Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2014/1806 Esas KARAR NO: 2018/52 KARAR TARİHİ: 23/01/2018 DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ:23/06/2021 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353....

    İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir. 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür....

      Mahkememizce denetlenip benimsenin ------tarihli ek rapor gereğince acentalık sözleşmesinin davalı tarafından haksız şekilde fes edilmesinden dolayı davacının kendisinin bulduğu müşterilerle ileride yapılması mümkün olan sözleşmelerle ilgili olarak sözleşme ilişkisinin devam ettiği süredeki faaliyet sonucu aldığı yıllık komisyon ve diğer ödemelerin ortalamasını aşmamak üzere dekleştirme tazminatının isteminde bulunabileceği, davacının talep edebileceği denkleştirme tazminat talebinin ----talep ettiği tespit edilmiş, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin ----- tarihinde fes edildiği bu tarihten sonra davacı ile davalı arasında herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı ancak davacının haksız fesih yapıldığı tarih itibariyle aracılıkta bulunmuş olduğu ----dekleştirme tazminatı --- haksız fesihten kaynaklanan tazminat olmak üzere toplam-------- tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır...

        İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir. 4857 sayılı Kanun’un 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Somut olayda, davacı, davalı ilaç şirketinde satış mümessili olarak çalışmış olup iş akdinin işverence haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini iddia etmiştir....

        fesih nedeniyle davacı şirketin değerinin azaldığını, davalının yetkili satıcı iken değeri ile olmadığı andaki değeri arasında fark bulunduğunu, müvekkilinin tesislerinde yapılan aramaların itibarına zarar verdiğini ileri sürerek yetkili satıcı sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmadığının, sözleşmedeki usule ve hukuka aykırı olduğunun, fesih için 24 ay önel verilmesi gerektiğinin tespitini, haksız fesihten kaynaklanan zarar ve ziyanın, kâr kaybının, portföy ve denkleştirme tazminatının, itibar zedelenmesi nedeniyle maddi ve manevi zararın tespiti de dahil olmak üzere müvekkilinin uğradığı tüm zararların tespitini, ileride artırılmak üzere şimdilik 330.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın 30.04.2012 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. 2.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; işbu davanın yetkili servis sözleşmesinin haksız feshine dayandığını, müvekkilinin haksız fesih nedeniyle yetkili...

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/178 Esas KARAR NO : 2021/846 DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/04/2019 KARAR TARİHİ : 26/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA : Davacı vekili, davalı ------ --- sözleşmenin 25/05/2012 tarihinde davalı şirket tarafından noter ihtarıyla fesih edildiğini, davalının " başka----suretiyle sözleşmeyi fesih ettiğini; Bilahare davalı tarafından----- dosyasıyla dava açıldığını; bu davayla --- ----- " şeklinde gösterildiğini; söz konusu davanın reddedildiğini, ---, karar düzeltme talebinin de reddedilerek kesinleştiğini; böylece feshin haksız olduğunun ortaya çıktığını, Yargıtay kararında davacının noterden ------ dayanamayacağının vurgulandığını; davamıza konu uyuşmazlıkla ilgili ara buluculuğa başvurduklarını --- kaldığını, bu kısım yönünden davacının mahrum kalınan kârının tazmininin gerektiğini; ayrıca bu iş nedeniyle müvekkilinin bankadan...

            Davalı kooperatif; fesihten sonra 18.08.2000 tarihinde 2000/64 D.iş sayılı dosya ile delil tespiti yaptırdığını, düzenlenen raporda davacının alacağının 3.977.076.357 TL olarak tespit edildiğini, 2000/121 D.iş sayılı raporda 01.04.2000 tarihinden önce yapılan işler ile fesihten sonra ikinci yüklenici tarafından yapılan işlerinde davacı alacağına katılarak fazla bedel hesaplandığını ileri sürerek rapora itiraz etmiştir. Davalının itirazları mahkemece karşılanmamıştır. Hükme esas alınan raporda tüm tespit raporları denetime elverişli şekilde irdelenmediğinden ve davalının itirazları karşılanmadığından bu rapor hüküm tesisi için yeterli değildir....

              Öte yandan, mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumundan fesihten önce ve sonraki işçi hareketleri de getirtilmemiştir. Sosyal Güvenlik Kurumuna yazılan müzekkere cevabı ekinde gönderilen dönem bordrolarının sadece çalışan sayısını içerdiği, ayrıntılı dönem bordrosu istenilmediği ve gönderilmediği görülmektedir. Mahkemece, sadece fesih ayındaki çalışan sayısı sorulmuş; gelen cevabi yazıda ise fesih ayı ve öncesine ait rakamsal olarak çalışan kişi sayısını gösterir dönem bordrosu sunulmuştur. Bu dönem bordrosunun incelenmesinde; davalı işyerinde 2015 yılı fesih ayı olan Mart ayında 108, Şubat ayında 109, Ocak ayında 109, 2014 yılı Aralık ayında 110, Kasım ayında 109, Ekim ayında 110, Eylül ayında 114 işçi çalıştığı, fesihten sonraya ait dönem bordrosu bilgilerinin ise gönderilmediği görülmektedir. Davalı işverenin mahkemeye yazdığı müzekkere cevabından ise, fesihten 4 ay önce işten ayrılan iki kişi olduğu, fesihten 4 ay sonrasında ise dokuz işçinin işten ayrıldığı bildirilmiştir....

                Gerekçe: Davacı, iş akdinin haksız sonlandırıldığı iddiasıyla kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı talep etmiş, mahkemece de, davanın 1 aylık hak düşürücü sürede açılmadığından reddine karar verilmiştir. Fesih bildiriminin tebliğinden itibaren 1 aylık hak düşürücü sürede davanın açılma şartı, işe iade davasının konusu olup, söz konusu dava hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır. Kıdem tazminatı ile ihbar tazminatına ilişkin davalar, 1 aylık hak düşürücü süreye tabi olmayıp, hakkın doğumundan itibaren, eski mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi tutulmuştur. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146 ıncı maddesinde de genel zamanaşımı 10 yıl olarak belirlenmiştir....

                  İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir. 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür....

                    UYAP Entegrasyonu