Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dan 120 ay vadeli 41.250,00 TL'lik konut kredisi çektiğini, davalı ...Ş. tarafından 25.06.2012 başlangıç 25.06.2022 bitiş tarihli azalan teminatlı hayat sigortası yaptırıldığını, sigorta primlerinin de kesilerek eksiksiz olarak davalı sigorta şirketine ödendiğini, murisin vefatı üzerine müvekkillerinin hayat sigortası kapsamında vefat tazminatı almak için ilgili ölüm evraklarını davalı sigorta şirketine ibraz ettiklerini ve sigorta şirketini temerrüte düşürdüklerini, ancak davalının hukuka ve kanuna aykırı şekilde olumsuz yanıt verdiğini ödemekle yükümlü olduğu tazminatı ödemekten kaçındığını, ölüm nedeni olarak belirtilen nedenler arasında illiyet bağı olduğunu gerekçe göstererek tazminat ödemediğini, belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile azalan teminatlı hayat sigortası gereği 33.000,00 TL tazminatın 31.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi oranında ticari temerrüt faizi ile, murisin ölümünden sonra müvekkillerince bankaya ödemiş oldukları 4.536,00 TL...

    açıldığı, davanın hayat sigortasından kaynaklı olduğu, müvekkil sigorta şirketi ile ilgisinin hukuken olanaksız olduğundan, davanın hayat sigortası alanında faaliyet gösteren ve ayrı bir tüzel kişilik olan Ziraat Hayat ve Emeklilik A.Ş aleyhine ikame edilmesi gerekirken , müvekkil şirket aleyhine açıldığı anlaşıldığından, Müvekkil şirketin işbu davada taraf sıfatı bulunmadığından husumet yokluğu nedeniyle ve dava şartları bulunmadığından HMK 115.madde uyarınca usulden reddedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Davalı ...Ş. vekili; davanın görevli mahkemede açılmadığını görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, husumet itirazlarının bulunduğunu, murisin hayat sigortası sözleşmesi yapıldığı tarihte,hayat sigortası yapılmasına temel teşkil eden beyan formunda gerçeğe aykırı beyanda bulunarak rahatsızlığı bulunduğu halde bu hususu beyan etmediğinden tazminata hak kazanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı Cigna Finans Emeklilik ve Hayat A.Ş. vekili; dava değerinin belirtilmediğini, murisin hayat sigortası sözleşmesi yapıldığı tarihte kalp rahatsızlığı Bulunduğunu, bu hususu beyan etmediğini,hayat sigortası bilgilendirme formunda tamamen sağlıklı olduğunu beyan ettiğini,TTK 1435.madde uyarınca beyan yükümlülüğünün önemli olduğunu, müteveffa sigortalının önemli olan kalp rahatsızlığını beyan etmemesi nedeniyle sigorta şirketinin tazminat ödeme yükümlülüğünün ortadan kalktığını beyanla davanın reddini savunmuştur....

      Davalılar, bankanın hayat sigortası yaptırma yükümlülüğünün bulunmadığını, poliçe vadesinden sonra meydana gelen ölüm olayı nedeni ile bir sorumluluklarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davalı banka ile davalı sigorta şirketi arasındakı grup hayat sigortası sözleşmesinin amacının suresi biten hayat sigortası poliçesinin yenilenmesini zorunlu kılması ve murisin de muaf tutulduğuna ilişkin delil bulunmaması gerekçesi ile davanın kabulü ile 70.000YTL.nin davalı bankadan faizi ile tahsiline, diğer davalı yönünden takipsiz bırakıldığından açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kredi borçlusunun hayat sigortası ile sigortalanması hususunu düzenleyen kredi sözleşmesinin 9.maddesindeki düzenleme karşısında davacıları 2009/8210-9626 borçtan kurtaran bir davalı kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi K A R AR Dava, 24/08/2012 tarih 5757345 numaralı sigorta paliçesinden (hayat Sigortası) kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 17. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 9/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ın kullanmış olduğu konut kredisi kapsamında davalı şirket nezdinde hayat sigortası poliçesi yapıldığını, murisin kredi taksitleri bitmeden vefat ettiğini, davalı sigorta şirketinin kredi kullanılan bankaya hayat sigorta poliçesi kapsamında tüm kredi borcunu ödemesi gerekirken sadece 1 yıllık risk tutarı olarak belirlediği tutar olan 8.513,40 TL ödeme yaptığını, bakiye kredi riskinin ödenmesinden imtina edildiğini, kalan kredi borcunun müvekkillerinden talep edilmesi karşısında müvekkillerinin dava açmakta hukuki yararının bulunduğunu belirterek şimdilik ....000,00 TL tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davasını ıslah ederek, davalının, dönülemez lehtar ...A.Ş.'ye hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan 46.091,64 TL'nin ve banka kredi sözleşmesi gereğince işlemiş ve işleyecek faizler ile ferileri ile birlikte ödemesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir....

