığı, onamın yazılı olarak alınması gerekmediği, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğu ileri sürülmektedir. TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca, karşı tarafın temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ... DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....

          Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi uyarınca idari yargı mahkemelerinde tam yargı davası açılması gerekmektedir. (HGK.4.11.2015 Tarih 2015/17-86 E-2364 K ve 5 adet emsal dosya) Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re'sen) dikkate alınması zorunludur....

            Dosya incelendiğinde davacının davalılar ... ve... aleyhine açmış olduğu dava, davalıların kaza mahallinde yolun inşa, bakım ve onarımını gereği gibi yapmamasından kaynaklanan hizmet kusuruna dayanan bir davadır. Davalı belediyelerin kamu tüzel kişisi olup kural olarak işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşımaktadır. İş bu dava kapsamında davalı belediyenin yolun inşa, bakım ve onarımını yapmadığı yönündeki iddialar görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi anlamında hizmet kusuru teşkil etmektedir. İdarenin hizmet kusurundan kaynaklanan davalar ise Anayasa'nın 125. maddesi ve 2777 Sayılı İYUK m.2/2 kapsamında tam yargı davası olarak idari yargı yerlerinde açılması gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 04/05/2017 tarih, 627/5081) Görev, mahkemelerin resen nazara alması gereken bir dava şartı olduğundan görev - dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

              Dava, trafik kazasından kaynaklanan, hizmet kusuruna dayanılarak, davalı ... aleyhinde açılan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf önce idari yargı mahkemesinde aynı olayla ilgili olarak davalı aleyhinde tazminat davası açmış, Hatay İdare Mahkemesi'nin 2011/2014sayılı dosyası ile yargı yolu bakımından davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından adli yargı mahkemesinde açılan iş bu davada ise davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir. Eldeki dava hizmet kusuruna dayanmakta olduğundan idari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 2. maddesi hükmü uyarınca tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur....

                Bir başka deyişle mecburi tahkim, 3533 sayılı Kanun kapsamındaki kamu kuruluşlarının, özel hukuktan kaynaklanan uyuşmazlıklarının çözümünde uygulanmaktadır. Öte yandan, plan ve projesine aykırı iş yapılması veya idari karara aykırı bir hareket ile zarara sebep olunması hizmet kusurundan kaynaklanan zarar kapsamında değerlendirilemez ve bu bakımdan dava haksız eylemden doğan ve adli yargı yerinde bakılması gereken bir tazminat davası olarak kabul edilir. Şu halde; yerel mahkemece, tarafların statüsü ve yapılan işin plan ve projesine aykırı olması gözetilerek, uyuşmazlığın yukarıda sözü edilen Kanun'daki düzenleme uyarınca tahkim usulüne göre çözümlenmesi yerine davanın usulden reddine karar verilmesi, bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun reddedilmiş olması doğru olmamış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen ... Bölge Adliye Mahkemesi 1....

                  Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re'sen) dikkate alınması zorunludur....

                    Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, aracı ile yapımı devam eden çevre yolunda seyir halindeyken yola dökülen mucur nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybedip tek taraflı maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası geçirdiğini belirterek dava açmış olup, davada hizmet kusuruna dayanılmıştır. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan belediyeler, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re'sen) dikkate alınması zorunludur....

                      UYAP Entegrasyonu