Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Sebepleri Davacı vekili; ortada kurallara uygun olarak hazırlanmış ve hastaya imzalatılmış bir aydınlatılmış onam formu bulunmadığını, Ameliyat İzin Formunun hatalı olarak düzenlendiğini, hasta ile doktor arasındaki ilişkinin vekalet sözleşmesi olduğunu, estetik cerrahı ile hasta arasındaki ilişki ise vekalet sözleşmesi ile birlikte bir eser sözleşmesi olduğunu, inceleme sonucunda yüksek IgE değerinin genel anesteziye engel bir durum teşkil etmemesi aleyhe bir durum olmadığını, Adli Tıp Raporuna göre, IgE değeri yüksekliği genel anestezi alınmasına engel olamadığını, buna göre hangi sebeple davalı klinikte çalışan anestezi uzmanının “IgE değeri yüksekse ben size dokunmayayım” şeklinde bir beyanda bulunduğunun belirlenmediğini, mahkemece bu hususta araştırılmadığını, gerekçeli kararda, tanık beyanlarına kesinlikle yer verilmediğini, davalı tarafın şahidi ...'...

    nin down sendromu ve bilişsel gelişim geriliğinin hamilelikte tespit edilmediğini, çocuğun bu nedenle down sendromlu olarak doğduğunu, sigortalının kötü uygulamalarının bilgilendirmeme, onam almama, teşhiste kusur, ileri testleri önermeme ve amniyosentez yapmama olarak sayılabileceğini, hasta hekim ilişkisinde sigortalının vekalet sözleşmesi kapsamında özen borcu altında olduğunu, küçüğün down sendromlu olarak doğumu nedeniyle hayat boyu işgöremez durumda olacağını, bu nedenle ayrıca müvekkillerinin zarara da uğradıklarını, tıbbi kötü uygulama nedeniyle hekimin kusurlu olduğunu belirterek, davacı ... için 10.000-TL iş göremezlikten kaynaklanan maddi (bakıcı ücreti dahil) ve 60.000-TL manevi tazminat, diğer davacılar için ise ayrı ayrı 30.000'er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 130.000TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

      T13 operasyon kararı vermesi üzerine hasta hazırlanmış ve "Ameliyat Öncesi Hasta Hazırlık ve Teslim Formu" düzenlenerek hasta ameliyathaneye teslim edildiği, davalının ameliyat esnasında kendi çalışanları vasıtasıyla hastaya sunduğu tek hizmet anestezi ve reanimasyon hizmeti olup bunun dışında Dr....

      Özel hastane ile hasta arasında var olduğu kabul edilen sözleşmenin kurulması, sözleşmenin hukukî niteliği, bu hukukî niteliğe uygun olarak uygulanması gereken yasal hükümlerin neler olduğu, taraflara düşen hak ve borçlar ile bunlara aykırılığın varlığı hâlinde sorumluluklarının tespiti uyuşmazlığın çözümünde önem taşır. Özel hastanelerde kural olarak hekim ile hasta arasında değil; hastane ile hasta arasında bir sözleşme ilişkisi vardır. Özel hastane ile hasta arasındaki sözleşme, Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş tipik bir sözleşme değildir. Özel hastaneye başvuran bir hasta veya kanuni temsilcisi ile yapılan ve özel hastane işleticisinin hem tıbbi hem de diğer mutad edimleri (oda, yiyecek, bakım vb otelcilik hizmetleri) yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmeye hastaneye kabul sözleşmesi adı verilmektedir....

      Sağlık Hizmetleri Sözleşmesi ile davacı şirketin davalı hastaneye Bulgaristan'dan hasta yönlendirmesi işini yapması ve bunun karşılığında davacı şirkete hizmet bedeli ödenmesinin kararlaştırıldığı, davalı tarafın keşide ettiği 29/04/2016 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği, davacının hizmet bedelinin ödenmesi talebi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacıya ödenen hizmet bedeli dışında, davacının başka hastaları da davalı hastaneye yönlendirerek hizmet verdiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı taraf hükmü istinaf etmiştir. Taraflar arasında davacı şirketin, Bulgaristan'dan davalı hastaneye hasta yönlendirmesi işi hususunda hizmet sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık; davacı şirketin ödenmemiş hizmet alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır....