            Davacıların miras bırakanının... olduğu, davalı Bankadan bireysel destek kredisi kullandığı, geri ödemeler devam ederken murisin 21.2.2009 tarihinde vefat ettiği dosyadaki delillerden anlaşılmıştır. 27.8.2007 tarihli bir yıl süreli hayat sigortası 27.8.2008 tarihinde murisin vefatından önce sona ermiştir. Davacılar hayat sigortasının yenilenmemesi nedeniyle, uğradıkları zararın tahsili için bu davayı açmıştır. Oysa taraflar arasındaki kredi sözleşmesinde bankanın hayat sigortasını re'sen yenileme yetkisinin bulunduğuna ilişkin herhangi bir hüküm bulunmayıp, davalı banka da ilk sigortanın sona ermesinden sonra, takip eden yıllarda hayat sigortasını yenileyerek murise bir güven de vermemiştir. Bu durumda hayat sigortasını yenileme yükümlüğü, davacıdadır....

              olduğu ve davacının geçirmiş olduğu bir kaza olmaması nedeniyle talebinin teminat dışı kaldığı yönündeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, mahkemece poliçedeki kazanın neleri kapsadığı ve kaza kavramından ne anlaşılması gerektiği irdelenmeden karar verildiğini, ayrıca bu poliçenin hayat sigortası genel şartlarını taşıdığını, bu nedenle hayat sigortası niteliğinde olduğunu beyan ederek istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür....

              Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır. Gerek TTK’nın ilgili maddeleri ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre sigorta şirketinin sorusu üzerine veya her hangi bir soru sorulmadan sigortalı, sözleşmesinin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Şayet sigortalı tarafından var olan hastalık kasten bildirilmemiş ise sigortacının sözleşmeden cayma hakkı sözkonusudur. Dosya kapsamından sigortalının kendisine sağlığı ile ilgili sorular yöneltildiği ve sigortalının onkolog raporuna göre larenks kanser teşhisi olmasına rağmen bilgilendirme formunda “kanser olmadığını beyan ettiği”, murisin geçirdiği tıbbi operasyona göre de hastalığının dışarıdan da anlaşılabilldiği, belirlenmiştir....

                Tüm dosya münderecaatından taraflar arasındaki hukuki ilişkinin Tazminat (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasına ilişkin olup, dava niteliği itibari ile 6502 Sayılı Kanun kapsamında kaldığından, davaya bakma görevi Tüketici Mahkemelerine aittir. Dava dilekçesi, dilekçe ekleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin davacıların murisi ... ölümü nedeniyle davalı sigorta şirketi tarafından davacılara müteveffanın Hayat Sigortası nezdinde herhangi bir ödeme yapılmadığı konusunda olup, davaya konu olay bir tüketici işlemidir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 17.02.2020 tarih, 2016/166 Esas ve 2020/1568 Karar sayılı kararında benzer bir olaya ilişkin görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğuna dair yol göstermesi mevcuttur....

                  UYAP Entegrasyonu