Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı, davalı ile aralarında ilaç temini sözleşmesi uyarınca, kurum mensuplarına ilaç verdiğini, davalının protokolün 6.3.3 maddesi uyarınca ilacın hasta veya yakınına teslim edilmediği gerekçesi ile cezai şart uygulandığını yapılan işlemin doğru olmadığını ileri sürerek haksız kesilen 22.997,90 TL'nin faizi ile ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, ilaç teslimine ilişkin reçete arkasındaki imzanın hasta ve yakınına ait olmadığının anlaşıldığını, protokole aykırı davranıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu işlemin dayanağı olan reçete arkasındaki ilacı teslim alan imzasının hasta veya yakınlarına ait olmadığı ancak ilaçların reçetenin sahibi olan hasta tarafından kullanıldığının, yapılan yargılama sonucunda anlaşıldığı gibi bu husus mahkemeninde kabulündedir....

    Özel hastane ile hasta arasında var olduğu kabul edilen sözleşmenin kurulması, sözleşmenin hukukî niteliği, bu hukukî niteliğe uygun olarak uygulanması gereken yasal hükümlerin neler olduğu, taraflara düşen hak ve borçlar ile bunlara aykırılığın varlığı hâlinde sorumluluklarının tespiti uyuşmazlığın çözümünde önem taşır. Özel hastanelerde kural olarak hekim ile hasta arasında değil; hastane ile hasta arasında bir sözleşme ilişkisi vardır. Özel hastane ile hasta arasındaki sözleşme, Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş tipik bir sözleşme değildir. Özel hastaneye başvuran bir hasta veya kanuni temsilcisi ile yapılan ve özel hastane işleticisinin hem tıbbi hem de diğer mutad edimleri (oda, yiyecek, bakım vb otelcilik hizmetleri) yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmeye hastaneye kabul sözleşmesi adı verilmektedir....

    Onamla ilgili ön bilgilendirmenin yapıldıktan sonra hasta veya velisinin operasyona karar vermeyebileceği ve vazgeçeceği konusunda bir şey söylemek imkansız ve yanlıştır. Spekülasyon yapmak konuyu çözüme götürmekten çok çözümsüzlüğe götürdüğü gibi akıl ve bilim dışı kararların alınmasına yol açabilir" denilmiş olup bu halin (onam alınmamasının) davalı hekimin tıbbi gereklere/verilere/uygulamalara uygun olan hizmetini tazminat ödemesini gerektirir ayıplı/kusurlu hale dönüştüremeyeceği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir....

    sözleşme süresi içinde kendisine yapılan tazminat taleplerine, bu taleple bağlantılı yargılama giderleri ile hükmolunacak faize ve sigortalı aleyhine ileri sürülen tazminat talebine ilişkin makul giderlere karşı poliçede belirlenen limitler dahilinde teminat sağlayacağı düzenlenmiş olup, poliçe kapsamında teminat altına alınan tazminat türleri bakımından herhangi bir ayrım yapılmamıştır....

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20025/245 esas sayılı dosyasında tazminat davası açıldığını ve karara bağlandığını, kendileri tarafından dava dışı şahsa tazminat ödendiğini, oysaki ödenen bu tazminata sebebiyet verenin davalı doktorun hatalı operasyonu olduğunu ileri sürerek dava dışı hastaya ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, vekalet sözleşmesi hükümleri uyarınca uğranılan zararların tazmin edilmesi üzerine açılan rücuen alacak davasıdır....

        TBK 56.maddesinde manevi tazminat düzenlenmiş olup, bir kişinin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri gözönünde bulundurularak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir. Aynı maddenin 2.fıkrasında ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar gören yahut ölenin yakınlarına da uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenebileceği kabul edilmiştir. Manevi tazminat takdir edilirken bu bedelin taraflar açısından bir ceza ve zenginleşme aracı olmadığı, her olaya özel olarak değerlendirilmesi gerektiği dikkate alınmıştır....

          Ayında hasta tekrar kliniğe geldiğinde henüz iyileşmenin tamamlanmadığı gerekçesi ile 2 ay sonra gelmesi gerektiği söylenmiştir, daha sonrasında hasta cerrah ile görüştükten sonra, benim yanıma gelip buradan ayrılanlar gözü açıklar mesaj attılar müşterimizi çalıyorlar haberiniz olsun demiştir, o an için hastanın tekrar geleceğini düşünerek, herhangi bir yazılı belge alınmamıştır, daha sonrasında hasta tekrar gelmemiştir, şeklinde beyanı alınmıştır....

            DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 06/09/2021 KARAR TARİHİ : ......

              Özel hastane ile hasta arasında var olduğu kabul edilen sözleşmenin kurulması, sözleşmenin hukuki niteliği, bu hukuki niteliğe uygun olarak uygulanması gereken yasal hükümlerin neler olduğu, taraflara düşen hak ve borçlar ile bunlara aykırılığın varlığı hâlinde sorumluluklarının tespiti uyuşmazlığın çözümünde önem taşır. Özel hastanelerde kural olarak hekim ile hasta arasında değil; hastane ile hasta arasında bir sözleşme ilişkisi vardır. Özel hastane ile hasta arasındaki sözleşme, Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş tipik bir sözleşme değildir. Özel hastaneye başvuran bir hasta veya kanuni temsilcisi ile yapılan ve özel hastane işleticisinin hem tıbbi hem de diğer mutad edimleri (oda, yiyecek, bakım vb otelcilik hizmetleri) yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmeye hastaneye kabul sözleşmesi adı verilmektedir. Hastaneye kabul sözleşmesinin kurulması için herhangi bir şekil şartına uyulması zorunluluğu bulunmamaktadır; hatta bu sözleşmenin zımni irade açıklaması ile kurulması dahi mümkündür....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili; muris......'un Garanti Bankası A.Ş........Şube Müdürlüğü'nden kredi kullandığını, muris ......'un, 05/07/2008 tarihinde vefat etmesi üzerine davalı sigorta şirketinden riziko gerçekleştiğinden bahisle hayat sigortası sözleşmesi gereği 14000 TL sigorta bedelinin ödenmesi başvurusunda bulunduğunu ancak davalı şirketin TTK 1290 ve .........

                UYAP Entegrasyonu