        Davalı taraf işyerinde işçinin hasta yakını olan bir bayanı taciz etmesi nedeniyle sözleşmenin haklı nedene dayanılarak sona erdirildiğini savunmuştur. Mahkemece feshin haklı nedene dayandığının işverence kanıtlanamadığı gerekçesiyle ihbar ve kıdem tazminatı alacakları hüküm altına alınmıştır. Dosya içeriğine göre, davacı hastanede bilgisayar operatörü olarak çalışmaktadır. Hasta yakını olduğu anlaşılan bir bayan hastane yönetimine dilekçe ile başvurarak, davacının kendisini taciz ettiğini, hatta gece birlikte olmalarını dahi teklif ettiğini beyan etmiştir. Bunun üzerine hastane yönetimince bir soruşturma başlatılmış, bu konuda diğer personelin de beyanına başvurulmuştur. Soruşturma sonucu davacının değiştirilmesi yüklenici firmadan istenerek sözleşmesi sona erdirilmiştir....

          Kanunu kapsamında düzenlenen kıdem tazminatı adı altında bir tazminat isteyemez ise de, B.K’nun 345. vd. maddelerinde düzenlenen diğer tazminatları talep etme hakkına sahiptir. Böyle olunca, mahkemece davacının taleplerinin B.K’nun hizmet sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde, davacının taleplerinin B.K’da düzenlenmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 17.15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 14.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davalı-karşı davacı, kiraya veren vekili savunmasında; hastane birleştirilmesi nedeniyle hasta sayısında önemli bir düşüş olmadığını kiranın indirilmesini gerektirecek bir sebep bulunmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, asıl davanın kabulü ile kira bedelinin indirilmesine, birleşen davalardan sözleşmenin feshi kararının iptaline, indirilen kira bedeli esas alınarak kira alacağına ilişkin davaların kısmen kabulüne, kiraya veren tarafından açılan sözleşmeye aykırılık nedenine dayalı bir yıllık tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hükmün davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 2013/10232 Esas –2014/3317 Karar sayılı ve 19.03.2014 tarihli kararı ile; sair hususlar red edilmeden, "Bilirkişinin raporda belirttiği hasta sayısına ilişkin rakamları neye dayanarak tespit ettiği anlaşılamamaktadır. Dosya içerisinde buna ilişkin bir belgeye rastlanmamıştır....

              Hasta, idareye karşı tıbbi malpraktis davası açarken hizmet kusuruna; gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine dava açarken haksız fiil, sözleşmeye aykırılık veya vekaletsiz iş görme gerekçelerinden birine dayanmalıdır. Tıbbi uygulama hataları nedeniyle tazminat davaları, yapılan tıbbi uygulamanın niteliğine göre farklı hukuki gerekçelere dayanılarak açılabilir. Kural olarak doktor/hasta ilişkisi hukuki nitelik itibariyle “vekalet sözleşmesi” kapsamında değerlendirilmektedir (6098 sayılı Borçlar Kanunu m.502 vd.). Vekalet sözleşmesi hükümlerine göre hasta, vekil eden; doktor ise tıbbi uygulamayı yapacak vekil olarak nitelendirilmektedir. Kanuna göre vekil, yani tıbbi uygulamayı yapan hekim, vekalet görevine konu hastanın teşhisi veya tedavisi işini yerine getirirken, olumlu neticenin elde edilmemesinden sorumlu değilse de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur....

              Hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporu da dahil olmak üzere daha önce iki farklı heyetten alınan bilirkişi heyeti raporlarında; davacının işlettiği tıp merkezinde ruhsat fazlası ve denetim dışı cihaz kullanıldığı, hasta sevk işlemlerinin durdurulduğu dönemde hasta kabul edildiği tespit edilmiştir. İlk iki heyet raporu bu tespitlerden sonra hesaplamalar itibariyle farklı sonuçlara varmış, hükme esas alınan heyet raporunda ise fazla cihazlarla diğer kurumlara hizmet verilmiş olabileceği, bu nedenle denetimsiz cihazlarla verilen hizmetin davalı kuruma fatura edilmediğinin kabulü gerekeceği, davalı kurumun zamanında denetim yapmayarak hasta sevki kapalı iken hasta alınmasına neden olduğu gibi soyut ve dayanaksız gerekçeler ile cezai şartların hukuka aykırı olduğu sonucuna varmıştır. Mahkemece de en son alınan bu heyet raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki açıklanan nedenlerle bu rapor hüküm kurmaya elverişli değildir....

                UYAP Entegrasyonu